Son on ayda 1 milyon Suriyeli göç etti. Bu sayıya yıl sonuna kadar yüz binlercesinin daha dahil olması bekleniyor. Öte yandan başka ülkelerde mülteci statüsüyle yaşayan Suriyelilerin sayının yaklaşık iki katı, Suriye devlet yönetiminin kontrol altında tuttuğu bölgelere göç etmiş durumda.
Türkiye Suriyeli mültecilerin yüzde 45'ine ev sahipliği yapıyor. Resmi verilere göre 4 milyondan fazla mültecinin 1 milyon 805 bin 255'i Türkiye'de yaşıyor. Türkiye'yi Lübnan, Ürdün, Irak, Mısır ve Kuzey Afrika'daki bazı ülkeler takip ediyor. Avrupa'nın kapısında bekleyen yüz binlerce Suriyeli ise su sayıya dahil değil.
‘SURİYELİLER AVRUPA'YA GİTMEK İSTİYOR'
Dubai merkezli Körfez Araştırmaları Merkezi Politika Uzmanı Mustafa Alani, Sputnik'e yaptığı açıklamada, Suriyeli mültecilerin temelde Türkiye ve Ürdün gibi coğrafi olarak yakın yerlere gittiklerini ve fiziki uzaklık nedeniyle Körfez ülkelerini tercih etmedikleri görüşünde. Körfez ülkelerinin neden Suriyeli mültecileri kabul etmedikleri sorusunu yanıtlamaktan kaçınan Alani, Irak'ın kimsenin geçişine izin vermediğini ve mülteciler ile Körfez ülkeleri arasında bir nevi tampon bölge işlevi gördüğünü iddiasında.
KÖRFEZ'DEN GÖÇMENLERE KATI VİZE UYGULAMASI
Söz konusu Körfez ülkeleri Suriyelilerden vizeye başvurmalarını istiyor ancak mevcut koşullarda vize nadiren veriliyor. Suriye'ye yönelik saldırılar başladığından beri, çoğu Batı ülkeleri pasaportuna sahip Suriyeliler "ekonomik göçmen" olarak Körfez ülkelerine kaçtı. Bu kişiler Suriye'ye vize alarak girdiler yani mülteci statüsünde değiller. Körfez ülkeleri geçmiş yıllarda, bölgedeki çatışmalar nedeniyle Yemenli, Filistinli ve Lübnanlıları kabul etmiş ancak bu kişileri asla mülteci olarak tanımlamamıştı. Bu göçmenlerin bir kısmı günümüzde vatandaş statüsüyle ilgili ülkelerde yaşamaya devam ediyor. Körfez ülkelerinin mülteci kabul ettiği tek örnek ise Saddam Hüseyin döneminde çıkan Irak — Kuveyt savaşı sırasında yaşandı. Bu dönemde Kuveytliler mülteci sıfatıyla Körfez ülkelerine kabul edildi.
TERÖR SALDIRISI KORKUSU VE FARKLILIKLAR ENDİŞE NEDENİ
Altı Körfez ülkesinin Suriyeli mültecileri kabul etmemesi etrafında bir süredir yoğunlaşan tartışmalarda, mültecilerin savaş travması yaşadıkları için topluma adapte olamayacakları, politik olarak aktif çok sayıda mültecinin, geleneksel olarak politik — pasif durumda bulunan toplumu etkileyebileceği endişeleri dile getiriliyor.
Tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Suudi Arabistan ve komşuları yeni gelecek kişilerin, bu ülkelerin vatandaşlarının elinden işlerini alabilecekleri kartını öne sürüyor. Mültecilerin kabul edilmesiyle güvenlik ve terörizm konusunda açık oluşacağı da dile getiriliyor.
‘KÖRFEZ ÇATIŞMALARI ETKİLEMEKTE İSTEKLİ AMA SONUÇLARINA İLGİSİZ'
Bu ülkelerin, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile koordine şekilde Suriyeliler için iskan sağlaması gerektiğini, Arap Ligi'nin mülteci krizinde pozisyon almasının ve "adil yük paylaşımı" ilkesini benimsemesinin çok büyük yararları olacağını belirten McGeehan "Büyük mali kaynakları göz önüne alındığında çok önemli katkı yapabilecekleri ve binlerce aileye yerleşim sağlayabilecekleri ortada" ifadelerini kullandı.
KÖRFEZ MADDİ YARDIMDA DA İSTEKSİZ
Moody's yatırımcılar servisine dayanılarak açıklanan verilere göre, altı üyeli Körfez İşbirliği Konseyi'nde zengin kişilerin elindeki servet 2013 yılında 2,2 trilyon dolardı. IMF'nin verilerine göre örneğin Kuveyt'in finansal rezervleri 30 yıl, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ın ise yaklaşık 27 yıl dayanabilecek büyüklükte.