'Avrupalıların gözünde IŞİD'le mücadelede ana aktör neden ABD?'

Güvenlik uzmanı Merve Önenli Güven, Suriye'deki kriz ve artan sığınmacı sayısının Avrupa için oluşturduğu tehdidin IŞİD'le mücadelede ABD'nin ana güç görülme algısını desteklediğini söyledi. Güven'e göre; Rusya operasyonlarıyla aktif bir pozisyonda ancak Avrupa'da ABD'nin masa başında yürütülen müzakerelerde daha etkili olacağı düşüncesi hakim.

Populus Araştırma Şirketi tarafından Sputnik.Görüşler projesi çerçevesinde ABD'de ve Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen araştırma Avrupa'nın, IŞİD'le mücadelede ana unsur olarak görülmediği sonucunu ortaya koydu. Ankete göre; Washington, Suriye'de IŞİD ile verilen mücadelenin ana aktörü olarak görülüyor. Terör örgütüyle mücadelede öne çıkan aktörlerden bir diğer ise Rusya.

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Terörizm ve Terörizmle Mücadele Merkezi Başkanı Merve Önenli Güven, Sputnik için gerçekleştirilen ankette ortaya çıkan sonuçları değerlendirdi.

'SURİYE KRİZİ VE SIĞINMACILAR, 'ABD HİMAYESİ' ALGISINI GÜÇLENDİRDİ'

RS FM'de yayınlanan Dünya Panorama'da konuşan Merve Önenli Güven'e göre; Avrupalılar ve Amerikalıların IŞİD'le mücadelede Washington'ı ana güç olarak görmesi, bir güvenlik anlayışı olarak yorumlanabilir.

Avrupa'nın soğuk savaş döneminde de Amerika'nın himayesi denilebilecek tarzda bir güvenlik politikası algısına sahip olduğunun altını çizen Güven, Suriye'deki kriz ortamı ve sığınmacı sayısının Avrupa için oluşturduğu tehdidin artmasının bu algıyı güçlendirdiğini söyledi.

Güven, "Amerika'nın da açıklamalarına baktığımızda da Rusya'nın daha aktif bir pozisyonu olmasına rağmen, ABD'nin Rusya ile karşı karşıya gelmektense denge politikası izlenmeye çalışıldığı görülüyor. Bu politika nedeniyle de Avrupa tarafından masa başında yürütülen müzakerelerde de daha etkili olabileceği düşüncesi hakim" dedi.

'YABANCI SAVAŞÇILARIN VARLIĞI AVRUPA'DA SORUN'

Araştırma sonucuna göre, IŞİD'le mücadelede Avrupa ise ana unsur olarak görülmüyor. Merve Önenli Güven, bu noktada Avrupa ülkelerinin terör saldırıları ve sığınmacı akını sonrasında Suriye krizi ve IŞİD'le mücadeleye daha fazla müdahil olduğuna dikkati çekti. Güven'in altını çizdiği bir diğer husus ise Avrupa'da IŞİD'e katılan yabancı savaşçıların varlığıydı.

Güven, "Bir taraftan da kendi topraklarının içerisinde 2'inci 3'üncü kuşak diyebileceğimiz insanların da IŞİD'e katılım sağladığını görüyoruz. Bu durumda, IŞİD'le mücadeleye müdahil olmaktan ziyade buna destek verilen ortamın oluştuğu bir coğrafya algısı oluşuyor. Avrupalılar, Suriye topraklarında bir müdahaleden ziyade, kendi ülkeleri içerisinde bazı düzenlemelerin gerekliliğine inanıyor olabilir" diye konuştu.

'SURİYE ORDUSU TEKRAR ANA AKTÖR OLDU'

Araştırmada öne çıkan bir diğer unsur ise Suriye'de terörle mücadelede başı çeken güçler arasında Suriye ordusu ve Kürtlerin görülmesi. Bu sonucu da değerlendiren Güven, Suriye ordusunun krizin başındaki ana aktörlüğünü Rusya'nın desteğiyle yeniden kazandığını söyledi.

Güven, "Suriye ordusu, iç savaşın ve çatışmanın başladığı ortamda ana aktörlerden biriydi. Ama bu etkisini zamanla yitirdi. Daha sonrasında ise Rusya'nın da desteğiyle ana aktör olma pozisyonunu yeniden edindi. Şu anda çok daha aktif bir pozisyonda. Amerika'nın ilk başta ‘Esad'sız bir çözüm' şeklinde başladığı stratejisini de ‘Esad'lı geçiş' şeklinde değiştiğini görüyoruz" diye konuştu.

'KÜRTLER İŞİD'LE MÜCADELEDE ETKİLİ POZİSYONDA GÖRÜLÜYOR'

Kürt güçlerin ise Suriye'de bulunan bütün grupların içerisinde konuşulabilir, anlaşılabilir ve IŞİD'e karşı kullanılabilir bir aktör olarak değerlendirildiğini belirten Güven şunları söyledi:

"PYD ve YPG yani Kürtlerin IŞİD'e karşı mücadelede ön plana çıktığını ve çıkartıldığını görüyoruz. Bundan dolayı da Avrupa halklarının gözünde çok etkili bir pozisyonda değerlendiriliyor. IŞİD'e karşı savaşmasının yanı sıra PYD üzerinden Kürtlerin de artık orada ciddi bir aktör olduğu şeklindeki algı operasyonunun da önemi var."