CHP'li Özel: Her türlü gerilim Rusya'ya da Türkiye'ye de zarar veriyor

Rus uçağının düşürülmesinin ardından Türkiye-Rusya ilişkilerinde gelinen noktayı Sputnik'e değerlendiren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, iki ülke ilişkilerinde ortaya çıkan her türlü gerilimin iki tarafa da çok ciddi zararlar verdiğini söyledi. Özel, krizin aşılması için 'diplomasi dilinin' doğru ve etkin kullanılması gerektiğini vurguladı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, temel bakış açılarının, temel vizyonlarının partilerinin kurucusu Türkiye'nin ilk Başbakanı, ilk Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk'ten beri yurtta sulh cihanda sulh olduğunu vurguladı. Özel, "Bunun ne kadar derinlikli, ne kadar önemli bir söz olduğunu da şuradan biliyoruz ki, savaşların, çatışmaların galibi olmuyor, sadece kaybedenleri oluyor. Onlar da çocuklar ve kadınlar oluyor en çok" dedi.

'CHP OLARAK HEP UYARDIK AMA GERİLİM TARIMANDIRILDI'

Bu yüzden de son günlerde bir ateş çemberine dönmüş olan bölgede tansiyonu yükseltmeye yönelik atılan her türlü adıma karşı hem hükümeti hem de bölgedeki tüm aktörleri CHP olarak hep uyardıklarını kaydeden Özel, "Ama bu gerilim biraz kasıtlı olarak da tırmandırıldı. Gelinen noktada hiç birimizin arzu etmeyeceği bir sonuç ortaya çıktı" diye konuştu.

'TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ KOMŞULUĞUN ÇOK ÖTESİNDE'

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin standart komşuluk ilişkilerinin çok ötesinde olduğunu kaydeden CHP'li Özer, Türkiye ile Rusya arasındaki çok ciddi ticari ilişkilere dikkat çekti.

Türkiye'ye en çok turist gönderen ülkelerin başında Rusya'nın geldiğini, Türkiye'nin ihracatında, Türk mallarının tüketiminde Rusya'nın önemli yeri olduğunu anlatan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benim kendi seçim bölgem Manisa açısından baktığımızda dahi, Manisa çekirdeksiz kuru üzümü dünyaya ihraç eden Türkiye'nin en büyük üreticisi yüzde 85-95'ler düzeyinde üreticisi. Bunun en büyük alıcısı Rusya ve şu anda Manisa'daki ihracatçılar paralarını tahsis edemedikleri için küçük işletmelere, özellikle de üreticilere ödemelerini yapamaz duruma geldiler. Rusya-Türkiye ilişkilerinde ortaya çıkan her türlü gerilim, her türlü gerileme her iki tarafa da çok ciddi zararlar veriyor.

'TÜRKİYE İLE RUSYA ARASINDA ILIMLI ATMOSFERİ SAVUNUYORUZ'

Elbette hiçbirimiz telaffuz etmek istemeyiz ama bir savaş, bir çatışma bir yana ilişkilerdeki gerginlik ve soğukluk dahi sıkıntıya sokuyor hepimizi ve üzüyor. Rusya'dan Türkiye'ye kışın bazen soğuk hava akımları geliyor. O bizi en çok üşüten en çok rahatsız eden kış günleri o zaman oluyor. Biz Türkiye ile Rusya arasında hep ılımlı bir atmosferin olmasını savunuyoruz. Rusya, Türkiye için çok önemli bir komşu, önemli bir ticari ilişkilerimizin olduğu bir ülke. Hepimizin de iyi ilişkilerin sürmesini istediğimiz bir ülke. "

'NORMALLEŞME SÜRECİ İÇİN DİKKAT VE DUYARLI DAVRANILMALI'

Bu yaşananların normalleşme sürecine girmesi için ana muhalefet partisi olarak çok dikkatli bir dil kullandıklarını kaydeden CHP'li Özgür Özel, "Bu konuda hükümete de hem açık hem de her türlü diplomatik temasta dikkatli ve duyarlı davranmaları gerektiğini telkin ediyoruz" dedi.

'CUMHURBAŞKANLIĞI AÇIKLAMASI KRİZİ EN TEPE NOKTAYA TAŞIDI'

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Türkiye'nin kendi sınırları içinde angajman kurallarını uygulamasının, sınırlarını korumasının, Türkiye'nin meşru bir hakkı olduğunu bildiklerini ve söylediklerini kaydetti. Özel, şöyle konuştu:

"Ancak o kadar olağanüstü günler ve o kadar olağanüstü bir atmosfer var ki orada, ne yaşandığı konusunda bile teknik anlamda büyük bir karmaşa varken, ben meselenin bu boyuta gelmesinde aslında konuşması gerekenlerin konuşmasını beklemeden, konuşmaması gerekenlerin söz söylemesinin birazcık önemli olduğunu düşünüyorum. Rusya'nın Milli Savunma Bakanlığı'nın açıklamasından sonra bizim Milli Savunma Bakanlığımızın veya iki tarafın Başbakanın açıklamaları beklenirken Cumhurbaşkanlığından yapılan bir açıklama bir anda o gün zaten krizi en tepe noktaya taşımıştı.

'DİPLOMASİ DİLİ YERİNE SERTLİK DİLİ KULLANILIYOR'

Şimdi de her iki tarafta, bir tarafta Devlet Başkanı diğer tarafta Cumhurbaşkanı konuşuyor. İkisi de kendi ülkelerinde otoriterlikle yetkileri üzerine toplamakla eleştirilen kişiler. Diplomasi dili yerine sertlik dilini kullanıyorlar. Bu iki keskin dil ülke ilişkilerindeki krizin çözümlenmesi konusunda işleri güçleştiriyor diye düşünüyorum. Aslında bizim beklentimiz Başbakanın, Dışişleri Bakanının devrede olduğu, diplomasinin devreye girdiği bir dili bekliyoruz. Sergey Lavrov ile Dışişleri Bakanının görüşüp görüşemeyeceği konusundaki kaos aşıldı gibi görülüyor, 3'ünde 4'ünde bir görüşmenin yapılacağı söyleniyor Rus tarafından tam olarak teyit edilmese de. Ama öyle bir görüşmenin gerçekleşmesi artık çok önemli. Çünkü burada diplomasi dilinin doğru ve etkin kullanılması gerekiyor. Bu devreye girdiğinde sorunlar azalır. Ama ne Erdoğan ne Putin'de böyle bir dili geçmişlerine baktığınızda da maharetle kullandıklarını görmedik. Bugün baktığımızda da ikisinin kullandığı dil de sorunu çözmeye değil biraz daha keskinleştirmeye yönelik değerlendiriyorum."