İstanbul'da bir mağazaya giren H.M., iddiaya göre aldığı pantolonu paltosunun iç kısmına koyarak mağazadan çıkacağı sırada mağaza yetkililerince fark edildi. Bunun üzerine pantolonu bırakan H.M. kaçtı. Şikayet üzerine, H.M. hakkında ‘hırsızlığa teşebbüs'ten asliye ceza mahkemesinde dava açıldı.
'DAHA FAZLASINI ALABİLİRDİ'
Hakim, sanığın üzerine atılı suçu kabul etmediğini, adına ise yanındaki arkadaşının beyanından ulaşıldığını vurguladı. Sanığın ekonomik değeri düşük olan pantolonu ihtiyacı olması nedeniyle aldığını belirten hakim, daha fazlasını alabilecekken ihtiyacı ile yetinmiş olması karşısında ceza vermekten vazgeçilmesine karar verdi.
Avukat Abdullah Danışmaz ise konuya ilişkin "Malın değerinin azlığı durumunda hakim cezada indirim yapabileceği gibi hiç ceza vermeyebilir, kararın temelini bu oluşturuyor. Hakim kendi takdirini kullanmış. Sabıkası olmayan sanığa bir şans daha tanımış" dedi.
KAÇAK ELEKTRİK İÇİN 'ENGELLİ ÇOCUK' AFFI
Manisa'nın Turgutlu ilçesinde, 2012 yılında N.U. adlı vatandaşın evinin elektriği faturalarını ödememesi nedeniyle kesildi. Sayaç da sökülerek elektrik dağıtım şirketine götürüldü. N.U., bir süre sonra elektrik hattını açarak, kaçak elektrik kullanmaya başladı. N.U.'nun kaçak elektrik kullandığını tespit eden dağıtım şirketi, tutanak tutarak savcılığa suç duyurusunda bulundu.
N.U. kararı temyiz etti. Yargıtay 2. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Sanığın kaçak elektrik kullandığı, bu nedenle suçun oluştuğu vurgulanan kararda, "Sanığın savunmasında ısrarla, özürlü çocuğu olduğunu, bu sebeple kesilen elektriği bağlayarak, kaçak kullanmak zorunda kaldığını savunması karşısında, TCK'nın 25. maddesinde düzenlenen ‘zorunluluk haline ulaşan ağır ve acil bir ihtiyacı karşılama zorunluluğu'nun bulunup bulunmadığı araştırılmadan eksik kovuşturma ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir" dendi.
DOĞRULANIRSA CEZA ALMAYACAK
Yargıtay'ın bu emsal kararı sonrası yeniden yapılacak yargılamada yerel mahkeme, sanığın engelli çocuğu olduğuna ilişkin savunmasının doğruluğunu araştıracak. Beyanın doğruluğunun tespit edilmesi halinde, TCK'nın ‘Meşru savunma ve zorunluluk hali' başlıklı 25. maddesi kapsamında sanığa ceza verilmeyecek.