İstanbul'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşen Almanya Başbakanı Merkel, Avrupa'ya sığınmacı akınını durdurulması için Türkiye'ye işbirliği önerdi. Bunun karşılığında mali yardım, vize muafiyeti, yeni fasılların açılması gibi konuları gündeme getirdi.
Merkel'in günübirlik ziyaretini ve çıkan sonuçlarını CHP ve MHP milletvekilleri Sputnik'e değerlendirdi.
‘İLERLEME RAPORU SİYASİ PAZARLIK HALİNE GETİRİLDİ’
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, AB'nin Türkiye ile ilgili İlerleme Raporu'nu sığınmacı pazarlığı nedeniyle ertelemesini eleştirdi. Merkel'in de ziyareti sırasında Türkiye'deki temel hak ve özgürlükler konusuna hiç değinmediğini vurgulayan Çakırözer, İlerleme Raporu'nun siyasi pazarlık haline getirilmesinin ilkesel, etik olmadığını söyledi.
'ZİYARETTE KAFALARINDAKİ TEK ŞEY GÖÇMENLERDİ'
“AB'nin de, AB'nin lokomotif ülkesi Almanya'nın Başbakanı Merkel'in de bu ziyarette kafalarındaki tek şey Suriyeli göçmenlerin Türkiye'den çıkmaması oldu” diyen Çakırözer, bu meselenin tüm insanlığın ortak sorunu olduğunu, ve duruma böyle bakılması gerektiğini söyledi. Avrupa'nın 3 yıldır bu konuya sessiz kaldığını ifade eden Çakırözer, "Ne zaman ki mülteciler denizi aşıp Yunanistan'a, İtalya'ya ulaşıp oradan içeriye Avusturya, Almanya'ya çıkmaya başladı bir anda mülteci sorununu keşfettiler. Bu sorundan kurtulmak için, ki bu bir insanlık sorunudur, etik olmayan bir pazarlık içerisine girdiler. Göçmenlerin gelecekleri sadece Türkiye'nin değil tüm Avrupa'nın ortak sorumluluğudur” diye konuştu.
Çakırözer, Türkiye'nin 2 milyonun üzerinde Suriyeli mülteciye baktığını, Avrupa'nın ise 200 bin sığınmacı gitti diye karıştığını söyledi.
'AB MÜZAKERELERİNDE MÜLTECİLER YENİ KOŞUL OLUYOR'
"Aslında şu anda yaptığı pazarlıklarla AB, Türkiye'nin üyelik sürecine yeni bir koşul getiriyor. O da Suriyeli mülteciler konusu. Bizim üyelik kriterimiz belli. Fasıllar açılacak, kapanacak biz kriterleri yerine getireceğiz, üye olacağız. Şimdi ne oluyor? AB ile bizim müktesebatımızın içine mülteciler eylem planı giriyor. Yani bu bir koşul haline getiriliyor, yeni bir koşul oluyor. Bunu da yanlış buluyoruz. Biliyorsunuz AB'nin askıya aldığı başlıklar vardı. Şimdi bu askıya alınan başlıkların açılması, normalde bunların açılması belli koşullar yerine gelinceydi, şimdi bunlara bir de mülteciler meselesi ekleniyor. Asıl sıkıntı bu. Şu anda pazarlık yapılıyor. Açılacak olan fasıllar, Suriyeli göçmenlerin burada tutulmasına bağlanıyor. Türkiye'nin AB ile müzakerelerinin koşulları belli, Kopenhag kriterleri, faslı açıp kapama. Şimdi yeni koşullar getirilmiş oluyor. Bence bu dayatma kabul edilemez. Vize konusunda da iki yıl önce anlaşma yapıldı. Zaten bir yol haritası vardı. Geri kabulü Türkiye uygulamaya sokacaktı AB de vizeyi aşamalı olarak açacaktı. Ama şimdi buna zaten yapılmış olan bir anlaşmaya bir de mülteciler konusu eklendi. Vize meselesindeki o takvimde şimdi yine mültecilere bağlanıyor."
CHP'li Çakırözer, AB'nin Türkiye'nin önüne sürekli yeni koşullar getirdiğini ifade ederken, bunun da Türkiye içinde AB'ye olan güveni azalttığını söyledi.
'ERDOĞAN İLE PAZARLIK AB'NİN İLKESEL TUTUMUYLA ÇELİŞİYOR'
Çakırözer, hem Merkel, hem de AB yetkililerinin Türkiye'de mültecilerle ilgili müzakereleri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığını anlattı:
"Erdoğan gitti, Brüksel'de AP Başkanı, AB Konseyi Başkanı ve AB Komisyonu Başkanı ile pazarlığa oturdu. Bunlar eylem planın çerçevesini Erdoğan'a verdiler, onunla müzakere ettiler. Şimdi Merkel geliyor, Başbakan ile görüşüyor ama asıl nihai anlaşmaları hep Erdoğan ile bağlıyorlar. Bunun da AB'nin ülkelerin sistemlerine saygı duyan ilkesel tutumuyla çeliştiği düşüncesindeyim. Çünkü bizim sistemimiz parlamenter sistem ve yürütmenin başı aslında Başbakan.”
'CHP, MHP VE HDP İLE GÖRÜŞMEMELERİ YANLIŞ'
"Öncelikle, 1 Kasım seçimlerinin beklenmesi gerekirdi. İkincisi de Erdoğan ile görüşüyorlar, seçim hükümetiyle görüşüyorlar ama parlamentoda grubu olan CHP ile görüşmüyorlar. CHP'nin, MHP'nin, ya da HDP'nin genel başkanına gidip bilgi vermiyorlar. Bu partiler belki 1 Kasım'dan sonra hükümet ortağı olacaklar. Bunu da ben etik bulmuyorum. Tamamen bu siyasi belirsizlikte yangından mal kaçırır gibi Suriyeli mülteciler için Türkiye'yi bir kamp yerine dönüştürmek istiyorlar. Sığınmacıların buradan gitmelerini engelleyecek, yasal düzenlemeler yapılması karşılığında bize rüşvet gibi birşey öneriyorlar."
'SEÇİM HÜKÜMETİ TÜRKİYE'YE TAAHHÜT ALTINA SOKAMAZ'
Seçim hükümeti iş başında olmasına rağmen Erdoğan ve Davutoğlu'nun Türkiye'yi uzun dönemli bir sorumluluk altına soktuğunu da vurgulayan Çakırözer, şöyle konuştu:
"Biz Suriyeliler konusunda tabi ki taşın altına elimizi koymaya hazırız. Ama bunun Meclis tarafından karar verilmesi lazım. Meclis tarafından oluşturulacak hükümet tarafından karar verilmesi lazım. Seçim hükümeti böylesine bir sorumluluk altına sokulmamalı. Ayrıca AB ile ilişkilerimize yeni bir kriter getirilmesine karşı çıkılması lazım. Suriyeli mülteciler şu an karşımıza yeni koşul olarak getiriliyor. Böyle bir taahhüt altına girilecekse bunu Meclis'te güvenoyu alan sağlam toplumsal tabanı olan bir hükümetin yapması lazım. Türkiye zaten 3-4 yıldır bu insanlara ev sahipliği yapıyor, bir 6 ay daha bekleyin, hükümet kurulsun siz niye acele ediyorsunuz?"
Çakırözer, AB'nin taslak eylem planında Suriyeli göçmenlerle ilgili Türkiye'de bazı yasal düzenlemelerin de yapılması gerektiğinin yer aldığını da anımsattı.
MHP'Lİ GÜNAL: BİRAZCIK PARA VERECEKLER BÖYLECE KAPATACAKLAR
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da, Merkel'in, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunun bilindiğini, bunu da zaten söylediğini ifade etti. Şu anda Avrupa'ya bir mülteci akını olduğunu hatırlatan Günal, AB'nin bunu durdurmak için bir operasyon yaptığını belirtti:
“Birazcık para verecekler böylece olayı kapatacaklar. Biz de daha sıkı bir şekilde geçişlerini engellemeye çalışacağız. Türkiye’nin uygulamış olduğu yanlış Suriye politikasının sonucu olarak. bunlarla karşı karşıyayız.”
'KALICI ÇÖZÜM SURİYE'NİN NORMALLEŞMESİDİR'
MHP olarak baştan hükümet politikasının yanlış olduğunu tampon bölgenin Suriye sınırında kurulması gerektiğini söylediklerini kaydeden Günal, şöyle konuştu:
"Sığınmacıların yükünü, uluslararası kuruluşlar ve BM ile paylaşalım demiştik. Fakat AB 'Yükü paylaşalım fakat buraya gelmesinler' diyor. Bu bir kalıcı çözüm değil. Bunun karşılığında da bir şey olacağı yok. Bu konuda samimi değiller. Fakat elbette sığınmacı sorunun da çözülmesi gerekiyor. Biz MHP olarak, göçmenlerin bir an önce kendi ülkelerine yerleştirilmelerini, Suriye’nin krizi atlatıp normale dönmesini bekliyoruz. Sorun yerinde çözülmeli. Uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapılarak külfetin paylaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Umarız kalıcı bir çözüm olur."