00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:01
5 dk
GÜN ORTASI
12:06
83 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
10 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
9 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
10 dk
HABERLER
12:00
3 dk
HAFTANIN KEYFİ
Sónar İstanbul Müzik Festivali
14:05
54 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
15:00
1 dk
SPOR BÜLTENİ
Öne çıkan spor başlıkları
15:30
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
16:00
1 dk
EKSEN
Ceyda Karan'la Eksen
16:01
89 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:30
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
GÖRÜŞ

Londra zirvesinin ardından: ‘NATO’nun geleceğinin olup olmadığı bile tartışma konusu’ 

© AP Photo / Evan VucciNATO Liderler Zirvesi-Londra
NATO Liderler Zirvesi-Londra - Sputnik Türkiye
Abone ol
NATO’nun 70. yıldönümü zirvesini değerlendiren Prof. Dr. Hasan Ünal “Türkiye, zirveden istediğini alamamış gibi gözüküyor, taraflar arasında ortak nokta yok” dedi. Gazeteci Ceyhun Bozkurt ise zirveden çok NATO’nun varlığının sorgulanması gerektiğine işaret ederek “NATO’nun geleceğinin olup olmadığı bile tartışma konusu” değerlendirmesinde bulundu.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) kuruluşunun 70. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi ardından, üye ülkeler arasında çözüme ulaşmayan anlaşmazlıklar bırakarak sona erdi. Zirve başlarken, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Farklılıklarımıza rağmen birbirimizi korumak için asli görevimizin etrafında birleşmeye devam edeceğiz" dese de NATO üyelerinin birbirlerini kime karşı koruyacağı noktasındaki soru işaretleri giderilmedi. 

Baltık Planı’na destek veren Türkiye’ye, NATO’dan YPG konusunda destek gelmedi

Zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı ülkelerinin Türkiye’ye karşı YPG’ye verdiği desteğe sert tepki göstermiş ve NATO’nun Baltık Planı’nı kastederek "Bizim terör örgütü olarak telakki ettiğimiz ve kendileriyle terör mücadelesi verdiklerimizi, bizim NATO'daki dostlarımız eğer terör örgütü olarak kabul etmezse, kusura bakmasınlar, orada atılacak her türlü adımın karşısında oluruz” ifadelerini kullanmıştı. Stoltenberg, zirvenin ardından Türkiye’nin NATO’nun Baltık Planı’na destek verdiğini açıkladı. Ancak Türkiye’nin NATO’dan beklentilerinin herhangi birinin kabul edildiğine ilişkin bilgi yok.

NATO’nun ortak ‘terörizm’ tanımı yok

Öte yandan, kısa bir süre önce "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti" sözleriyle tepki çeken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Salı günü bir kez daha Türkiye’nin güvenliğiyle ve bölgesel çıkarlarıyla çelişen sert açıklamaları oldu. Macron, YPG’yi “müttefik” olarak gördüklerinin altını bir kez daha kesin bir dille çizerek “Masada ortak bir terörizm tanımı yok. Türkiye'ye baktığımda, bizimle omuz omuza IŞİD'e karşı savaşmış olanlara karşı savaşıyorlar ve bazen IŞİD'in vekilleriyle birlikte çalışıyorlar” dedi. Macron ayrıca Türkiye'nin Rusya'dan S-400 alımını da "Hem NATO üyesi olup hem S-400 almak nasıl mümkün oluyor?" sözleriyle eleştirdi.

‘Türkiye, zirveden istediğini alamamış gibi gözüküyor, taraflar arasında uzlaşma yok’

Söz konusu açıklama ve gelişmeler ışığında zirveyi, Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal ve M5 Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ceyhun Bozkurt, Sputnik’e değerlendirdi. Ünal’a göre NATO Zirvesi sonrası tablo, Türkiye’nin zirveden istediğini elde edemediğine işaret ediyor: 

NATO’nun yayınlanan ortak bildirisi çerçevesinde düşünülürse; Türkiye, NATO zirvesinden istedikleri alamamış olarak görülüyor. Zira, NATO’nun YPG ile ilgili bir açıklaması yok. NATO deklarasyonunda terörle mücadeleye ilişkin genel ifadeler var ancak bunun YPG’yi kapsaması çok olası gözükmüyor. Bu deklarasyon, 11 Eylül olaylarının ardından şekillenen NATO konseptinin devamından ibaret. Suriye konulu dörtlü zirvede de durum çok farklı değil. Oradan da ‘İdlib dahil olmak üzere sivillere yönelik saldırıların durdurulması ve saldırılar yapılmaması’ şeklinde bir ifade öne çıktı. Ancak bunun kararını verecek olan taraf, Rusya ve bir ölçüde de Suriye’dir. Dolayısıyla bu kararın da çok fazla önemi olmayabilir. Ayrıca Almanya Başbakanı Angela Merkel, sığınmacıların BM kuralları çerçevesinde geri gönderilmesinden bahsediyor. Halbuki, Türkiye onları, oluşturmayı düşündüğü güvenlikli bölgeye yerleştirmeyi istiyor. Dolayısıyla ortak bir nokta yok gibi gözüküyor.

‘NATO, YPG’ye karşı Türkiye’ye destek vermemekte kararlı’

Bozkurt ise konuya ilişkin “NATO’nun Londra Zirvesi öncesinde öne çıkan başlıklar, Türkiye ile Fransa merkezli gerilim ve Türkiye’nin NATO’nun Baltık Planı’na karşı tutumu öne çıkmıştı. Bir anlamda zirve Türkiye merkezli gelişmeler ışığında yapıldı. Türkiye’nin, Rusya’ya karşı oluşturulan Baltık Planı’na destek için tavrı “NATO, PYD/YPG’yi terör örgütü kabul eder ve bizi desteklerse biz de Baltık Planı’na onay veririz” şeklindeydi. Zaten Fransa ile yaşadığımız gerilimde de Fransa’nın PYD/YPG terör örgütünü açık açık desteklemesi etkiliydi. Ancak zirvenin sonuç deklarasyonunu ve yapılan açıklamaları değerlendirdiğimizde, terör örgütüne karşı Türkiye’ye bir destek görülmüyor” ifadelerini kullandı. 

‘Baltık Planı’nın hayata geçirilmesi çok zor gözüküyor’

Türkiye’nin Baltık Planı’na desteğini de değerlendiren Bozkurt “Türkiye’nin Baltık Planı’na destek vermesi meselesine gelince... Ben bu planın işleyebileceğini düşünmeyenlerdenim. Çünkü NATO içinde birçok ülke Rusya ile çok derin stratejik işbirlikleri yapıyor. Almanya öyle, Fransa öyle… Türkiye de aynı şekilde. Bu nedenle sözle gerçekleşse bile hayata geçirilmesi konusunda çok ciddi sorunlar olacağı görülüyor” dedi. 

‘Türkiye veto hakkını saklı tutuyor, NATO’nun ileriki planlarını veto edebilir’

Türkiye’nin NATO’ya karşı kozlarını kullanmayı ertelemiş olabileceği ihtimaline de değinen Prof. Ünal “Eğer Türkiye, NATO’ya karşı kozlarını ileride kullanmayı planlıyorsa, bu yönde bir politika geliştirdiyse o zaman sonuç almış denilebilir. Türkiye belki de NATO’nun otomatik işleyen bir süreç olmayacağını ve buradaki veto kartını pek çok konuda kullanabileceğini ima etmek, göstermek istemiş de olabilir. Çünkü tarihte de Türkiye, Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki faaliyetlerini ve tatbikat girişimlerini NATO’da veto ederek durdurdu. Aynı şekilde NATO’nun beşinci maddesini sulandırmaya yönelik girişimi Türkiye, 1967 yılında istediğini alana dek veto etti. Yani, Türkiye bunu ileride de yapabilir” diye konuştu. 

‘Fransa veya diğer NATO ülkelerinden Türkiye’ye karşı tutumda geri adım yok’

Fransa ve diğer NATO ülkelerinin Türkiye’ye yönelik tutumlarında geri adım atmadığına işaret eden Ünal “Türkiye’nin NATO içinde YPG ile ilgili yayınlanmasını istediği bir belgesi vardı. Özellikle Macron onun yayınlanmasına muhalefet ediyordu. Acaba bu belgenin yayınlanması mı söz konusu olacak? Eğer böyle ise Türkiye çok az beklentiyle bu işe girmiş ve onları elde etmiş demek olur. Yine de Türk yetkililerin ilerleyen günlerde yapacağı açıklamaları da beklemek lazım” dedi. 

‘Dünyanın merkezi Avrasya’ya kayıyor, NATO için alarm zilleri çalmakta’

NATO Zirvesi’nden daha önemlisinin NATO’nun varlığını tartışmaya açmak olduğunun altını çizen Bozkurt ise “Zaten dünyadaki gelişmeler, medeniyet merkezinin Avrasya, Asya coğrafyasına doğru kayması da NATO’nun geleceği açısından alarm zilleri çaldırmakta. Kendi içinde çok ciddi temel problemler yaşayan NATO’nun bir geleceğinin olup olmaması önümüzdeki dönemde en önemli tartışma konularının başında gelecektir. NATO Zirvesi’nin bana sorarsanız en önemli sonucu, Çin’in yükselişinin ilk kez bir NATO belgesinde açıktan rahatsızlık konusu olarak dile getirilmesi. Bu da gelecek projeksiyonu açısından işaret vermekte. Özetle, NATO kendi içindeki tartışmaları sonuçlandırmadı. Sadece halının altına süpürdü. Rusya ve Çin’e karşı geliştirilen politikalar da başta Türkiye olmak üzere çok sayıda NATO üyesi ülke, bu gücün merkezinden çok farklı düşünüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала