Resmi yetkililerin Hakkari’de şehit düşen polis memuru Mehmet Tuhal’ın Hatay’daki babaevine kameralar eşliğinde girerek acı haberi iletmesi tepki çekti. Oğlunun şehit olduğundan o ana kadar haberi olmayan anne psikolojik sarsıntı geçirirken, Hassa Kaymakamı Mustafa Pala'nın "Şehitlik nasip işi. Ne mutlu ki evladınız şehit" sözleri tartışmayı daha da alevlendirdi.
'AİLE ÜZERİNDE ONARILAMAZ ETKİ'
“Bu ailenin yaşadığı veya yaşayacağı yas sürecini bir nebze azaltmak adına o haberi vermenin birtakım yolları var. Anlaşılan, haberi veren heyet, bu yollardan habersiz. Öncelikle şehit haberi, kalabalık ve kaotik bir ortamdan ziyade, aile içinde 2-3 kişilik bir temel grup içinde verilirse, insanların yasını daha güvenilir bir ortamda yaşamasına izin verirsiniz. Durum zaten çok travmatik. Bu yapılan ise olayı ekstra kabullenilemez bir duruma sokuyor.”
'YAS BİR BUÇUK YIL SÜREBİLİR'
Ölüm haberinin alınması sonrası bir buçuk yıla kadar çıkabilecek bir yas sürecinin başladığını belirten Karatepe, bu sürecin azalması ya da uzamasının, haberi veren kişilerin olayı dramatize edip aileye yansıtmasıyla yakından ilişkili olduğunu söyledi.
'OLAY ŞOV HALİNE DÖNÜŞMÜŞ'
Yas sürecinin ‘inkar’la başladığını belirten Karatepe, yetkililerin bu durumu görmezden geldiğine işaret etti:
“İnkardan sonra gelen aşama 'şok'tur. Aile kaybın gerçekleştiğini bilse dahi bununla ilgili bir şey düşünemez, hissedemez, tepki gösteremez. Daha sonra ‘öfke’ kaynaklı bir depresyon hali yaşanır. Ardından ölümü 'kabullenme' dönemi başlar ve bununla 'baş etme' mekanizması gelişir. Daha sonra ise yavaş yavaş normal hayata geçilir. Bunlar beklenen yas sürecidir."
Şehit ailelerine daha sakin bir alanın tanınması gerektiğine dikkat çeken Karatepe, Hatay'da yaşanan bu olayın şov haline dönüştüğüne vurgu yaptı.