'İşletmelerin sorunlarını dinlemek bize çok ciddi bir kazanım getiriyor'

Lidio CEO'su Emre Güzer, Erdal Kaplanseren'le Ekonomi Panorama'da stüdyo konuğu oldu.

Lidio CEO’su Emre Güzer, girişimcilik öncesi edindiği kurumsal tecrübeyi ve bugün Türkiye’de fintech’lerin geldiği noktayı anlattı:

“Çok eski bir bankacı olarak addederim kendimi. Yaklaşık 23 sene önce Pamuk Bank’ta çalışmaya başladım. Hep fintech’lerden bankalara, bankalardan fintech’lere geçişin önemli olduğunu söylerim. Birbirini tamamlayan endüstriler bunlar. Fintech ile tanışmam çok eskiye dayanıyor. 18 yıl önce Garanti Bankası’nda, bütün elektronik ticaret yapan işletmelerin teknik desteğini veriyordum. E-bebek hayatımızda yokken, Biletix çok küçükken ben oradaydım. Firmalarla iş geliştiriyorduk. Nihayet bir fintech kurmam, 2011’lerin sonlarına tekabül ediyor. PayU’yu Türkiye’ye getirdik. O da türünün ilk örneği oldu Türkiye’deki. Beraberinde bugünkü lisanslar, regülasyonlar vb. birçok şeyin ayağa kalkmasında aktif rol oynadık ben ve ekibim. Fintech bugün çok güzel bir ekosistem oldu. Bugün 500-600 üzeride fintech var. Bunların 80-90 tanesi Merkez Bankası’ndan lisanslanmış ödeme kuruluşu. Finansal teknoloji girişimleri, Türkiye’deki start-up ekosistemi için de itici bir güç oldu.”

Lidio macerasına değinen iş insanı Güzer, girişimin pandemi sürecinde kurulmasına rağmen ulaştıığı başarıyı vurguladı:

“PayU iyi gitti. Yaklaşık sekiz buçuk yıl kaldım. Son iki buçuk yılımda hem satın almalarla, hem Avrupa, Afrika, Latin Amerika pazarlarındaki birleşmelerle ilgileniyordum. Product stratejisi de bendeydi. Türkiye’de iyi yaptığımız birçok şeyi ihraç ettiğimiz bir dönemdi. İhraç konusu önemli. En son ayrılmaya karar verdiğim, ayrılma ile kovulma arasında enteresan bir çıkış hikayem var kendi kurduğum şirketten. İyzico satın almasında öyle bir açık kapı buldum ve çıktım. Başka bir finansal teknoloji girişimi kurdum. O da Lidio. Hayatına lisanslı devam eden, Türkiye’nin büyük ödeme kuruluşlarından birisi. Taktığım şapkalar arasından en çok sanki sıfırdan bir şey inşa etmeyi sevdim. Bir şeyi alıp tekrar büyütmek beni çok da mutlu etmiyor. Sıfırdan bir şey inşa etmek, işini iyi bilen insanlarla bir araya gelip çalışmak beni çok heyecanlandıran bir şey. Pandemi döneminde kurduk bu şirketi. Lisans başvurusunu da yaptık ve iki yıl beklememiz gerekti. Bu çılgınlıklarla dolu sürecin sonunda Türkiye’nin ve dünyanın en büyük işletmeleri lie çalışan, yılda birkaç milyar dolar process eden bir ödeme kuruluşuna hızlı bir şekilde evrildik. İyi de gidiyor.”

Lidio’nun başarısında kurumsal tecrübede edindiği Network kadar müşterilerin sorunlarını birebir dinlemenin de önemli olduğunun altını çizen Emre Güzer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Müşteriyi dinlemek, bizim için en önemli kaynak. Müşteri derken bir işletmelere bakıyoruz, bir de oralardan alışveriş yapan tüketicilere yani son kullanıcılara bakıyoruz. Bu ihtiyaçları şekillendiriyoruz. Kendi içinde farklı öncelik sıralarına göre derecelendiriyoruz. Şirketlerin en büyük problemlerini tespit ediyoruz. Mesela dönüşüm oranlarının daha iyi olması, sahtecilik önleme, risklerin indirgenmesi, dünyanın her yerinden ödeme alınabilmesi vs. işletmeleri dinleyerek onlara özel çözümler geliştiriyoruz. Tabii burada PayU’nun var oluşuyla da alakalı çok önemli bir nokta var. Girişimcilik açısından da değerlendirilebilir. Payu hayatımıza girdiyse ve sonra ödeme kuruluşları bugün iş yapabildiyse, sebebi o dönem Garanti Bankası’nda çalışırken, Garanti Ödeme Sistemleri döneminde birlikte iş yapıp proje geliştirdiğim binlerce işletmeyi dinlemiş fırsatı olmamdır. Kurumsal bir şirkette dirsek çürütmüş olmam, bunun getirdiği network, oradaki problemleri görmem, beraberinde Lidio’nun hayata geçmesine sebep verdi. Belki girişimcilik düşünenler için de nasihat olur. Bugün Steam, Valve, Mediamarkt gibi Türk veya yabancı birçok şirketle çalışıyoruz. İşletmelerin sorunlarını dinlemek bize çok ciddi bir kazanım getiriyor. İhtiyaçları gidermek, tahsilatlara en hızlı şekilde aracılık etmek ve tüketicilere de çözümler götürmek gerekiyor.”