Akıncı, İstanbul dönüşü Ercan Havalimanı'nda gazetecilere açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Dünya İnsani Zirvesi'ne katılan devlet ve hükümet başkanları onuruna verdiği yemeğe Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis'in katılmamasını değerlendiren Akıncı, "Bizim oradaki varlığımızı hazmedememek gerçekten anlamsızdır. Duygularla tepkisel hareket etmek yerine akılla ve mantıkla doğru yönde ilerlemek gerekir" ifadelerini kullandı.
Mustafa Akıncı, Dünya İnsani Zirvesi'nin BM organizasyonunda yapıldığını ve yapılan alanın BM toprağı olarak kabul edildiğini belirterek, kendisinin zirveye değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği yemeğe, Erdoğan'ın daveti üzerine katıldığını söyledi.
İstanbul ziyaretinin sadece bir yemekten ibaret olmadığına işaret eden Akıncı, bu ziyareti hem yemeğe katılmak hem de BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüşmek üzere gerçekleştirdiğini dile getirdi.
Bir gazetecinin, "Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde 27 Mayıs'ta planlanan liderler görüşmesi gerçekleşecek mi?" sorusuna Akıncı, "Bizim açımızdan gerçekleşmemesi için hiçbir neden yok. Biz şu anda planlandığı, programlandığı gibi o görüşmeye hazırlanacağız. Ve o görüşmeye gideceğiz. Bizim elimizde olmayan nedenlerle eğer görüşmenin gerçekleşmemesi gibi bir durum söz konusu olursa, bu durumun neden bu şekilde olduğunu da herhalde bunu yaratanlar kendileri izah ederler" yanıtını verdi.
‘NE BEKLENİYORDU?'
"Anastasiadis'in, BM'den Cumhurbaşkanı Akıncı'nın, Dünya İnsani Zirvesi'ne gitmeyeceği yönünde garanti aldıktan sonra zirveye katıldığı" yönündeki iddiaları da değerlendiren Akıncı, şunları söyledi:
"BM'nin toplantısının yer aldığı alanda bu zirve gerçekleşti, bugün de devam edip sonuçlanacak. Bizim katılışımız oraya olmadı. Biz BM'nin kendi bünyesinde organize ettiği bir alana davetli olarak gitmedik. Çünkü o alan zirve devam ettiği sürece BM toprağı olarak algılanır ve BM'nin bayrağı çekilir. Ve orada yönetim BM'ye geçer ve usul budur. Zirve dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın düzenlediği devlet ve hükümet başkanlarının davetli olduğu, benim de davetli olduğum bir yemek var. Bu konuda kimseye de söz söyleme hakkı da verilmeyecek bir durumda bir davete icabet ettim. Ne bekleniyordu? Türkiye Cumhuriyeti'nin düzenlediği, kendi Cumhurbaşkanı'nın düzenlediği bir davet. KKTC Cumhurbaşkanı'nı davet etmesinden daha doğal ne olabilirdi ki?"
Yemek daveti yanında BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un da İstanbul'da olması nedeniyle görüşme olasılığını araştırdıklarını, soruşturdukları ve görüşmenin olacağının netleşmesinin ardından gitmeyi uygun gördüğünü söyleyen Akıncı, "Ben oraya giderken BM Genel Sekreteri ile görüşeceğimi bilerek gittim. Sadece bir yemeğe gitmedim. Hem yemeğe hem de onun ötesinde BM Genel Sekreteri ile de görüşmeye gittim" diye konuştu.
‘BM GENEL SEKRETERİ BAN İLE YARARLI BİR GÖRÜŞME YAPTIK'
Cumhurbaşkanı Akıncı BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile yararlı bir görüşme yaptıklarını belirterek, Genel Sekreter ile en son ocak ayında Davos'ta görüştüklerini, o günden bu yana gelişmeleri ele aldıklarını, yılsonuna kadar sürecin en iyi nasıl değerlendirilebileceği konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Akıncı, BM Genel Sekteri ile görüşmesinin Kıbrıs'ta bir çözümün gerçekleşmesi için olduğunu belirterek, Kıbrıs Türk halkının çözümden yana var gücüyle çalışacağını ancak Kıbrıs Türk halkının sadece ara bölgeye sıkıştırılmış bir halk olarak kalmayacağını vurguladı.
Kıbrıs'ta çözüm için kendi haklarını sonuna kadara savunarak, Kıbrıs Türk halkının eşitliğini, özgürlüğünü güvenliğini gözeterek diğer toplumun da makul hassasiyetlerini gözeterek bir çözüm için ellerinden geleni art niyetsiz ve samimiyetle yapacaklarını söyledi.
