Erdoğan'ın Ukrayna ajandasında neler var?

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna'ya yapacağı ziyareti ve ateşkesin son durumunu Radyo Sputnik'te değerlendiren Habibe Özdal'a göre iki ülkenin dış politikada ortaklık bulabilmesi için birbirini keşfetmesi gerekiyor.

Ukrayna'da ateşkes süreci yoğun tartışmalara rağmen devam ediyor. Gelen haberler ağır silahların çekilmesinin tamamlandığı ve silahların neredeyse tamamen sustuğu yönünde.

Tüm bu gelişmeler devam ederken Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önümüzdeki günlerde Ukrayna'yı ziyaret edecek.

Rusya Devlet Başkanlığı Kırım özel temsilcisi Oleg Belaventsev ise Türkiye ile Rusya'nın Kırım Tatarları politikasının uyumlu olduğunu söyledi.

Öte yandan Rusya'ya yaptırımlar ve ABD'nin Ukrayna'ya silah yardımı meselesi de diğer bir tartışma başlığı olarak öncelikli haberler arasında.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu uzmanlarından Habibe Özdal Ukrayna meselesinde gelinen son noktayı ‘Ali Topuz ile Dünya Hali'nde yorumladı.

Türkiye'nin Ukrayna ile olası işbirliğinden bahsederken en çok zorlanılan hususun Kırım meselesi olduğunu belirtilen Özdal, konuyu şöyle açıkladı: "Türk Dış politikası Ukrayna krizinde bugüne kadar hep iki unsur arasında bir denge gözetti. Bir taraftan Kırım'ın Rusya'ya bağlanması yasal olarak tanınmadı. Diğer taraftan da Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasının Türk-Rus ilişkilerine yıkıcı bir etkisinin olmaması üzerinde oldukça çaba sarf edildi. Bu şüphesiz ciddi bir dengeyi beraberinde getiriyor. Bir taraftan Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü desteklediğinizi söylüyorsunuz, ama diğer taraftan da bu toprak bütünlüğünü tehdit eden diğer bir ülkeyle de ilişkilerinizin düzeyini korumaya gayret ediyorsunuz. Bu son derece hassas bir dengeyi beraberinde getiriyordu. Bu önümüzdeki dönemde de böyle olmaya devam edecek."

"UKRAYNA, TÜRKİYE'DEN EKONOMİK PARTNER BULABİLİR"

İki ülkenin dış politikada ortaklık bulunabilmesi için birbirini keşfetmesi gerektiğini söyleyen Özdal, 1990'lardan beri var olan farklılaşmanın  bugün hala devam ettiğini bu farklılaşmanın da ortak bir dış politika vizyonu geliştirememeyi beraberinde getirdiğini ifade etti. Özdal, "Çünkü Ukrayna hep Batı ve Rusya arasında bir dış politika yönelimi içerisindeydi. Bu ya bölgesel ortaklıkların ya da bölgesel ortak bir perspektif geliştirmenin biraz daha önüne geçiyor. Bugün de özellikle son dönemde, Batıyla entegrasyon projelerinin çok fazla öne çıktığını görüyoruz. Ukrayna'nın ekonomik darboğaz içerisinde olduğunu düşünürsek,  belki de yeni ekonomik partnerler ve yeni ticari ortaklar bulma noktasında Türk işadamlarının yatırımlarını çekebilir ve bu konuda fırsat yaratabilir" diye konuştu.

"ATEŞKESİN TARAFLARINDA GÜVENSİZLİK HAKİM"

Özdal Ukrayna'daki ateşkesin gidişatına yönelik ise şunları söyledi: "Tarafların birbirine olan güvensizliği son derece büyük. Ukrayna tamamen Batı yanlısı ve Rus karşıtı bir politikayla yönetiliyor. Ülkenin Doğu'sunda ise bağımsızlıkçılar var.  Dolayısıyla müthiş bir güvensizlik ortamı hakim. Tek bir yerden yönetilen düzenli bir ordu yok. Bağımsızlıkçı gruplar birden fazla yapıya, birden fazla yöneticiye sahip. Bu yüzden de kontrol edilmesi aslında son derece güç ve bir o kadar da riskli.  ABD'nin Ukrayna'yı silahlandırması da, NATO'nun Ukrayna ordusunu eğitmesi ya da savunma amaçlı askeri teçhizat tedarik etmesi de hiçbir şekilde Ukrayna'nın askeri olarak bu savaşı kazanmasını mümkün kılmayacak. Bu durum sadece Rusya'nın da bağımsızlıkçılara verdiği desteği arttıracak."