Türkiye'de yeni anayasaya ekmek ve su kadar ihtiyaç olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş diğer partileri kastederek, "Belli bir süre oturur çalışırız uzlaşamazsak AK Parti olarak teklifimizi sunarız" dedi.
Numan Kurtulmuş, Türkiye'ye vize serbestisi, dokunulmazlık tartışmaları, Sur ve İdil'deki operasyonlar, cemevi düzenlemesi ile AYM'nin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili kararına ilişkin açıklamalar da yaptı.
Kurtulmuş'a yöneltilen soru ve yanıtlar şöyle:
HDP'lilerin dokunulmazlığının kaldırılması tartışması… Nasıl bir yöntem izlenecek? Hangi dosyalar Meclis gündemine getirilecek?
Demokrasiyi korumak için atılması gereken bir adım. Bu meseleyi bir siyaset aracı olarak görmemek lazım. Biz asla böyle görmeyiz. Siyasette güç elde etmek için kullanılacak bir mekanizma olarak görmeyiz. Dokunulmazlıklar parlamentonun gücünü korumak amaçlı geliştirilmiş bir araçtır. Tek başımıza AK Parti olarak karar vermeyiz.
Toplumda infial yaratan eylemlerin kriter olarak alınması gibi birtakım iddialar konuşuluyor. Sizce hangi kriterler alınır?
Bu Türkiye demokrasisinin korunmasını sağlayacak bir iştir. Bu konuda tüm partiler ortak hareket etmeli. Demokrasi için doğru olan neyse ortaya konmalı.
Doğru adımları ortaya koyarsak bu zaten anlatılır. Batı demokrasilerinde de teröre destek veren hiç kimse parlamentoların içerisinde yer alamaz.
Bir sayı verebilir misiniz?
Bu bizim işimiz değil. Komisyonda tartışılacak karar alınacak ve parlamentoya yansıyacak.
Yeni anayasa çalışmaları… 4 partili bir masa zor görünüyor. Anayasa konusunda ne yapacaksınız?
Siyasetin böyle enteresan cilveleri var. Birtakım siyasi oyunlarla millete karşı bir algı oluşturacaksınız ama bir de realite var. Sivil anayasa bütün siyasilerin boynunun borcudur. Mesele sayı değil meselesi değil konsensüs oluşturmaktır. Yeni anayasa yapılması Türkiye'de su kadar ekmek kadar ihtiyaçtır. Belli bir süre oturur çalışırız uzlaşamazsak AK Parti olarak teklifimizi sunarız. Türkiye yeni bir anayasa sorumluluğundan kaçamaz. Kim eteğinde hangi taş varsa getirsin masanın üzerine koysun. Hiç kimse peşinen benim söylediğim şu konu olursa olur ya da sizin söylediğiniz şu konu olursa ben olmam diyemeyiz. Bunu dersek bunun bir tane adı olur, anayasa kaçkınlığı olur. Bu anayasayı yapmaktan kim kaçarsa bu millet onu görür.
Adı üstünde anayasa. Bütün mevzuatın anası burası. İki ayrı komisyonla bu çalışmalar yürütülebilir.
AB ile yapılan sığınmacı zirvesi… Türkiye'nin tavrına en çok destek veren Almanya karıştı, Başbakan Angela Merkel'e ülkesinden tepki var. Türkiye'nin talepleri de Avrupa'da ‘Müzakere değil şantaj' yorumları olduğu şeklinde haberler var. Ne diyorsunuz?
Kimse kusura bakmasın Aylan bebeğin fotoğrafı Avrupa basınında yayımlanana kadar Avrupa basını mülteci krizi var mı yok mu bunun bile farkında değildi. 3 milyona yakın mülteciyle karşı karşıyayız. Almanya tehlikenin boyutlarını görüp liderlik alıyor. Türkiye'nin tek başına başa çıkacağı mesele değil. Bütün ülkeler BM'ye mülteciler için destek versin.
Avrupa Birliği Türkiye'ye vize serbestisi tanıyacak mı sizce ve ne zaman?
Atılması gereken adımlar var bunların bir kısmı atıldı. Haziranda inşallah vizesiz dolaşım hakkını alacağız.
O yasalar çıkmadan önce Başbakan'ın muhalefet liderleriyle bir görüşmesi olabilir mi?
Her düzeyde olabilir. Bütün muhalefet partilerinin desteklerini isteriz.
Son noktaya doğru geliyor. Türkiye'nin hassas konularından birisi. Türkiye'de herkes kendi inancını rahat şekilde yaşayabilsin. Alevi vatandaşlarımız da bu ülkenin asli unsurudur.
Sur'da İdil'de operasyonlar bitti ama başka ilçelerde sürüyor. Askerlere yasal zırh verilmesi ya da verilmemesi tartışması var. Bu yönde bir çalışma var mı?
Böyle bir ihtiyaç olsaydı zaten bu operasyonlar yapılamazdı. Bu sürecin başarısı asker-sivil koordinasyonunda. Belki son 25-30 senedir bu kadar ciddi bir koordinasyon sağlanmamıştı. Bu operasyonların yapılması hiçbir yasal boşluk yoktur. Kanaatimizce bu sürecin başarı burada asker-sivil koordinasyonu içerisinde yapıldı.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) gazetecilerle ilgili kararı… AYM'ye bireysel başvuruyu sınırlayacak bir hazırlık var mı?
AYM kararları üzerinde tartışılması bile Türkiye'nin gerçekten bir hukuk devleti olduğunu ortaya koyan bir meseledir. AYM'ye bireysel başvuru hakkını veren Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıdır. Hükümetle görüş farkı yargı-yürütme ayrılığının kanıtıdır. Bu süre içerisinde AYM görüşünü ifade etmiştir ve bu karardan önce hiçbir siyasiden bu dosya ile ilgili hiçbir görüş belirtilmemiştir. AYM keşke esasa ilişkin hiç yorum yapmasaydı. AYM sınırlarının dışında hareket etmiştir. Bu tür konular konuşulur. Uzun müzakere edilir her yasanın bir de etkisi var. Etki analizleri ortaya konulur eğer uygulamada faydalı olacağı anlaşılır bu konuda belli bir konsensüs oluşursa böyle bir yasa hazırlığına gidilir.
