Erdoğan'dan Zekeriya Öz'e: Yaka paça gelip hesap verecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakalama kararının ardından yurtdışına çıkan aralarında Zekeriya Öz'ün de bulunduğu eski savcılarla ilgili konuştu:"Bunlar bir yerlerde muhakkak yakalanacak ve yaka paça buraya gelip yaptıklarının hesabını er veya geç verecekler." Erdoğan, koalisyon istemediği yönündeki iddialara 'yalan, yanlış, iftira' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde muhtarlarla görüştü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan'ın gündeminde Gülen Cemaati bağlantılı olduğu iddia edilen eski savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın Gürcistan'a gitmesi ve HDP'nin PKK ile mücadele konusundaki tutumu vardı.

17 Aralık'ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının savcıları Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın haklarında yakalama kararı çıkartılmadan önce Gürcistan'a gitmelerine Erdoğan tepki gösterdi:

"Beni Gezi olayları sırasında yurtdışına kaçmakla suçlayan ihanet şebekesi mensuplarının, şimdi yurtdışına kaçtığını görüyoruz. Bu acımasız kararları verenler, Gürcistan üzerinden Ermenistan'a kaçıyorlar. Kim bilir oradan nereye kaçacaklar? Şu ana kadar 100'ü aşkın mensupları yurtdışına kaçmıştır. Biz de Türkiye olarak iz sürüyoruz. Bunlarla ilgili kırmızı bültenler hepsi, işte bir kısmı Romanya'da yakalandı biliyorsunuz. Bunlar da bir yerlerde muhakkak yakalanacak ve bunlar da yaka paça buraya gelip yaptıklarının hesabını er veya geç verecekler."

Cumhurbaşkanı, seçim sonrasındaki koalisyon süreci hakkında "Seçim sonrasında yeni bir Türkiye'nin kapısı açılabilirdi. Siyasi parti yönetimlerinin ikircikli tavrı, Türkiye'yi sıkıntılı bir konuma getirdi" dedi.

'SİLAHTAKİ KURŞUNLA SANDIKTAKİ OY ARASINDA TERCİH…'

Erdoğan, HDP'yi isim vermeden eleştirdi:"Hem terör örgütüne destek verin, hem de demokrasi ve özgürlük deyin. Teröristleri savunanların yanında olmanın nesi demokrasi? Yanlarına silahlı güçleri almadan, parlamentodaki güçlerinin yeterli olacağına inanmıyorlar. Bu parti ve mensupları, silahtaki kurşunla sandıktaki oy arasında tercih yapmak zorundadır.

Saldırılar ülkemizde oluyor ama terör örgütünün gündemindeki parti, çözümü Brüksel'de arıyor. Oyu Türkiye'den alıp çözümü dışarıda arayan parti, kendi varlığını inkâr ediyor demektir."

'CİCİ ÇOCUK DEMEKLE, CİCİ OLUNMUYOR'

Cumhurbaşkanı, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı da isim vermeden hedef aldı. "Seni başkan yaptırmayacağız ifadesinin ‘Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasına engel olacağız' demek olduğunu ben de, milletim de çok iyi biliyor. Eline saz vermek suretiyle insanı modern bir surete oturtamazsınız. Cici çocuk demekle, cici olunmuyor. Biz insanın ameline, fiiline, yaptıklarına bakarız" dedi.

Erdoğan, PKK'ya düzenlenen operasyonlarla ilgili ise şöyle konuştu: "Bu operasyonlar devam edecek. Tabii canımız yanıyor. ‘Bu iş artık bitsin' diyen kardeşlerimiz oluyor. Şahadet makamı kıyamete dektir. Mesele bunu tamamıyla minimize edebilmektir. Operasyonların asgariye inmesi ya da tamamen bitmesidir. Dünyanın her yerinde bu olaylar devam ediyor. Bilhassa bu bölge özel olarak seçilmiş durumda. Mesele, bu topraklarda yaşayanların parçalanması ve bölünmesidir. Dış güçler bunu başarıyor. Bazıları diyor ki, terör örgütü silahlarını sustursun. Hayır! Silahlarını susturacak, bırakacak, betonlayacak; böyle olacak! Bunların da yer tespitini biz yapacağız. Her türlü paralel devlet yapılanmasına son verilene kadar da bu iş sürecektir.

'BİZ ELİMİZİ UZATTIK, ONLAR SİLAHLA KARŞILIK VERDİ'

‘Kimse bizim terör örgütüyle ilgimiz yok' demesin, kimse yutmaz! 6-7-8 Ekim'de benim Kürt vatandaşlarımı sokağa dökenlerin kim olduğunu biliyoruz. Bütün bunlar bilindiğine göre, biz de adımlarımızı kararlılıkla atacağız. Biz elimizi uzattık, onlar silahla karşılık verdi. Şimdi de utanmadan ‘Çözüm süreci devam etmeli' diyorlar. Bana göre süreç buzdolabındadır. Bölücü örgüt ve onun güdümündeki parti sözlerini yerine getirmemiştir. Milli Kardeşlik Projesi'ne destek verenlerle bu yol varız. Terör örgütü silah bırakmadığı, sınırları terk etmediği, onun güdümündeki parti tehdidi ve şiddeti savunmayı bırakıp demokrasi safına geçmediği sürece gereken yapılacaktır. Türkiye'nin 1990'lı yıllara döndüğü iddialarını kesinlikle reddediyorum. Türkiye kazanımlarından bir milim bile geri gitmeyecektir."

'HANGİ EVDE KİM VAR GELİP BİLDİRİN'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlara 'hangi evde kim olduğunu bildirin' çağrısı yaptı: "Çıkıp çözüm süreci devam ediyor diyorlar. Bana göre çözüm süreci buzdolabındadır. Şu anda milli birlik ve kardeşlik projesi gündemdedir. Buna destek verenlerle bu yolda yürümeye varız. Bölücü örgüt ve onun güdümündeki parti sorumluluklarını yerine getirmemiştir. Tercihini şiddetten ve baskıdan yana kullanmıştır. Bunlar için yalan itikadi bir meseledir. Terör örgütü 2013’ten beri, kendi aklında devleti oyalayarak tahkimat yoluna gitmiştir. Şu anda görüyorsunuz, operasyonlarda nasıl silahlar ortaya çıkıyor. Tamamen yığınak yapıyorlar, sığınak, Suriye’den yığınaklar yapılıyor. Niçin? Yarınlara. Maalesef bu konuda şu anda devletin çok daha gayretli, çok daha bu konularda yılmayacak şekilde operasyonlarına devam etmek suretiyle, hangi evde ne var ne yok, istihbaratla her şeyiyle bunu ortaya çıkarmak durumundadır. Hangi evde kim var, nedir ne değildir. Bunu gelecek, orada kaymakamına, valisine emniyet müdürüne bildirecek.”

'İNTİHAR EDECEK HÂLİ YOK'

AK Parti ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerini yorumlayan Erdoğan, kendisinin koalisyon istemediği yönündeki iddialara tepki gösterdi. Erdoğan “Sayın Başbakan koalisyon hükümeti kurmak istiyor, Cumhurbaşkanı engelliyor gibi yalan, yanlış, iftira kokan ifadeler kullanıyorlar. Sorunların çözümü için irade ortaya koyabilecek bir koalisyon hükümetinin kurulması konusundaki ümidimizi muhafaza etmeye çalışıyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı, Anayasa'daki 45 günlük sürecin sonunda mevcut hükümetin devam edebileceğini belirterek, şöyle konuştu: "Ama bu süreç içerisinde, yine farklı farklı yaklaşımlar ortaya konuluyor. Ana muhalefet ile iktidar koalisyon kursun diyenler var, ondan sonra görüşelim diyenler var. Bunların hepsini görüyoruz. Anayasada belirtilen süreç içerisinde sayın başbakan 45 gün içerisinde kendisinin de partisinin de inandıklarına mütenasip olabilecek bir ortak bulabilirse, ama bir tekrar seçim ama farklı bir anlayışla ortaklık için adım atabilir. Ama o tabi kendi ilkeleriyle de karşı düşüncenin örtüşmesi lazım. Herhalde örtüşmüyorsa, intihar edecek hali yoktur. Bunu bu şekilde görmek lazım.

Koalisyon hükümetinin kurulması benim temennimdir, bu süreç 45 gündür. Bu mümkün olmadığı takdirde, ya mevcut hükümetin azınlık hükümeti olarak devam etmek suretiyle bir erken seçime gitmesidir ki buna bir destek gerekiyor. Parlamentodan güvenoyu alması gerekiyor. Aksi takdirde, çünkü sunulacak olan bir kabine parlamentoda güvenoyu almayabilir. Sonra yeni görevlendirme süreci başlayacaktır. Meclis’in kalkıp bir geçici hükümeti kurma şekli var. Burada da parlamentoda temsil edilen siyasi partilerin güçleri oranında, geçici seçim hükümetinde temsil edilmesi gerekiyor. Bunun da çeşitli faydaları var, zararları var.  Koalisyon görüşmelerinin hayırlı şekilde sonuçlanmasını diliyorum. "