Çanakkale Zaferi, 100 yıl sonra nasıl yorumlanıyor?

Bugün Türkiye’de Çanakkale Zaferi’nin 100. yıl dönümü dolayısıyla birçok anma ve kutlama etkinliği gerçekleştiriliyor.

Peki Çanakkale Savaşı'nın özelliği ne? Bu savaşta kazanılan zaferin, çağdaş Türkiye ve dünya açısından önemi nedir, çıkarılan dersler nelerdir? Bu tarihi olay, Ankara ve Türkiye’nin genç nesilleri tarafından bugün nasıl değerlendiriliyor?

"ÖNEMLİ VE ÖZEL"

Konuyla ilgili, Sputnik Haber Ajansı’na konuşan CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çanakklale Savaşı çok önemli ve çok özel bir savaştır. Çünkü burada, savaşırken bile barış duyguları, dostluk duyguları öne çıkmıştır. Dedelerimiz bu savaşta, bizim topraklarımızı paylaşmak, ele geçirmek için dünyanın dört bir yanından, en modern ordularla gelenlere karşı en ilkel şartlarda vatanı korumak için mücadele etmişler. Ve Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bu savaş kazanılmıştır.

Atalarımız orada savaşırken bile barış ve dostluk duygularını hiç kaybetmemişler ve bu barış ve dostluğu sürdürmek istemişler. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” sözünün temelinde de bence bu barış ve dostluk duyguları yatmaktadır.

Ama maalesef Türkiye, son geldiği noktada Atatürk’ün bu çok önemli “Yurtta barış, dünyada barış” sözünden ayrılmıştır. Hem içeride, hem dışarıda maalesef bu barış sloganından, barış anlayışından uzaklaşılmıştır. Bugün Türkiye’nin geldiği noktada, özellikle dış siyasette, barıştan söz etme şansımız yoktur."

"TÜRKİYE'NİN BÜTÜNLÜĞÜNÜ PEKİŞTİRDİ"

Çanakkale Savaşı'nı Sputnik için değerlendiren Güneydoğu Gazisi Koray Gürbüz ise şöyle konuştu:

"18 Mart, Çanakkale Zaferi'nin kazanıldığı gündür. 18 Mart'ın Türk insanları için çok önemli bir anlamı vardır. Çünkü 18 Mart'ta, kahramanlığı yüzyıllar öncesine dayanan ve kazandığı Çanakkale Zaferi ile Türkiye üzerinde emelleri olan emperyalist ülkeler amaçlarına ulaşamamışlar. 18 Mart'tan bugünlere taşınan o yüksek ruhla, Türk milletinin bağımsızlığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğü pekişmiştir.

18 Mart demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin kurulmasına yol açmıştır. Atatürk’ün Çanakkale'deki zaferden sonra parlaması, Türkiye’nin kaderini değiştirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a çıktıktan sonra Osmanlı Hükümdarlığı, kendisinden bütün madalyalarını istemişti. Atatürk ise bütün madalyalarını verip sadece Çanakkale Savaşı madalyasını vermemişti. Çünkü orada Atatürk göğüs göğüse savaşmış, tarih yazmıştır. Ve düşünün, ordularına şöyle bir emir veriyor: “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!”. Ve o emri alan Türk askerleri, ölüme koşmuştur.

Bu bağlamda 18 Mart, Türkiye Cumhuriyeti’nin şu anki değerleri için çok önemlidir. Bugün, halkımızın Çanakkale Savaşı'nı unutması amacıyla birçok oyunlar oynanmaktadır. Biz bunların farkındayız. Bugün Amerika, İngiltere gibi emperyalist güçler, Çanakkale Savaşı'nı unuttumaya çalışıyor. Ve bu amaçla Türk halkına birçok koldan psikolojik baskı ve algı operasyonu uyguluyor. Ama biz, Atatürk’ün gençliği olarak, bunu unutturmayacağız ve yarınlarımıza aktaracağız."

"EMPERYALİZMİN YENİLEBİLECEĞİNİ GÖSTERDİ"

Çanakkale Zaferi’nin Türkiye’nin bugünkü gençleri tarafından nasıl yorumlandığını ise Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Genel Başkanı Çağdaş Cengiz’den dinledik:

"Çanakkale Zaferi, dünya çapında emperyalizme karşı fiilen cephede alınmış ilk büyük zaferlerden biridir. Teknik olanakları itibariyle karşılaştırması mümkün olmayan eşitsizlikteki kuvvetler, bu savaşta karşı karşıya geldi. Bir yanda, üzerine güneş batmayan İngiliz İmparatorluğu, Fransa kuvvetleri, hepsinin karşısında Türkler, kendi teknik olanaksızlıklarına rağmen bu emperyalist ülkelerin yürüttüğü büyük saldırının karşısında kimsenin tahmin edemediği ölçüde büyük bir direnç gösterdiler.

Ve bu itibarla, bugün açısından da bizim için çok önemli ve anlamlıdır. Bugün yine Amerika’dan İngiltere’ye, İsrail’e kadar emperyalist ülkelerin yenilmez olduğu üzerine bir psikolojik savaş yürütülmekte ancak bu gerçeği yansıtmıyor. Emperyalizm bugün de yenilebilir durumdadır. Mazlum ülkeler, ezilen dünyanın ülkeleri, emperyalizmi yenebilecek kudrete sahiptir. Çünkü vatan savunmasından daha büyük bir kuvvet yoktur. Çanakkale Zaferi, bunun da kanıtı olmuştur."