Havalar soğukken değil sıcakken daha çok işe yarayacak işlem: Mantolama

Baumit Türkiye Genel Müdürü Atalay Özdayı, Serhat Ayan'la Yeni Şeyler Rehberi'ne konuk oldu.

Başlık:

Spot:

Haber:

Baumit Türkiye Genel Müdürü Atalay Özdayı

Atalay Özdayı, mantolama işleminin sadece soğuk havalar için gerektiğine dair algının yanlış olduğunun altını çizdi:

“Havalar ısınınca mantolama yapmak gerekmediği algısı maalesef ülkenin genelinde söz konusu. Fakat bu çok yanlış bir algı. Biz, ısı yalıtımının ana amacını şöyle özetliyoruz: Sıcak ortamdan soğuk ortama ısı geçmesin. Yani burada yaz-kış hiç önemli değil. Erzurum’da da ısı yalıtımı değerli ama Antalya’da da değerli. Şu an dediğiniz gibi sıcak bir kış geçiriyoruz. Bu çok iyi bir şey değil tabii. Ama yarın öbür gün çok soğuk bir kış ve aynı şekilde çok sıcak bir yaz kapımızı çalacak. Erzurum’da evlerimizi nasıl soğuktan koruyorsak, Antalya’da da sıcaktan korumak zorundayız. Ve çok önemli bir nokta daha var: Soğutma gideri ve enerjisi, ısıtmaya göre iki kat daha pahalı. Dolayısıyla biz, bu tür bir algı yanlışıyla, çok daha büyük faturaları ödemek durumunda kalıyoruz.”

Mantolama için harcanan paranın kısa sürede amorti edildiğine dikkat çeken Özdayı, bu işlemi bir yatırım olarak tanımladı:

“Mantolama harcanan para değil, bir yatırım. Aynı ev, araba gibi bir yatırım. Sadece hanemize, kendimize değil, aynı zamanda ülkemizin ve dünyamızın doğasına bir yatırım. Mantolama bu kadar önemli. Eskiden beş-altı seneleri bulan, ödenen paranın amorti edilmesi süresi, iki-üç seneye gerilemiş durumda. Enerji maliyetlerinin gelecekte artacağını düşünürseniz bu süre giderek kısalacak. Elbette mantolama için bir para harcanıyor ama faturalardan edilen tasarruf ile amorti ediliyor bu ödeme.”

Mantolama işlemi için kalınlık gerektiğini vurgulayan Atalay Özdayı, Türk nüfusunun üçte birinin ısınma sorunu yaşadığını vurguladı:

“Mantolama için bir kalınlık gerekiyor. Bu kalınlığı şöyle özetleyebilirim: Erzurum’a gidip -15 derece soğuğa çıkınca, bir tişörtle ne kadar dayabilirsiniz? Tişört üstüne polarla ne kadar dayanabilirsiniz? Ama böyle onların üstüne termal mont giyerseniz ne kadar dışarıda kalabilirsiniz? Mantolama tarafını bu örnekle açıklayabilirim. Bizim ülke olarak yalıtım kalınlığını artırmak gibi bir mecburiyetimiz söz konusu. Benzer iklim kuşaklarına bakalım. Antalya’da üç santimlik mantolama yapıyoruz, aynı kuşaktaki Atina’da bu kalınlık 7-8 santimi buluyor. İstanbul’da 4-5 santime tamam diyoruz, Madrid’de 12 santim mantolama yapılıyor. Bu kalınlıkları iki misli artırdığımızda, ödeyeceğimiz parayı iki kat artırmıyoruz. Aslında birçok şeyi ödüyoruz. İşçiliği, malzemelerin parasını, ekipmanları ödüyoruz. Kalınlığı iki misli artırınca aynı şekilde enerji tasarrufunu da iki kat arttırmak mümkün. Enerji ithalatını azaltıyoruz bu yolla. Bugün ülke ithalatının dörtte birini enerjiden yapıyoruz. Eneji tüketiminin dörtte üçü ithal ediliyor. Bu rakam, milyarlarca dolara tekabül ediyor. Ve bu kadar büyük bir enerji ithalatına ve tüketimine rağmen hala ısınamıyoruz. TÜİK verilerine göre Türkiye’de insanların üçte biri ısınma problemi yaşıyor ciddi oranda. Bu çok korkunç bir rakam. Bunu önlememiz için almamız gereken en önemli önlemlerin başında mantolama geliyor.”

Dünyadaki en ciddi sorunların başında iklim değişikliğinin geldiğini hatırlatan Atalay Özdayı, mantolama işleminin öneminin giderek arttığını belirtti:

“Dört-beş sene önceye kadar BM, dünyanın önündeki en büyük engeli iklim değişikliği olarak belirledi. Sonra hayatımıza pandemi girdi ve pandeminin hayatımızdan çıkmasıyla birlikte en büyük sorun tekrar küresel ısınma. Bunun önüne şu anda sadece ülkeler değil, Avrupa Birliği gibi uluslararası örgütler de geçmeye çalışıyor. Dünya çapında seminerler yapılıyor. Artık Avrupa’da kendi enerjisini üreten ve hatta artı enerjili evler yapılmaya başlandı. Fosil yakıtları azaltmak hedefleniyor. Çünkü dünyamızın son 150 bin senede yaptığı ısınma, son 150 yılda yaşandı. Bu gidişat gerçekten çok tehlikeli. Doğaya çok acımasız davrandık. Artık sıcak bir kış yaşıyoruz ama bu iyi bir şey değil. Kar yağması gerekiyordu İstanbul’a ama yağmadı. İklim değişiyor doğru. Peki ısı yalıtım teknolojisinde neler değişiyor? Biz Baumit olarak sürdürülebilirlik olmak ve karbon ayak izini azaltmak için ar-ge çalışmalarına yoğunlaşıyor ve bunları sektöre sunmaya gayret ediyoruz. Örnek veriyorum. Özel bir teknoloji ile, bazı karbon gazı salınım emisyon oranlarını yüzde 41 oranında azaltan ürünlerimiz var. Hava koşullarına dayanıklı, iç mekan iklim kalitesine sahip seçenekler sunuyoruz.”