Yanılmaz, ilk günden itibaren hem İstanbul'da hem Edirne'de mültecilerle beraber olduklarını, Edirne Valisi'nin "Üç gün içinde geri dönmezlerse, onları geldikleri yere göndereceğiz" açıklamasına karşın mültecilere yönelik sert bir tutumun gözlenmediğini dile getirdi.
'AVRUPA SINIR KAPILARINI AÇMALI'
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi uyarınca, kişinin kendi ülkesini terk etme hakkına sahip olduğunu, kimsenin başka bir kimseyi istemediği yerde zorla tutma hakkına sahip olmadığını vurgulayan Yanılmaz, "Bu anlamda Türkiye'nin yapması gereken, mültecilerin gitmek istedikleri yere, sınır bölgelerine güvenli bir şekilde ulaşmalarını sağlamaktır" dedi.
Avrupalı liderlerin özellikle Akdeniz'de birçok mültecinin ölümüne yol açan kazalardan sonra, yasal iltica yollarını açma ve kolaylaştırma sözleri verdiğini anımsatan Yanılmaz, şöyle konuştu:
"Avrupalı liderler bu kişilerin ‘yasadışı' ya da ‘kaçak' olarak ülkelerine girmelerinden yakınıyorlar. Diğer taraftan yasal bir şekilde sınır kapılarından geçmeye çalışan kişileri de reddederek, sınırlara tel örgüler örerek aslında kendileri bu mültecilerin farklı şekillerde ülkelerine girmelerine yol açmış oluyorlar. Avrupa bir taraftan yasal olarak gelmelerini istiyor fakat diğer taraftan, bu kişileri almayarak aslında 'kaçak yollardan gelin' demeye getirmiş oluyor.
'İLTİCA BAŞVURULARI ALINMAK ZORUNDA'
Avrupa ülkelerinin sınırına gelen kişileri mülteci statüsüyle hemen kabul etmek zorunda olmadığını, her ülkenin kendi güvenlik kriterlerine göre araştırma yapması gerektiğini kaydeden Yanılmaz, "Fakat temel olarak almak zorunda olduğu husus şu: Bu kişiler savaştan kaçarak, yaşama haklarının garanti altına alınmasını isteyen kişiler. Dolayısıyla bu kişilerin iltica başvurularını almak zorundalar. Başvuruyu reddedeceği zaman da buna bir ispat getirme mükellefiyeti var" diye konuştu.
Yanılmaz, ABD'nin 2011'den bu yana gelen 17 bin mülteci başvurusunun sadece bin 500'ünü kabul ettiğini, geri kalanını ise reddettiğine dikkat çekerken, ret gerekçelerinin ise ispata dayalı yapılmadığını vurguladı. "ABD, reddettiklerini tamamıyla keyfi bir şekilde, 'terör' nitelendirmesiyle reddediyor. Fakat buna ilişkin ortada somut deliller yok" diye konuştu.
Suriyelilerin tamamen savaştan kaçan, gerçek anlamda uluslararası hukukun koruması altında olan mülteciler olduğunun altını çizen Yanılmaz, "Dolayısıyla Avrupa ülkeleri de bu başvuruyu ciddiye alarak değerlendirmek zorunda. Sonraki süreç hem uluslararası hukuk, hem de kendi iç hukukları çerçevesinde değerlendirmeye tabidir. Fakat Avrupa bugün bunu yapmıyor, bu başvuruları tamamen reddederek, değerlendirmeye tabi tutmadan sınırdan almamaya çalışıyor" diye konuştu.