CHP'ye AYM baskısı

Aralarında akademisyen, sanatçı, gazeteci ve yazarların bulunduğu 85 isim, CHP'li vekillere dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliğinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuru çağrısı yaptı.

Orhan Alkaya, Gazi Çağlar, Oya Baydar, Levent Gültekin, Cengiz Aktar, Ferhat Tunç, Nesrin Nas ve Semra Somersan gibi isimlerin yer aldığı 85 kişinin imza verdiği mektupta "Sizleri ülkemizin geleceği için onurlu bir tutum almaya davet ediyoruz" dendi.

Meclis'teki anayasa değişikliği teklifi oylamasında ‘Hayır' oyu kullanan vekillerin tutumunun moral verici olduğu belirtilen mektupta, CHP'li vekillere AYM'ye yapılacak başvuru için ‘aktif destek' çağrısı yapıldı.

İmza veren isimlerden olan Avukat Gülşen Denizhan, RS FM'de yayımlanan Burası Türkiye programında Murat Erdin'in sorularını yanıtladı.

Denizhan, "TBMM'de hukuki olarak endişe verici bir karar alındığını" söyleyen Denizhan, "Alınan karar tamamen hukuka aykırı. Ana muhalefet partisinin bile hukuka aykırıdır diyerek Meclis'ten geçmesini destekliyor olması da ayrı bir çelişki ve açıklanamaz bir durumdur" dedi.

'HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLKESİ AYAKLAR ALTINDA

Avukat Gülşen Denizhan şunları kaydetti:

"Hukukun üstünlüğü ilkesini Meclis ayaklar altına almış durumda. Siyaset hukukun üstüne çıkartılmış durumda, bu çok endişe verici bir durum. Biz bu kaygılarımızı CHP milletvekillerine ilettik. Neden CHP? Çünkü hayır oyu veren kişilerin büyük bir kısmı da CHP milletvekilleriydi. CHP zaten ana muhalefet partisi olarak bu yasayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıma hakkına sahip. Burada 110 milletvekili de kendi içinde imzayı toplayarak verebilir. HDP'nin imzalarıyla da imzalarını tamamlayabilir."

Denizhan, Murat Erdin'in "Umutlu musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Açıkçası çok umudumuz yok ama hukuk her yolu deneme mecrasıdır ve bunu göz ardı edemeyiz. O yüzden de umutsuzluktan yola çıkmadık, olması gereken bir şeyi uyarmaktan yola çıktık. Türkiye Cumhuriyeti tarihi bu durumu affetmeyecek, hukuk tarihimiz de affetmeyecek. Tarihe kara bir leke olarak geçecektir ve ileride bunları çok konuşacağız. Hatta hukuk fakültelerinde anayasa hukuku derslerine bile bu vahim durum ileride anlatılacaktır."