Siyaset Bilimci Gençkaya: Kriz yalnızca parti liderini değiştirmek ile aşılamaz

Siyaset Bilimci Ömer Faruk Gençkaya, seçim sürecine dahil olan herkesin kendisine pay çıkarması gerektiğini söyledi. Bütün ‘günahı’ tek bir kişiye yüklemenin nesnel bir davranış olmadığını kaydeden Gençkaya, “Başarısızlıksa bunu ittifakın tüm bileşenlerinin başarısızlığı olarak saymak gerekir” dedi.

Radyo Sputnik'te yayınlanan Aysel Alp'le Ankara'dan Haber Var programında, seçim sonrası CHP, HDP ve İYİ Parti'de yaşanan yönetim krizi ve bunun yerel seçimlere olası yansımaları Siyaset Bilimci Prof. Ömer Faruk Gençkaya ile; kurdaki yükselişin halkı, reel sektörü ve kamuyu nasıl etkileyeceği ise Başkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Uğur Emek ile konuşuldu.

‘Tüm kurumların değişime açık olması gerekir’

Başarısızlığı yalnızca cumhurbaşkanı adayına yüklemenin yanlış olacağını dile getiren Gençkaya, ittifakın tüm bileşenlerinin kendisine pay çıkarması gerektiğini belirtti. Bu noktada yalnızca parti lideri değiştirerek sürecin yönetilemeyeceğini kaydeden Gençkaya, tüm kurumların değişime açık olması gerektiği görüşünde:

“Bu seçim sürecine dahil olan tüm kişiler, başta adaylar olmak üzere bu konuda kendilerine bir pay çıkarmaları gerekir. Bu sürecin yalnızca bir parti liderinin değiştirilmesi ile her zaman iyi bir yola girileceğini göstermez. Dolayısıyla burada olaya bütünleşik bakmak gerekir. Başarısızlıksa bu ittifakın tüm bileşenlerinin başarısızlığı olarak saymak gerekir. Yoksa başarısızlık cumhurbaşkanı adayına tümüyle yüzde 99.9 ona aittir, diğerlerinin hiçbir günahı yoktur gibi bir açıklama yapmak nesnel, objektif değildir. Çünkü bu süreçte yer yer cumhurbaşkanı yardımcı adayları cumhurbaşkanı adayından daha fazla medyada yer aldı. Bunun yanında bütün kurumların değişime açık olması gerekir. Değişim kaçınılmazdır. Önemli olan değişimi uyumlu bir biçimde kırıp, dökmeden, özellikle de stratejik bir yaklaşım içerisinde yapmak gerekir. Bu tüm partiler için söz konusu.”

‘CHP parti örgütünü gözden geçirmeli’

Günümüzde siyasi partilerin örgütü geri plana atarak lider odaklı politika izlediklerini ifade eden Gençkaya, bunun aksine partinin örgütten oluştuğunu vurgulayarak, CHP’ye parti örgütünü gözden geçirme çağırısı yaptı. Gençkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Parti örgütü temel sorunlardan bir tanesi. İkincisi de seçim sistemi. Her ne kadar barajlar indirilse de hem aday belirleme süreci hem seçim sisteminin büyük oranda parti yönetimine daha uygun kişilerin aday listelerinin ön sıralarına yazılması nedeniyle bu parti yönetiminin belirleniş biçimi, adayların belirleniş biçimi, parti örgütlerinin güçsüzleşmesi, niteliksiz üyelerden oluşması. Partinin tüzüğünü, programını, geleceğe yönelik hedeflerini bilen üyeler olması lazım. Ancak bizde maalesef üyelik süreci, adayların belirlenmesi süreci de çok demokratik biçimde gerçekleşemiyor. Sonunda lider ve çevresindeki bir grup bütün sorumluluğu yükleniyor. Siyasi partilerin giderek parti olma niteliğinden uzaklaşmaları, daha lider odaklı partiler ortaya çıktı. Halbuki parti bir örgüttür. CHP parti örgütünü gözden geçirmeli.”

‘Kamu İhale Kanunu’nu yazmaya talibim’

Aysel Alp’in sorularını yanıtlayan Başkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Uğur Emek ise yeni Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Emek, Mehmet Şimşek’in devir teslim törenindeki konuşmasına atıfta bulunarak, “Şeffaflık ve hesap verilebilirlikse ben Kamu İhale Kanunu’nu yazmaya talibim” dedi. Emek, şunları kaydetti:

“Burada bir köklü değişim olacak gibi görünüyor. Artık rasyonel politikaya döneceğiz. Mehmet Şimşek bir önceki politikanın irrasyonel olduğunu devir teslim törenindeki konuşmasıyla teyit etmiştir. Sosyal medyada yazdım ben Sayın Mehmet Şimşek’e açık teklifimdir diye. Ücretsiz ve unvansız olarak yeni bir kamu ihale kanunu yazmaya talibim. Bu mega projelerden kaynaklanan taahhütlerin raporlanmasına talibim. Mehmet Şimşek ilk konuşmasında şeffaflığa önem vereceğini söyledi. Şeffaflıksa ve hesap verilebilirlikse ben bunu yapmaya talibim.“

‘İthalat yapmadan yatırım ve ihracat yapamayan bir ülkeyiz’

Kur artışının ekonomiye nasıl yansıyacağı konusunda açıklamalar yapan Emek, “Biz ithalat yapmadan yatırım ve ihracat yapamayan bir ülkeyiz. Yatırımcılarımızın maliyeti artacak. Maliyet arttığı için fiyatlar artacak. Fiyatlar arttığı için enflasyon artacak. Kur etkisi ile enflasyon artacak. Akaryakıt fiyatları artacak. Motorin dediğiniz zaman gıdanın en önemli girdilerinden bir tanesi. Biz gıdada gübreyi yüzde 60-70 oranında ithal ediyoruz, tarımsal ilaçların tamamını ithal ediyoruz. Bu şu anlama geliyor; gıda fiyatları artacak. Etin kilosu 500 TL’ye gidecek koşarayak. İnsanlar et yiyemeyecek. Ev sahipleri ve kiracılar yine birbirine girecek. Hepimiz yoksullaşacağız. Maaş artışı isteyeceğiz. Asgari ücrete zam gelmesi gerekiyor. Mehmet Şimşek emek temelli bir iktisatçı olmadığını biliyoruz. Mehmet Şimşek bu asgari ücret artışına onay verecek mi?” diye konuştu.

Emek ayrıca, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu sıcak paranın gelebilmesi için en geç 1 hafta içinde ekonomi kadrolarına atamaların yapılması ve ekonomi programının kamuoyuna duyurulması gerektiğini söyleyerek, “Sıkı bir maliye politikası gerekiyor. Kamu finansmanındaki açıkların durdurulması gerekiyor. Yeni bir bütçe yapması gerekiyor, şu andaki bütçe anlamını kaybetti. Atamaları göreceğiz. En kısa sürede somut yapısal reform önerisi göreceğiz” dedi.