Rusya'nın Suriye'deki operasyonlarını ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la Moskova'dan verilen fotoğrafı ‘Rusya'nın Suriye krizinde başat oyuncu olduğunun kanıtı’ olarak değerlendiren Yakış, Türkiye'nin ise Suriye'de oyuncu olmaktan çıktığı görüşünde. Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlere yönelik politikasını da eleştiren Yakış, "Türkiye, PYD ile ilişkilerini Barzani ile olan ilişkilere benzer bir çerçeve oturtabilse çok daha fazla rahat edecektir" diye konuşuyor.
Dışişleri eski Bakanı Yaşar Yakış'ın Sputnik'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Türkiye'nin Suriye’de Esad’lı geçiş sürecine yeşil ışık yaktığı belirtiliyor. Bu politika değişikliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu geçiş dönemi konusunda, Türkiye'nin dış politikasının, sahadaki gerçeklere uyarlanmış olmasını olumlu gelişme olarak değerlendiriyorum. Türkiye'nin uluslararası alanda yalnızlığa düşmüş olmasının yarattığı çok sayıda sorun vardı ve izlediğimiz politika sahadaki gerçeklere uygun değildi. Şimdi o istikamette bir adım atıldı.
‘ZATEN CUMHURBAŞKANI İŞARETİNİ VERMİŞTİ’
Zaten sayın Cumhurbaşkanımız Moskova'dan döndükten sonra geçiş döneminin Esad'lı olabileceğine dair işareti vermişti. Hatta orada gerek sayın Cumhurbaşkanımız gerek Başbakanımız 'geçiş döneminden sonra söz Suriye halkının olacaktır, Suriye seçmeni ne isterse o olacaktır' demek suretiyle son derece açık bir şey ortaya koydular.
KRİZ SONRASİ SURİYE YİNE ESAD DERSE
‘ZAMANA BAĞLAMAK DOĞRU DEĞİL’
Suriye'deki geçiş süreciyle ilgili bir altı aylık süreçten bahsediliyor. Sizce bu süre makul bir süre midir ya da süre konulması gerçekçi midir?
Hayır, bence öyle zamana bağlamak doğru değil. Zira siyasette hiçbir zaman söylenen sözler tutmaz. Yani biz kendimizi bağlamayalım. Bir hedef olarak benimsenebilir, bu işi altı ayda bitirelim diye. Ama altı ayın dolduğu gece saat 00.00'dan sonra bu hedefe ulaşılmazsa, kimse ‘Bu yöntem artık terk edilecektir’ demeyecektir. O günkü duruma bakılacaktır ama başlangıçta bir hedef konulması doğrudur, öyle yapılır her zaman. Ama uyulmadığı takdirde de bu dünyanın sonu olmayacaktır. O günkü koşullar neyi gerektiriyorsa ona göre yeni hedefler belirlenecektir benim tahminimce.
‘MOSKOVA FOTOĞRAFI RUSYA'NIN BAŞAT OYUNCU OLDUĞUNUN KANITI’
Rusya'nın Suriye'deki rolü de son günlerde çok tartışma konusu. Rusya hem hava operasyonları başlattı hem de Esad sürpriz şekilde Moskova'ya giderek Rusya lideri Vladimir Putin ile görüştü. Moskova'dan verilen bu fotoğraf size göre hangi mesajları içeriyor?
‘RUSYA DAHA AVANTAJLI, SAHADA ÜSTÜNLÜĞÜ VAR’
Diğer ülkelere göre Rusya daha mı avantajlı bu durumda Suriye'de?
Kesinlikle daha avantajlı. Çünkü bütün eksikliklerine, yenilgilerine, kayıplarına rağmen bir Suriye ordusu var. Suriye ordusu artı Lübnan Hizbullahı artı Kürtler. Rusya'nın havadan yapmaya çalıştığı şeyi sahada tamamlayacaklardır. Bu çok büyük bir üstünlük sağlayacaktır bence.
‘KÜRTLER İKİ BÜYÜK GÜCÜN İMKANLARINDAN YARARLANIYOR’
Kürtler tabi aynı zamanda Amerikalılarla da işbirliği yapıyor. Bence Kürtlerin yaptığı 'Biz kendi çıkarlarımızı koruyoruz, bu çıkarlarımıza en yakın hizmet eden yabancı ülke hangisiyse ondan da destek alırız' demeye getiriyorlar. Dolayısıyla Kürtler iki büyük gücün imkanlarından yararlanarak Esad sonrası daha doğrusu Esad sonrası demeyim de kriz sonrası döneme hazırlanıyor. Zira krizden sonra da Esad'ın kalabileceğini bir ihtimal olarak bir tarafta hep tutmak lazım. Kriz sonrası Suriye'de daha güçlü konuma gelmeye çalışıyorlar Kürtler.
PYD İLE İLİŞKİLER BARZANİ İLE İLİŞKİLERE BENZER ÇERÇEVEYE OTURMALI
Bölgedeki Kürtler ile Türkiye'nin ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz, son günlerde Türkiye'den Kürtlerin bölgedeki rolü ve işbirliklerine tepki de var?
(PYD Eş Başkanı) Salih Müslim ısrarla 'Bizim Türkiye ile bir kavgamız yok biz kendimizi korumaya çalışıyoruz ve kendi Kürt davamızı ileri götürmeye çalışıyoruz' diyor. Bizim imkan olursa, nasıl Kuzey Irak'taki Kürtlerle bir anlaşma orta yerde buluşma yapabildiysek, bir benzerini Kuzey Suriye'deki Kürtlerle yani PYD ile de yapabilmemiz lazımdı. Esasen bu açılım süreci devam ederken ben en çok ondan ümitlenmiştim. Yani bu açılım süreci Türkiye'deki Kürtlerin sorununu çözümleyeceği gibi Kuzey Suriye'deki Kürtlerle olan sorunu da çözümlerdi. Çünkü biz bu süreci İmralı'da hapiste olan Öcalan ile yürütüyorduk ve Müslim'in de Öcalan'ın sözünden çıkmayacağın farz ettiğim için bu süreç tamamlanabilmiş olsaydı bizim Kuzey Suriye'deki Kürtlerle de sorunumuz kalmayacaktı. Bizim yine de ne yapıp edip Kuzey Suriye'deki Kürtlerle, belki onların PKK ile ilişkilerini zayıflatacak şekilde yakın ilişkiler kurmak suretiyle orada bizim için tehdit yaratacak bir unsur gelişmesine meydan vermemiz lazımdı. Doğru olanı budur bence.
Yani Türkiye PYD ile görüşmeli mi?
Türkiye, PYD ile ilişkilerini (Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud) Barzani ile olan ilişkilere benzer bir çerçeveye oturtabilse çok daha fazla rahat edecektir.
‘TÜRKİYE SURİYE'DE OYUNCU OLMAKTAN ÇIKTI’
Suriye için diplomatik trafik hızlanmış görünüyor, yarın Viyana'da da bir toplantı var, çözüm için umutlu musunuz, ne çıkar bu görüşmelerden?
Suriye için bir adım daha atılacaktır ama Türkiye'nin hoşuna gidecek istikamette mi olacaktır onu kesin söyleyemiyoruz. Zira Türkiye, Suriye'de oyuncu olmaktan çıktı. Yani Türkiye'nin bu konuda öne süreceği tez, öteki katılımcıların hiç birine uymuyor. Biraz Suudi Arabistan'a uyuyor ama asıl büyük oyuncular Rusya, ABD ve İran. Onların istemeyeceği bir şeyin Suriye'de gerçekleşebileceğine ihtimal vermiyorum. Onların istediği şey de Türkiye'nin istediğinden birebir aynı değil.
‘KATAR'IN PARASI BOL AMA O PARAYLA HER ŞEY YAPILAMIYOR’
Katar'dan da bir açıklama geldi, 'Gerekirse askeri müdahalede bulunuruz' şeklinde, nasıl değerlendirirsiniz?
Katar 456 bin nüfuslu bir yer. Yani nüfusu, Ankara'nın Mamak ilçesinin nüfusundan biraz daha az olan bir yer. Parası bol. Ama o parayla her şey yapılamıyor. Katar'ın dış politikada belirlediği hedef ancak başka bir ülke tarafından benimsendiği takdirde bir anlam ifade eder.
‘TÜRKİYE'NİN SURİYE'YE GİRMESİ SIKINTILAR YARATIR’
Zaten açıklamada da 'Türkiye ve Suudi Arabistan ile işbirliği yaparak' deniliyor.
Türkiye'nin Suriye'nin iç işlerine karışmaması gerektiği tezini savunan bir insanım. Türkiye Suriye'ye askeri olarak müdahale ederse orada başarılı olması çok zordur, bundan sonra sıyrılmak da zor o işten, başarıyı bir tarafa bırakın, sıyrılıp geri çekilmek de zordur. Onun için ben Türk askerinin ordular halinde Suriye topraklarına girmesinin Türkiye'ye sıkıntılar yaratacağı kanaatindeyim. Özellikle Rusya'nın orada bulunması karşısında.
RUSYA İLİŞKİLERİNDE 9 KÖTÜ 1 İYİ DURUMUNA DÜŞMEMEK LAZIM
Suriye meselesi Türkiye-Rusya ilişkilerinin geleceğini sizce nasıl etkiler?