‘Kadınlar ölmeye, erkekler öldürmeye devam ediyor’

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, boşandığı eşi tarafından öldürülen Ayşe Yazıcı'nın, Ocak ayından bu yana erkek şiddeti yüzünden yaşamını yitiren 185 kadından biri olduğunu söyledi.

İstanbul Çekmeköy’de Behçet Yıldız adlı kişi, iki yıl önce boşandığı eski eşi Ayşe Yazıcı’nın işlettiği gelinlik mağazasını basarak eski eşi ve yanındaki kadın arkadaşını öldürdü. Ayşe Yazıcı'nın yakınları, Cumhurbaşkanlığı’na kadar devletin ilgili birimlerine 50 kez şikayette bulunduklarını, ancak başvurulardan hiçbir sonuç alamadıklarını söyledi.

RS FM'de yayınlanan ‘Günaydın Türkiye’ programının konuğu olan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, kadına yönelik şiddet sorununun Türkiye'nin içinde bulunduğu durum nedeniyle şu sıralar daha fazla ötelendiğine dikkat çekti.

"Türkiye'de kadınla ilgili yapılan yasaların hayata geçme evresinde sıkıntı var" diyen Federasyon Başkanı, Cumhurbaşkanı’ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’na kadar tüm birimlere yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını söyledi.

‘DEVLETİN YAPMASI GEREKENİ BİZ YAPIYORUZ’

Eski eşi tarafından bıçaklanarak öldürülen Ayşe Paşalı'nın da cebinden şikayet dilekçesi çıktığını hatırlatan Güllü, şöyle devam etti:

"O günden bugüne değişen hiçbir şey yok. Kadınlar ölmeye, erkekler öldürmeye, tahrik ya da iyi hal nedeniyle indirim almaya devam ediyor. Konuya sadece kadın derneklerinin sorunuymuş gibi bakılmasından da sıkıldık. Türkiye'de 7/24 acil yardım hattı çalıştırıyoruz. Bunu asıl devlet yapmalı ama biz yapıyoruz. ‘Yasalar uygulansın’ diyoruz. Fakat bu yasaları uygulaması gereken eski Bakan, cinayetlerin ardından ‘elleri kırılsın’ demekle yetiniyordu. Şimdiki Bakan ise, 'Börek açmayı bilmeyen kadının yuvası dağılır' cümlesini kurabiliyor.  Hepimiz, devleti bu yasaları uygulamaya zorlamalıyız.”

‘BİATLA ÖMÜR BİTMEZ’

Türkiye'de düşünülenin aksine kadını koruyabilecek yasaların ve bu yasaları hayata geçirebilecek her türlü ayrıntının düşünüldüğünü belirten Güllü, şiddeti yok edecek sistematiği ise mevcut zihniyetin engellediğini söyledi.

Güllü, Türkiye'de bir siyasi partinin İnsan Hakları Genel Başkan yardımcılığı görevine, kürtaj konusunda “Kadın hamile kalırsa çocuğunu mutlaka doğurmalı” diyen bir kişinin gelebildiğinden yakındı:

"Kadına 'Konuşmayın, istihdamda yer almayın, evde kocanız ne derse onu yapın, belli yaşlarda evlenin, gecikmeyin, özgür olmayın, kocanıza bağlı kalın, erkeğe hizmet edin’ deniliyor. Hayat müşterekse kadın ve erkek paylaşım içinde olacak. Tek taraflı biatla ömür bitmez.  Eğer sorunu din noktasına getireceklerse bu ayrımcılık dine de aykırıdır.”

‘TERÖRE KARŞI ERKEĞİN BİRLİK BERABERLİĞİ…’

“Kadın özellikle son yıllarda ısrarla ötelenen, ev hudutları içine çekilmek istenen bir yaklaşımla karşı karşıya” diyen Güllü, kadının toplumsal rolü konusunda Ankara'da teröre karşı gerçekleşecek sivil toplum mitingini örnek gösterdi:

"Sıhhiye Meydanı’nda yapılacak mitingin 17 düzenleyicisinin içinde sadece bir kadın var. İşte Türkiye'nin haritası bu. Erkek egemen zihniyetin her şeye karar verme, sahip olma, her şeyi yönetme ve her şeyde son söz sahibi olma iradesinin çilesini çekiyoruz.”