Gazetecilerin Putin’e bu yıl ağırlıklı olarak dünya ve Rus ekonomisinin durumu, Suriye’deki hava operasyonu ve krize çözüm arayışları, Ukrayna krizi, Türkiye ile yaşanan uçak gerilimi gibi konularda soru yöneltmesi bekleniyor.
Putin, geçen yıl düzenlediği basın toplantısında 3 saat 10 dakika boyunca 53 soruya yanıt vermişti. Rus lidere soru yöneltmeyi başaran 38 gazeteciden 30’u Rus, geri kalanı ise yabancı ülke vatandaşıydı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçen yılki basın toplantısından en akılda kalan açıklamalarını derledik:
“Dün ve bugün yaşandığı gibi, döviz kurundaki düşüşün ve rublenin değer kazanma eğiliminin sürmesini umut ediyorum. Bu mümkün mü? Evet mümkün. Petrol fiyatları düşmeye devam edebilir ve bu durum, enflasyon dahil ekonomik göstergelerimizi etkileyebilir. Peki benim iyimserliğimin temeli ne? Ekonominin hayata uyum sağlamaya bağımlı olması fikri… Rus ekonomisi, düşük petrol fiyatlarına göre çalışacak. Bu hayatımızın gerçeği haline gelecek.”
‘BATI, YENİ DUVARLAR İNŞA EDİYOR’
“Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra bize, NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğini söylemediler mi? Ama hiç vakit kaybetmeden genişleme süreci başladı. Bu da bir duvar değil mi? Evet belki görünmez bir duvar ama yükselmeye başladı bile. Sınırlarımızın etrafındaki füze savunma sistemi de duvar değil mi? Anlıyor musunuz, hiç kimse durmadı. Uluslararası ilişkilerin temel sorunu da bu. Ortaklarımız (SSCB’nin çöküşünden sonra) durmadı. Kendilerini muzaffer saydılar, kendilerini imparator geri kalanları ise tebaa olarak gördüler. Avrupa’da ve dünya genelinde bölücü duvarlar olmasın diye gösterdiğimiz tüm çabalara ve birlikte çalışmak için yaptığımız jestlere rağmen, duvarlar inşa etmeyi sürdürdüler.”
“Ukrayna dahil, kritik durumlara ilişkin sert tutumumuzun ortaklarımıza şu mesajı vereceğine inanıyorum. En iyi yol, duvarlar inşa etmeyi durdurmak ve onun yerine ortak insanlık, güvenlik ve ekonomik özgürlük alanları inşa etmektir.”
“Ukrayna’nın doğusundaki bağımsızlık savaşçıları Kiev’e askeri birlik yollamadı, tam tersine Kiev ülkenin doğusuna askeri birlik sevk etti ve şimdi roketatarlar, ağır silahlar ve savaş uçakları kullanıyorlar.”
“Kiev, Doğu Ukraynalı yetkililerle iletişime geçmek yerine, bölgeye polis gücü yolladı. Ama işe yaramadı ve bu kez orduyu yolladı. Ordu da işe yaramayınca şimdi ekonomik abluka gibi güç yöntemlerini deniyorlar.”
“Rus ekonomisinin şu anda karşılaştığı zorluklar, Kırım için ödenen bir bedel değil. Bu, kendimizi bir millet, medeniyet ve devlet olarak korumaya yönelik doğal isteğimizin bedelidir.”
“Rusya, kapılarını ortaklarına açtı. Peki karşılığında ne gördük? Kuzey Kafkasya’da terörizmin doğrudan desteklenmesini. Terörizme doğrudan destek verdiler, anlıyor musunuz? Bu ortak olan devletlerin yapacağı bir şey mi? Fazla detaya girmeyeceğim ama bu bir gerçek ve herkes de bunu biliyor.”
“(Uluslararası tartışma platformu) Valday Kulübü’nde en tanınmış sembolümüz hakkında bir örnek vermiştim. Taygasını koruyan bir ayıdan bahsetmiştim. Bazen düşünüyorum da ayımızın (Rusya) sakince yerinde oturması daha iyi. Belki de taygada domuzları kovalamaktan vazgeçip, sadece yemiş ve balla karnını doyurmalı. Böyle yaparsa belki ayıyı rahat bırakırlar. Ama hayır, rahat bırakmayacaklar. Çünkü birileri sürekli onu zincirlemek isteyecek. Zincire vurulunca tırnaklarını ve pençelerini sökecekler.
Bu bir benzetme. Aslında nükleer caydırıcılık gücümüzü kast ediyorum. Eğer bu olursa –Tanrı korusun- ayıya ihtiyaçları kalmayacak, tayga ele geçirilecek.
Yüksek düzeyli yetkililerin kendi ağzından duyduk, Sibirya gibi devasa kaynaklara sahip bir bölgenin Rusya’ya ait olmasının adil olmadığını söylediler. Neden adil değilmiş? Meksika’dan Teksas’ı almak adil oluyor, bizim kendi bölgemizde çalışmamızsa adaletsiz oluyor. Bizim paylaşmamız gerekiyor.”
‘ASIL MESELE KIRIM DEĞİL’
“Bu nedenle mesele Kırım değil. Mesele, kendi bağımsızlığımızı, egemenliğimizi ve var olma hakkımızı korumamız. Hepimiz bunun farkında olmalıyız.”
“Rusya, ulusal çıkarlarını giderek daha sert biçimde koruyor. Biz dünya sistemine saldırmıyoruz, hiç kimseye saldırıda bulunmuyoruz. Sadece ulusal çıkarlarımızı koruyoruz. Batılı ortaklarımızın, özelliklede Amerikalıların memnuniyetsizliği de tam olarak bundan kaynaklanıyor. Çünkü biz gerilimi kışkırtan eylemlere izin vermiyoruz.”
“Şu anda dünyanın her tarafından ABD üssü var. Ve siz bizim saldırgan olduğumuzu mu söylemek istiyorsunuz? Sağduyunuz hiç yok mu? ABD askerileri taktik nükleer füzelerle birlikte Avrupa’da ne arıyor? Orada ne yapıyorlar?”
‘BİZE NEDEN YASAK?’
“Biz askerlerimizi ABD sınırına ya da diğer ülkelere gönderiyor muyuz? NATO üsleri bizim sınırlarımıza geliyor, biz değil. Bizi dinleyen birileri var mı? Ya da en azından bu konuda bizimle iletişim kurmak isteyen birileri? Yanıtları hep aynı oluyor: Bu sizin meseleniz değil, her ülke kendi güvenliğini sağlama yolunu seçme hakkına sahip. Tamam, güzel. Ama o zaman biz de aynısını yapacağız. Bizim yapmamız neden yasak?”
“Küresel güvenlik sisteminin temel taşlarından olan Anti-Balistik Füze Antlaşması’nı tek taraflı fesheden kimdi? Rusya mıydı? Hayır. Bunu ABD yaptı. Onlar bizim için tehditler yaratıyor, sadece Alaska’ya değil Avrupa’ya da stratejik füze sistemleri konuşlandırıyorlar. Romanya ve Polonya gibi çok yakımızdaki ülkelere. “