İlber Ortaylı: Ben gençken Türkiye gözü kapalı NATO üyesiydi, biz dışarı itildik, kendimizi dışarı ittik

İstanbul’da gerçekleşen 'Kültürlerarası Diyalogda Rusya ve Türkiye' toplantısında konuşan Prof. Dr. İlber Ortaylı "Ben gençken Türkiye, NATO’nun gözü kapalı üyesiydi, bugün durumu tartışıyoruz. Biz dışarı itildik, biz de kendimizi dışarı çektik. Artık ne olursa olsun Avrupa’nın içerisinde eskisi gibi oturmayacağımız ortada" dedi.

Prof. Dr. İlber Ortaylı, İstanbul'da Aziz Andrey Vakfı'nın gerçekleştirdiği 'Kültürlerarası Diyalogda Rusya ve Türkiye' konferansında Rusya-Türkiye ilişkileri ve ülkeler arasındaki kültürel etkileşimin önemine işaret eden bir konuşma yaptı. Aziz Andrey Vakfı'nın düzenlediği ve Aziz Andrey Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Vladimir Yakunin, Aziz Andrey Vakfı Müdürü Vladimir Buşuyev, Rus Büyükelçi Peter Stegny'in yanı sıra çok sayıda Türk ve Rus temsilcilerin konuşmalarıyla gerçekleşen toplantıda Ortaylı şöyle konuştu:

"Ben gençken Türkiye, NATO'nun gözü kapalı üyesiydi, bugün bu durumu tartışıyoruz. Biz dışarı itildik, biz de kendimizi dışarı çektik. Artık ne olursa olsun Avrupa'nın içerisinde eskisi gibi oturmayacağımız ortada. Bu sebeple büyük komşumuzla ilişkilerimizin geleceğini tahayyül etmek artık eskisi kadar kolay değil."

'TARİH RUSYA'YLA YAPTIĞIMIZ İTTİFAKLARLA DOLU'

Türkiye-Rusya ilişkilerinin gelişmesinin önemine işaret eden Ortaylı "Öte yandan Rusya'yla ilişkilerimizdeki kısa süre içerisinde yaşadığımız iktisadi, sınai, ticari gelişmeleri belki başka hiç bir ülkeyle yaşamadık. Bu iki ülkenin gelişme kabukları birbirine yakın. Bu sebeple iki tarafın da buna karşı durması mümkün değil" diye konuştu.

Tarihin Rusya ve Türkiye arasındaki iş birlikleriyle dolu olduğuna işaret eden Ortaylı "1800 yılının başında Napolyon'a karşı bir ittifak söz konusuydu. Soğuk Harp öncesi 1920'lerde de benzer bir ittifak söz konusuydu. Bunların üzerinde kimse durmuyor. Dünyanın bunlardan haberi yok. Ancak ne olursa olsun, atacağımız müşterek hamlelerle geçmişte de olduğu gibi büyük değişikliklere sebep olacağız. Bunu trajik bir şekilde de yapabiliriz, akıllıca bir şekilde de… Bu süreçte, büyüklerin doğru karar vermesi için bize çok iş düşüyor" ifadelerini kullandı.

'TÜRK-RUS ÜNİVERSİTESİ KURULMALI'

Eğitim alanında atılması gereken ortak adımlara da işaret eden Ortaylı "İlişkilerin gelişmesinde bilim ve eğitim müesseseleri bir araya gelmeli. 20 yıldır bu işle uğraşıyorum. Ancak söylediklerimiz ya havada kaldı, ya da adımlar atılırken bize fikir danışılmadı. Kurumsal iş yapmıyoruz. Bu değişmeli" ifadelerini kullandı. Ortaylı şöyle devam etti:

"Türk-Rus işbirliğinin uzun soluklu olarak süreceğini umuyorum. Umut ediyorum ki, Türk-Rus Üniversitesi en kısa sürede kurulur ve biz orada Asya tarihi, Rusya tarihi ve Bizantoloji alanlarında çalışma fırsatı buluruz. Türkiye'de neden bir Rus tiyatrosu görmediğimizi veya neden orada bir Türk tiyatrosu görmediğimizi sorgulamamız gerekir. Rusya'daki Türkolojiye çok saygım var. Ancak bu gibi önemli alanlarda çalışanların çabası bile bireysel düzeyde kalıyor."