Herson bölgesine pekçok yabancının gelebileceğinden söyleniyor. Gelecek olan yabancıların çoğunun radikal cihatçı örgüt mensubu ve silahlı olacağından söz ediliyor.
Herson bölgesini Kırım Tatar Milli Özerk Yönetimi’ne çevirme planlarında Türkiye’nin bir rolü var mı? Böyle bir oluşumun ortaya çıkması, Kırım Tatarlarını yerli halkın karşısında zor duruma düşürmez mi? Bölgede silahlı radikal gruplarının oluşturulması, Kırım ve Herson bölgesinde yaşayan sivil Kırım Tatarları ve diğer halkları tehdit etmez mi?
Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan Kırım Tatar Dernekleri Federasyonu Başkanı Ünver Sel şu değerlendirmelerde bulundu.
Geçtiğimiz günlerde Mustafa Cemilev’in ‘Asker’ adı verilen bir tümen oluşturma açıklaması da, daha tehlikeli boyutlarda düşüncelerin olduğunu da gösteriyor. Yani Herson’daki bu paramiliter askeri güçler yapılanması, hem Ukrayna’nın güvenliğini, hem de Kırım’ın güvenliğini tehdit eden bir pozisyona doğru evriliyor.
Bunlara artı olarak Herson bölgesine pekçok yabancının da gelebileceğinden söz ediliyor. Ve gelecek olan yabancıların çoğu radikal ve cihatçı örgüt mensubu olacağından kuşku ediliyor. Onlar bir de silahlı olacaklar. Böyle bir durum, Kırım ve Herson bölgesinde yaşayan sivil Kırım Tatarları ve diğer yerli halkları için bir tehdit teşkil etmez mi?
Evet, tabi ki, muhakkak tehdit edecek. Günümüzde IŞİD benzeri cihatçı radikal örgütlerin Suriye’yi ne hale getirdiği görüldüğü bir dönemde Ukrayna’da böyle bir yapılanmaya doğru çalışmaların yapılması hem Ukrayna’nın kendi içinde güvenliğini tehdit edecek hem de Kırım’a direk olarak tehdit unsuru oluşturacak. Uluslararası güçlerin, Suriye’deki yeniden yapılanmanın ve Suriye’nin tekrar düzayn sürecinde bulunan eski Sovyet coğrafyası kökenli Rusya, Orta Asya ülkelerinden gelen bir takım radikal İslami militarist insanların Ukrayna’nın Herson bölgesinde toplamaya yönelik düşüncede olduğu ile ilgili emareler mevcut. Çünkü bu konuyla ilgili basında yazılan ve birtakım analistler tarafından söylenen pekçok muhtelif açıklamalar da var.
Ukrayna’nın doğusunda yaşanan bir iç savaş sürecinden sonra Ukrayna’nın Güney-Doğu topraklarında böylesi bir radikal örgütlerin oluşması ve ordunun kurulması, bölgeyi bir ateş çemberi içerisine sokacak, bölgeyi yangına götürecektir. Bunu desteklemek hiç mümkün değil. Bu konuda Ukrayna’nın siyasetçilerinin daha aklı selim hareket etmeleri gerekmekte. Ukrayna iyi idare edilmiyor son yıllarda. Özellikle 2014 yılının başından itibaren Ukrayna, yönetim alanında büyük bir zorluk çekiyor. Çekmiş olduğu bu zorluğu, Herson bölgesinde böylesi bir siyasetle başka bir noktaya doğru götürme amacı, bence emperyal bir projenin uygulaması için aldıkları emrin bir parçasıdır.
Herson bölgesinde meydana gelen bu gelişmeler, bazı uzmanlar tarafından sanki Türkiye’nin bir rövanşı olarak değerlendirilmekte. Siz bu tür değerlendirmeleri nasıl görüyorsunuz? Bunlarda doğruluk payı var mı?
Herson’daki gerek Müslüman Kırım Tatar Taburu gerekse Kırım Taburu’nun Türkiye’den desteklendiği konusunda basında çıkan bazı eski Kırım Tatar siyasetçilerinin söylemleri üzerine Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü birkaç defa, ‘Türkiye böyle bir programın içerisinde bulunmamaktadır’ şeklinde bunu yalanlamıştı. Basında, uzmanların açıklamalarında Türkiye’den böyle bir yapılanmaya destek olduğuna yönelik pekçok yorumlar yapılmakta. Ama resmi devlet kanalından buna yönelik bir destek vaadi veya destek konusunda açık net söylemler bulunmamakta.
Elbette ki, eğer böyle bir şeyde Türkiye rol alırsa bu, Türkiye için de çok büyük sıkıntı yaratacaktır. Türkiye Kırım’ın Rusya’nın toprağı olmasını kabul etmiyor. Türkiye Kırım hususunda Ukrayna ile birlikte hareket ediyor. Ama Ukrayna’nın güneyindeki böyle bir yapılanma için Türkiye kamuoyundan bir destek yok. Yani Türk kamuoyunu oluşturan gerek Kırım Tatar diasporası gerek Türkiye’de yaşayan diğer halklar ve genel olarak Türk milleti böyle bir programı desteklemiyor. Bunları destekler yolunda basında da çıkan herhangi bir yazı bulunmamakta. Ama Türkiye üzerinden bir takım kişilerin bu yapılanmalara destek verdiği yönünde gördüğümüz pekçok olaylar var. Bazı şahısların ve kuruluşların, Kırım Tatar askeri birlikleri için üniforma ve bir takım ihtiyaçların Türkiye’deki muhtelif kişiler tarafından karşılandığına yönelik açıklamaları var. Basında da var bu. Ama devlet tarafından böyle bir şeyin desteklendiğine dair net bir bilgi yok."