Almanya'nın Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz, son günlerde Türkiye-Almanya arasında gerilime neden olan ‘Ermeni Soykırımı' kararını, sığınmacı anlaşmasını ve Almanya'daki göçmenlerin siyasi hayata katılımını DW Türkçe'den Özlem Coşkun'a değerlendirdi.
"Parlamentoda alınan "Ermeni Soykırımı" kararı, bir kırılma yarattı. Siz bu hususta ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Özoğuz şöyle yanıt verdi:
‘HERKESİN AYNI GÖRÜŞÜ SAVUNMASINI BEKLEYEMEYİZ'
"Bence bizler vekiller olarak kendi düşüncelerimizi ortaya koyduk. Bazıları oylamaya katılmadı, bazıları konuşmalarda bile yer almadı. Bunun Türkler açısından duygusal bir mesele olduğunun elbette farkındaydık. Ama herkesin aynı görüşü savunmasını bekleyemeyiz. Etraflı, uzun süren araştırma ve tartışmalar sonucunda bu konu oylandı ve kabul edildi. Farklı düşünebiliriz, eleştirebiliriz ama diğer düşünceleri tehdit etmek, onlara hakaretamiz yaklaşmak doğru değil. İki tarafta da uç düşüncelerin olduğunu hesaba katmalıyız. Tabii beraberinde Türk toplumunun bir kesiminde ciddi bir hayal kırıklığı yaşandığını da biliyor ve anlıyorum. Ama her halükarda birbirimiz olan yakınlığımızı korumalı ve ortak geleceğimiz için politikalar yapmaya devam etmeliyiz."
‘BİZ ALMAN VEKİLLERİZ'
"Tabii sadece Türk tarafı değil, Alman kamuoyu da bu konudan yola çıkarak, Türk kökenli vekillerin parlamentoya sadakatine odaklandı, öyle değil mi?" sorusuna ise, şu yanıtı verdi:
"Almanlarda tam olarak böyle bir beklenti vardı diyemeyiz. Ama bir iki gazeteci, ‘Bakalım Türk kökenli vekiller bu oylamaya nasıl yaklaşacak?' şeklinde bir şeyler yazdılar. Ama kuşkusuz hangi taraftan gelirse gelsin bu, doğru bir yaklaşım değil. Ayrıca Alman parlamentosunda görev yapan bir vekil olarak ve pek çok Türk kökenli vekilin de aynı şekilde düşündüğünden yola çıkarak, bizden Türkiye'yi temsil etmemiz beklenmemeli, bu doğru bir beklenti değil. Biz Alman vekilleriz, buradaki Türk kökenlileri tabii ki savunacağız. Çünkü onlar buranın insanları, burada yaşıyorlar. Onların buradaki haklarını savunmamız, onlar için eşit yurttaşlık istememiz son derece doğal. Ama bu demek değildir ki Türkiye politikası yapıyoruz. Onun için altını bir kere daha çiziyorum: Ben Türkiye'nin değil, Almanya'nın ve Almanya'da yaşayan Türklerin vekiliyim. Bunu net bir şekilde ortaya koyabilirsek, daha iyi anlaşılabileceğimize inanıyorum."