Başbakanlıktan gelen talep üzerine Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından alınan ve Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliği tarafından onaylanan sansür kararına Sputnik’in yaptığı itiraz reddedildi.
Sputnik adına bilişim hukukçuları Gökhan Ahi ve Şebnem Ahi tarafından yapılan itirazı değerlendiren Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği, sansürde ‘isabetsizlik görmediği’ ve ‘erişim engelinin yasaya uygunluğu’ iddiasıyla ret kararı verdi. Kararlarda, hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları hem de iç hukuk tarafından korunan bir hak olan ‘gerekçeli karar’ yer almadı. Üstelik kanuna göre sadece sakıncalı bulunan içeriğe erişimin engellenmesi gerekirken, Sputnik’in farklı dillerde yayın yapan tüm adreslerinin tamamı sansürlenmişti.
AVUKAT AHİ: MAHKEME İNCELEME BİLE YAPMADI
Avukat Gökhan Ahi, “8/A maddesi, bir sitenin tümden kapatılmasını gerektirmiyor. Sadece milli güvenliği veya kamu düzeni aleyhine yayınlarla ilgili sayfaların URL adresi olarak kapatılmasını öngörüyor ve bunun da açık açık kararda belirtilmesi gerekiyor. Fakat ne Başbakanlıktan gelen talepte ne TİB’in kararında ne de mahkeme onayında, hangi URL’lerin veya hangi içeriklerin 8/A’ya aykırılık teşkil ettiği konusunda bilgi yok” dedi.
Mahkemenin itirazı yine gerekçesiz reddettiğini vurgulayan Ahi, URL ve içerik incelemesi dâhil olmak üzere hiçbir inceleme yapılmadığına da dikkat çekerek “Buna tek bir gözle bakabiliriz; bu karar hukuki olmaktan çok, siyasi tercihlerin oluşturduğu bir karar” değerlendirmesinde bulundu.
SPUTNİK ANAYASA MAHKEMESİ’NE BAŞVURACAK
Kararın kesinleşmesinin ardından Sputnik avukatları aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulunacak. AYM’nin, Anayasa’da gösterilen temel hakların ihlal edildiğine dair bir tespit yapması durumunda sansür kararının düzeltileceğini ifade eden Ahi, sürecin yaklaşık üç ayda tamamlanabileceği belirtti.
Uluslararası bir haber ajansı olan Sputnik’in Türkçe servisine ek olarak dünyanın dört bir yanından yaptığı 30 dildeki tüm yayınlarına, Türkiye’den erişimin doğrudan Türk hükümetinin talebiyle engellenmesi, bugüne kadar uygulanan en geniş çaplı sansür kararlarından biri.
Benzer ölçekte sansür, daha önce Youtube ve Twitter’a uygulanmıştı. AYM, Twitter’a sansürü kaldıran kararında, tüm siteye erişimin engellenmesi kararının kanuni dayanaktan yoksun, sınırları belirsiz bir yasaklama olması sebebiyle ifade özgürlüğüne ağır bir darbe olduğunun altını çizmişti.
Video paylaşım sitesi Youtube da birçok kez, Ankara’nın şimşekleri üzerine çekmesine karşın sansürlenmişti. Suriye’ye savaş açabilmek için Türkiye topraklarına füze saldırısı yapılmasının organize edilmesi ve suçun Şam yönetimine atılması planlarının yapıldığı bir toplantı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesi ile bakanlara ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluk skandalının açığa çıkması sansüre yol açan gerekçeler arasındaydı.
AMBULANSTAN ÖNCE YAYIN YASAĞI
Türkiye’de yaşanan her saldırı sonrası, Ankara hükümetine yoğun eleştiriler yöneltilmesi nedeniyle Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerine erişimin engellenmesi ya da kısıtlanması, rutin bir uygulama haline geldi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bombalı saldırı ya da intihar saldırısı durumunda polisin öncelikli olarak yerine getirmesi gereken görevlerin sıralandığı genelgesinde yaralıların kurtarılması için ambulans gönderilmesi altıncı sırada yer alırken, yayın yasağı kararı aldırılması ise üçüncü sırada yer alıyor.
