26 Haziran’daki erken genel seçimde 137 milletvekili çıkararak 1. olan PP’nin kuracağı azınlık hükümetine, yeni yasama döneminde gerçekleşmesi vaadiyle 150 maddelik ön şart imzalayan liberal görüşlü Ciudadanos (32 milletvekili) ve İspanya’nın bir hükümete ihtiyacı olduğunu savunan Kanarya Koalisyonu (1 milletvekili) destek veriyor. Üçüncü bir seçim riskini göze alamayan ve 137 yıllık tarihindeki en büyük parti içi krizi yaşayan PSOE ise çekimser oyu ile hükümetin kurulmasını sağlayan faktör olacak.
Bu arada ülke siyasi tarihinde bir ilk olan, 20 Aralık 2015 ve 26 Haziran 2016 genel seçimleri sonrasında yaşanan süreçler İspanya’yı siyasi anlamda yeni bir döneme sokarken, zor şartlarda kurulacak azınlık hükümetinin ömrü de şimdiden tartışma konusu olmaya başladı. Meclis genel kurulunda iki gün süren güven oylaması oturumunda, İspanya’nın öncelikli sorunları olan ekonomik kriz ve işsizlik, Katalonya’daki bağımsızlık yanlısı girişimler, yolsuzluk, özerk yönetimlerin mali sistemi, eğitim ve sağlık reformları konusunda siyasi partiler arasında ciddi görüş farklılıkları olduğu görüldü.
IGLESIAS: BU MECLİSTE, SOKAKTAN ÇOK DAHA FAZLA POTANSİYEL SUÇLU VAR
Ekonomik krizin etkisiyle ortaya çıkan halk hareketinin siyasi uzantısı olan ve ilk kez 20 Aralık seçimlerinde meclise giren Podemos’un lideri Pablo Iglesias’ın PP milletvekillerine bakarak ‘Bu mecliste, sokaktan çok daha fazla potansiyel suçlu var” sözlerine Meclis Başkanı Ana Pastor müdahale etti. Ayrıca PP Meclis Sözcüsü Rafael Hernando tarafından "İspanya’nın ismini kullanarak Venezuela ve İran’ın diktatörlerine hizmet etmek ve onlardan finansal destek almakla" suçlanan ve Meclis Başkanı tarafından cevap hakkı verilmeyen Podemos’un lideri İglesias önderliğinde partinin 71 milletvekili genel kurul salonunu terk ederken, sadece oturumun sonunda oy kullanmak için döndüler.
Katalonya’daki bağımsızlık yanlısı siyasi girişimlere öncülük eden siyasi partilerden Katalonya Cumhuriyetçi Solu’nun (ERC) Meclis Sözcüsü Joan Tarda da "Referandum ya olacak ya olacak. Katalonya’da ya demokratik yollarla anlaşmaya varılmış bir çözüm olacak ya da uluslararası meşruluk yoluyla demokratik bir çözüm" diyerek Katalonya’nın bağımsızlık talebinin devam edeceğini vurguladı.
RAJOY: GREV VEYA GÖSTERİ TEHDİTLERİNDEN KORKMUYORUZ
"Çok zor bir yasama süreci geçecek" diyerek yeni döneme ilişkin tereddütlerini gizlemeyen PP lideri Rajoy ise İspanya’nın reformalara ihtiyacı olduğunu ve bunları gerçekleştirmek için diyalog ve uzlaşmanın kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Ekonomik krize karşı kemer sıkma politikalarının başladığı 2011 yılından itibaren başbakanlığını sürdüren Rajoy, ‘grev veya gösteri tehditlerinden korkmadıklarını, son 4 yılda çıkardıkları yasaların hepsini iptal etmeyi kimsenin beklememesi gerektiğini’ söyledi.
‘ÖFKELİLER’ MECLİSİ KUŞATACAK
Öte yandan Rajoy’un azınlık hükümetinin ikinci tur güven oylaması sırasında başkent Madrid sokaklarında da hükümet karşıtı gösteri yapılacak. ‘Öfkeliler’ adlı halk hareketini destekleyen sol ve komünist görüşlü sivil girişimlerin çağrısıyla ‘meclisi kuşatma’ adı altında yapılacak gösteriye Podemos’un Galisya’daki kolu ‘En Marea’ ve komünist görüşlü Birleşik Sol (IU) partileri katılacaklarını açıkladı. Madrid Valiliği eyleme izin verirken, göstericilerin meclis binasına yaklaştırılmayacağı duyuruldu.
