İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan'ın yanı sıra Zeki Demirkubuz ile festivalin jüri üyelerinin katıldığı basın toplantısında, Ulusal Yarışma, Ulusal Belgesel Yarışması, Uluslararası Yarışma, İnsan Hakları Yarışması, Yarışma Dışı ve Yeni Türkiye Sineması bölümlerinde gösterilen filmlerin büyük çoğunluğu, filmlerini göstermeme kararı aldı.
Toplantıda, festivallerde gösterilecek Türkiye'de üretilmiş yapımların kayıt tescil belgesi almış olmasını zorunlu tutan "Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in değişmesi ve yerli ve yabancı filmler arasında gözetilen farklı uygulamanın kaldırılmasının sağlanması için tüm sektöre, festivallere, meslek birliklerine dayanışma içinde olma çağrısı yapıldı.
"YENİ SİNEMA YASASI ÇIKARILMALI"
İstanbul Film Festivali, filmlerini göstermeme kararı alan film ekiplerini gösterim saatlerinde sinema salonlarına gelerek, kendilerine ait olan bu süreyi bir tartışma alanına çevirmeye davet etti.
BAKUR BELGESELİNE ENGELLEME
İstanbul Film Festivali'nde, PKK'lıların yaşamını anlatan Kuzey/Bakur belgeselinin gösterimi Kültür Bakanlığı tarafından "kayıt tescil belgesi" olmadığı gerekçesiyle engellenince başlayan krizde, uluslararası jüri yarışmadan çekildi.
KÜLTÜR BAKANLIĞI AÇIKLAMA YAPTI
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bakur/Kuzey adlı belgeselin İKSV tarafından düzenlenen festivalden çıkarılmasına Bakanlık tarafından karar verildiğine dair yapılan açıklamalara ve bunun sonucunda yapılan haberlere ilişkin kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
Bakanlık açıklamasında şunlar kaydedildi: "Söz konusu yazı festival yönetimine yeni gönderilmemiş olup, ilgili mevzuatın hükümlerinin hatırlatıldığı 9 Ocak 2014'te gönderilen genel bir bilgilendirme yazısıdır. Festival yönetiminin eski tarihli genel bir yazıyı yeni gönderilmiş gibi lanse etmesi, kabul edilemez ve maksatlı bir tutumdur. Festival yönetiminin tüm bilgi ve tecrübesine rağmen gerçekleştirdiği eksik uygulamaların neticesinde gelinen noktanın tamamen yönetim zafiyeti ve sorumluluk anlayışıyla bağdaşmayan bir durum olduğu açıktır. Hal böyle iken festival yönetiminin mevcut noksanlıkları ve yanlış uygulamalarını saklayarak, sanki Bakanlık sansür uyguluyormuş gibi bir anlayışa sevk edecek açıklamalarda bulunması bu sorumsuzluğu daha da pekiştirmektedir."
Açıklamada, özgürlüğün ancak yasaların uygulanmasıyla teminat altına alınabilecek en önemli değer olduğu, istisnasız tüm kişi ve kuruluşlara sorumluluk yüklediği vurgulanarak, şöyle devam edildi: "Ayrıca filmle ilgili yapılan haberlerde 'PKK belgeseli' nitelemesinin kullanılmasının da işaret ettiği gibi ortada terör örgütü propagandasının söz konusu olması, hiçbir şekilde temel demokratik değerlerle ve düşünce özgürlüğünün evrensel kriterleriyle bağdaşmayan bir durumdur. Bu noktada da 'PKK belgeseli' nitelemesinin işaret ettiği gibi, terör örgütü propagandası konusu da söz konusu vakfı ve festival yönetimini ilgilendirmektedir. Tüm bunların öncesinde ise gerek festival yönetimince gerekse de filmin yapımcıları tarafından filmin gösterimi için yerine getirmekle yükümlü oldukları yasal sürecin hiçbir şekilde başlatılmadığı hatta yok sayıldığı da açıktır. Noksanlıkları gizleyerek, yanlışlıklar silsilesi olarak devam eden bu süreçte Bakanlığımızı sansür uygulayan bir kurum olarak göstermeye çalışmak en hafif ifadeyle yalan beyandır. Bu itibarla, aksine iddialar gerçekle bağdaşmamaktadır."