Demirtaş: ABD ve Avrupa Türkiye’de Kürtlere yönelik ihlalleri görmezden geliyor

ABD’de yayınlanan New York Times’ta bugün yazısı yayınlanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Avrupa’nın ve ABD’nin Türkiye’de Kürtlere yönelik insan hakları ihlallerine sessiz kaldığını belirtti.

Demirtaş, ‘Erdoğan’ın baskısının tek kurbanı ifade özgürlüğü değil’ başlıklı yazısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki hafta önce gerçekleştirdiği Washington ziyaretinde gazetecilerin tartaklanmasına değinerek ‘Amerikalılara, Türkiye’de uyguladığı türden politikaları tattırdı” diye yazdı. Birçok ABD’li yetkilinin Erdoğan’ın Türkiye’de arta kalan ifade özgürlüğünü yok etme çabalarından dehşete düştüğünü, ABD Başkanı Barack Obama’nın da Türkiye’nin gidişatından rahatsız olduğunu ifade ettiğini kaydeden Demirtaş, buna karşın eleştirilerin sınırlı kaldığını kaydetti.

‘BİR KÜRT OLARAK ÜZGÜNÜM’

“Bir Kürt olarak eleştirilerin burada sona ermesinden dolayı üzgünüm. PKK’yla mücadelede hükümetin yol açtığı ihlallerden, sivillerin sürülmesinden, Kürt kentlerinin harabeye dönüşmesinden ve Kürt siyasetçilerin hapse atılmasından gerçek anlamda söz edilmiyor” ifadelerini kullanan Demirtaş, yazısına şöyle devam etti:

“Hem Avrupa hem de ABD geçen yıl Türkiye’de Kürt bölgelerine yönelik insan hakları ihlallerini görmezden geldi. Avrupalılar bunu yaptı çünkü Sayın Erdoğan’la Türkiye’nin Suriyeli mültecileri alması için anlaşma konusunda çok çaresizlerdi. Washington ise kendi adına Türkiye’nin İslam Devleti’yle savaşta vazgeçilmez olduğunu düşünüyor. Ama bu pragmatik yaklaşımın neyi gizlediğini söylemem gerek: Türkiye hükümeti ile PKK arasındaki barış görüşmeleri geçen yaz çöktüğünden bu yana ülke büyük bir kaos içinde.”

‘ERDOĞAN ORTADOĞU’DAKİ İSTİKRARSIZLIĞIN KAYNAĞINA DÖNÜŞTÜ’

Washington’da Erdoğan’ın kendisini ‘terörizmle savaşıyormuş’ gibi gösterdiğini de kaydeden Demirtaş, “Cumhurbaşkanı, ABD’nin Suriye ve Türkiye’deki Kürtlere yönelik seferberliğini desteklememesinden yakındı. Birinin ona aslında kendisinin Ortadoğu’daki istikrarsızlığın kaynağına dönüştüğünü söylemesi gerekiyor. PKK ile yürütülen barış sürecini bitirerek, baskıcı bir güvenlik devleti yaratarak, hukuk devleti ilkelerini rafa kaldırarak ve ifade özgürlüğünü baskılayarak Türkiye’nin demokrasisinden geriye neyi kalmışsa boğuyor ve ülkeyi radikalizm ve iç çatışmaya karşı hiç olmadığı kadar kırılgan hale getiriyor” diye yazdı.