ABD'de ilk siyah başkan Barack Obama'nın döneminde, 2014 yılında Eric Garner ve Michael Brown cinayetleriyle dikkat çekmeye başlayan silahsız siyahların beyaz polisler tarafından öldürülmesi zincirinin son halkası George Floyd olurken, hayat hikayesi de mercek altına alınıyor.
Tüm dünyada infial yaratan 8 dakikalık videoda elleri arkadan kelepçelenmiş halde Minneapolis kenti polislerinden boğazını rahat bırakmalarını ağlayarak rica eden ve memur Derek Chauvin'in dizinin baskısıyla boğulan George Floyd da koronavirüs pandemisi günlerinde on milyonlarca ABD'liyle aynı kaderi paylaşıyordu: İşsiz kalmıştı ve yeni bir iş arıyordu.
Before dying under the knee of a Minneapolis police officer, George Floyd was out of work and looking for a new job, a predicament millions across the country are facing during the coronavirus pandemic. https://t.co/kO1amT63Aq
— CBS 42 (@CBS_42) May 28, 2020
Amerikan futbol takımının yıldızı 'nazik dev'
Büyüdüğü Houston kentinin siyah mahallesi Third Ward'dan sınıf arkadaşı Christopher Harris, Floyd'un dev cüssesiyle Jack Yates Lisesi Amerikan futbol takımının yıldızı olduğunu ve 1992'de Temple'a karşı kaybettikleri eyalet şampiyonluk maçında oynadığını anlattı.
Bir diğer sınıf arkadaşı Donnell Cooper, boyu herkesten uzun Floyd’un kale çizgisini geçerek gol atmasını zevkle izlediklerini ve kendisinden 'nazik dev' diye söz ettiklerini söyledi. "Sessiz bir kişiliği, güzel bir ruhu vardı. Ölümü beni gafil avladı. İçinde yaşadığımız dünya çok üzücü" dedi.
5 yıl hapis yatıp çıktı, taşındı, yeni hayata başladı
Harris, Floyd'un 2007'de meskene silahlı soygunla suçlandığını ve 2009'da savcılıkla anlaşarak 5 yıl hapse çarptırıldığını, serbest bırakılınca 2014'te bazı ortak arkadaşlarıyla birlikte Minneapolis'e taşınıp yeni bir iş yeni, bir hayat arayışına girdiğini, geçtiği değişimden mutluluk duyduğunu belirtti.
Before he died after being pinned for minutes beneath a Minneapolis police officer's knee, George Floyd was suffering the same fate as millions of Americans during the pandemic: out of work and looking for a job.https://t.co/9rhPGK0oLZ
— The Associated Press (@AP) May 28, 2020
Patronu: Her zaman neşeli, her zaman olumlu tavır içindeydi
Önce Protestan yardım kuruluşu Salvation Army'nin bir dükkanında güvenlikçi olan, sonra iki işte birden çalışmaya başlayan, hem kamyon süren hem de Conga Latin Bistro'da bar fedailiği yapan Floyd'la bar patronu Jovanni Tunstrom'un da çok güzel anıları var.
'Koca Floyd' dedikleri çalışma arkadaşının her zaman neşeli, her zaman olumlu tavır içinde olduğunu aktaran Tunstrom "Çok kötü dans ederek insanları güldürürdü. Ona dans etmeyi öğretmeyi denedim, Latin müziklerini çok severdi, ama beceremedim, zira bana göre çok uzundu" dedi.
Floyd'un her seferinde kendisine 'patron baba' dediğini, "Bana öyle deme, ben senin dostunum" diye yanıt verdiğini aktardı.
Correct. The arrest was over an (allegedly) counterfeit tweet dollar bill, and Floyd did not resist https://t.co/GlkeBYnrLB
— thehuntinghome (@thehuntinghome) May 28, 2020
Dostu, sahte 20 dolar verdiği suçlamasına inanamadı
Ancak koronavirüs pandemisinde evde kalma önlemleri nedeniyle mekanlar kapanınca işsiz kalan Floyd'la pazar gecesi telefonda konuştuğunu belirten Harris, ona geçici iş bulma kurumuyla temasa geçmesi için bilgi verdiğini söyledi.
"Yaşamını devam ettirmek, ilerletmek için elinden gelen her şeyi yapıyordu" izlenimini paylaşan Harris, polisi çağıran bakkalın Floyd'un kendisine sahte 20 dolar verdiği iddiasına inanmadığını vurguladı.
They killed this man over $20.
— Jason Howerton (@jason_howerton) May 28, 2020
$20.
I don’t even know what to say.https://t.co/Bq5EphT7st
'Senin için tasarlanmadığını bildiğin sistemin içinde bu kadar çabaladığında'
Onun sahtekarlığa başvuracağına inanmadığının altını çizen gençlik arkadaşı "Böyle bir şey yaptığını hiç görmedim" diyerek şöyle konuştu:
"Saçma biçimde öldü. Hayatı için yalvardı. Senin için tasarlanmadığını bildiğin bu sisteme inanmak için bu kadar çok çaba harcadığında, sürekli yasal araçlarla adalet aradığında ve elde edemediğinde, yasayı kendi ellerine almaya başlıyorsun."
This wouldn’t have happened “if he was white”. Man it’s always a matter of someone being racist. https://t.co/VfloBQq7V6
— emily (@emilylandryy) May 28, 2020
