Ankara'da saldırının travması sürüyor

"Aranızda 17-18 yaşlarında bir kızın cenazesinin teşhisi için bekleyen var mı? Tekrar ediyorum, 17-18 yaşlarında bir genç kız, teşhis edecek bir yakını var mı?" Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'ndaki görevli sesini duyurmak için bağırıyor. Sesinde belirgin bir yorgunluk, yılgınlık. İnsanlar çaresiz gözlerle etraflarına bakıyor, ses çıkaran yok...

11 Ekim Pazar günü, Ankara'daki Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi'ne yapılan kanlı saldırının ertesi günü, kurbanların aileleri cenazelerini almak için Adli Tıp Kurumu'nun önünde bekliyorlar. Saldırıda yaşamını yitirenlere otopsi uygulanıyor, sonrasında cenaze ailesine teslim ediliyor. Etrafta Çorum, Kayseri, Konya, Bolu, Afyon, Diyarbakır belediyelere ait cenaze araçları. Biri çıkıyor, diğeri giriyor. Her cenaze çıktığında kalabalıktan yükselen alkışlar, "Devrim şehitleri ölümsüzdür" sloganları, sık sık Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine sloganlar…

Adli Tıp Kurumu'nun bahçesi, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş gelince hareketleniyor. Ailelere başsağlığı dileyerek kalabalık arasında ilerleyen Demirtaş, içeri girerek Adli Tıp Kurumu yetkililerinden bilgi aldıktan sonra oradan ayrılıyor. Adli Tıp Kurumu'nun Ankara'daki merkezi Keçiören ilçesi sınırları içinde yer alıyor. Adli Tıp Kurumu'nun genişçe bahçesine Ankara'nın iki CHP'li belediyesi Çankaya ve Yenimahalle Belediyeleri aileler için çadır kurmuş durumda. Kızılay'ın araçları da ailelere destek için iki aracını göndermiş. Kızılay ailelere su ve gıda yardımı ile battaniye temin ediyor. Halkevleri de ailelere yardım için üyelerini seferber etmiş durumda. Duyarlı vatandaşlar ara ara yardımlarını getirip bırakıyorlar. Keçiören Belediyesi'nin ya da Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin bir çalışması ise görülmüyor.

CENAZELERİNİ ALANLAR KENDİLERİNİ ŞANSLI SAYIYOR

En yakınlarını kaybetmenin acısını yaşayan aileler, cenazelerini alınca kendilerini şanslı sayıyorlar. Zira otopsi işlemleri, istedikleri kadar hızlı gitmiyor. Ankara Adli Tıp Kurumu'nda aynı anda 6 cenazeye otopsi işlemi yapılabildiği bilgisi veriliyor ailelere, otopsinin ardından cenaze aileye teslim ediliyor. Cenazelerini alanlar gittikçe Adli Tıp Kurumu'nun bahçesi tenhalaşıyor. Cenazelerini alamayan acılı aileler başka bir yere ayrılmadan orada sabahlıyor.

Başbakanlık Koordiasyon Merkezi'nin son açıkladığı bilgiye göre saldırıda 97 kişi yaşamını yitirdi. Edinilen bilgiye göre 12 Ekim itibariyle 92 cenazeye otopsi işlemi uygulandı, bunlardan 91'i ailelerine teslim edildi. Saldırıda yaşamını yitiren ve Ankara'daki mitinge Hatay'dan giden Halkevi üyesi Filistinli Ahmet Alkhaldi'nin cenazesinin teslimi için ise ailesi bekleniyor. Alkhaldi için Filistin'in Ankara Büyükelçiliği'nce bir tören düzenlendikten sonra cenazesi Filistin'e gönderilecek. Adli Tıp Kurumu'nda bunlardan başka kaç kişiye ait olduğu belirlenemeyen birçok vücut parçası bulunuyor.

CENAZELERİNİ ALAMAYAN AİLELERİN BEKLEYİŞİ SÜRÜYOR

Mitinge gittiğini bildikleri yakınlarından haber alamayan 6 aile de Adli Tıp Kurumu'na başvurdu. Adli Tıp Kurumu, bu ailelerden doku örnekleri alarak DNA testleriyle vücut parçalarını eşleştirmeye çalışacak. Ancak bu işlemin çok zaman aldığı ve 10 gün kadar süreceği belirtiliyor. Cenazelerini alamayan aileler hala Adli Tıp Kurumu'nun bahçesinde bekleyişlerini sürdürüyorlar.

Adli Tıp Kurumu'ndan ayrılıp saldırının gerçekleştiği Ankara Tren Garı'nın önüne geldiğimizde iki ayrı patlamanın gerçekleştiği yere yaşamını yitirenlerin anısına bırakılmış karanfilleri görüyoruz. Patlamada yaşamını yitirenlerin resimleri, bir de patlama sırasında yaşamını yitiren simit satıcısının montu da karanfillerin arasına konulmuş, üzerindeki "simitçi gencin montu" yazısı ve etrafına bırakılmış simitlere uzun uzun bakıyor etraftan geçenler.

PATLAMANIN İZLERİ HÂLÂ MEYDANDA

Yola dikkatli bakıldığında kan izleri hâlâ belirginliğini koruyor. Ancak trafik sanki iki gün önce orada hiçbir olay olmamışçasına akmaya devam ediyor. Patlamanın izlerini meydanda görmek hâlâ mümkün. Yol kenarında bulunan metal korkulukların, patlayıcıya yerleştirilmiş metal bilyelerin etkisiyle delindiği görülüyor.

Bu manzarayı gören, yanındakine gösteriyor, metal bilyelerin deldiği korkuluğun etrafındaki kalabalık artıyor, arkalarında akan trafiğe aldırış etmeden. Tren garının önündeki durağın tam karşısında yer alan bu korkuluklardaki görüntünün etkisiyle mi bilinmez, bir patlamayı andıran en ufak bir gürültü bile çevredeki insanları ürkütmeye yetiyor. Gürültünün bir otomobilden geldiğini görünce insanlar rahatlıyor. Meydanda bulunan polis, kalabalığı uyarıyor, insanlar yollarına devam ediyor.

Ankara'da Türkiye tarihinin en kanlı terör saldırısının travması süreceğe benziyor.