Siyasi tutsaklar kampında dış dünyayla iletişim, serbest kalma şansı veya normal insani koşullar öngörülmemişti. 2005'te kaçarak bunu başarabilen ilk ve tek tutsak olan Shin, bu tarihten itibaren insan hakları savunuculuğunu yapıyor ve babasının serbest kalması için çalışıyor.
Şin Dong-hyuk, kitabında ve belgeselde, doğduğu ve 24 yıl geçirdiği kamptaki yaşama dair şok edici açıklamalarda bulundu.
Babası, iyi iş çıkardığı için ödül olarak annesini 'almıştı'. Şin, doğduğu andan itibaren kampın sert koşullarında büyüdü ve onları doğal bir şey gibi kabul ediyordu.
Şin'in anlattıklarına göre şu 10 kuraldan birini ihlal edenler derhal kurşunlanıyordu:
1. Kamptan kaçmak
2. Üç kişiden fazla toplanmak
3. Hırsızlık yapmak
4. Ulusal Güvenlik İdaresi çalışanlarına koşulsuz şartsız uymak
5. Şüphe uyandıran kişiler hakkında derhal bilgi vermek
6. Mahkumlar birbirini kontrol etmeli ve şüpheli davranışları bildirmeli
7. Verilen görevler büyük gayretle yerine getirilmeli
8. Erkekler ve kadınlara iş dışı ilişkiye girmeleri yasak
9. Mahkumlar yaptıkları hatalar için derin üzüntü duymalı
10. Kurallara uymayanlar derhal kurşunlanıyor.
Şin, bu kuralları sorgulamazdı. 14 yaşında, annesi ve ağabeyinin kaçış planladığını duydu ve bunu gardiyana bildirdi. Sonucunda tüm aile 7 ay boyunca şiddetli işkenceye maruz kaldı. Bu işkence sonsuza kadar Şin'in vücudunda iz bıraktı. Bir mucize eseri hayatta kalan Şin, tabutluktan çıktıktan sonra babasıyla birlikte annesi ve ağabeyinin idamına tanık oldu.
Yeni arkadaşından kamp dışındaki dünyayı öğrendi. Yavaş yavaş kafasında kaçış planı oluşmaya başladı. Arkadaşı elektrikli çit üzerinde can verirken Şin kaçmayı başardı.
İNSAN HAKLARI SAVUNUCULUĞU YAPIYOR
Şin, kaçtığı Güney Kore'de insan hakları savunuculuğunu yapıyor. Kitabı ve belgesel sayesinde Şin, dünyanın dikkatini Kuzey Kore'ye çekmeye başardı. Uluslararası konferanslarda bu konuda sunumlar yapan ve Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry gibi ünlü politikacılarla görüşen Şin, şunu söyledi:
"Kuzey Kore'de insan hakları durumuna ilişkin sunum yapmam için birçok ülkeye davet ediliyorum. Bu davetler sadece hikayemi anlatmam için yapılmıyor. Ben sadece yaşadıklarımı değil Kuzey Kore'nin siyasi tutsaklar için kamplarında çok sayıda insanın doğduğunu anlatmak istiyorum. Orada işkence görüyorlar, idam ediliyorlar. Mümkün olduğu kadar çok ülkeyi ve BM'ni bu durumun ortadan kalkmasına yardımcı olmaya teşvik etmek istiyorum. Maalesef, şunu itiraf etmeliyim ki, çabalarıma rağmen Kuzey Kore'de hiçbir şey değişmedi. Bu tutarsızlık yüzünden dayanılmaz acı çekiyorum."
HİKAYESİNDEN KUŞKULANANLAR VAR
Şin, eleştirilerle de karşılaşıyor. Hikayesinden kuşkulananlar az değil. Örneğin, kampın numarasını yanlış verdiği iddia ediliyor. Üstelik farklı yerlerde kaçma teşebbüslerine ilişkin farklı rakamlar vermiş. Hikayesinde bazı yanlışlıkların olduğunu kabul eden ama yalan söylemediğinde ısrar eden Şin, "Kitabım ve belgesel hayatımın 20 yılını özetleme çabası. Tüm ayrıntıları mutlak netlikle aktarmak mümkün değil. Bunu gazetecilere anlatıyorsam genelde anlayışla yaklaşıyorlar. Sadece kampın numarasını yanlış söylediğim için kendimi suçlayabilirim. Ancak şahsen benim için kampın 14 veya 18 numara olması çok önemli değil. Orada doğmam bir olgu olarak kalıyor" diye konuştu.
BABASININ SERBEST KALMASI İÇİN ÇALIŞIYOR'
Kuzey Kore yönetiminin 2 yıl önce babasını, ülkede ceza kamplarının olmadığı göstermek için bir videoda kullandığını anlatan Şin, "Bu benim için bir şoktu. Bir yandan babamın hayatta olduğunu öğrendim. Diğer yandan babamın işkencelerden ve benim ona yarattığım sorunlardan ne kadar acı çektiğini gördüm. Bu videoda babama işkence yaptıklarını ve siyasi itaatkâr hale getirdiklerini gördüm" ifadelerini kullandı.
Şin kararlı bir biçimde babasının serbest kalması için çalışıyor. İmza dilekçesi yardımıyla mücadele arkadaşı arıyor. Ayrıca Kuzey Kore'nin diplomatik temsilciliklere sahip olduğu Avrupa ülkelerini ziyaret ediyor. Amacı dilekçeyi şahsen diplomatik temsilciye vermek. Ama onu görmezden geliyorlar.
"Kuzey Kore Büyükelçiliği'ne geldiğimde, personel kimin geldiğini görebiliyor. Niye bu kadar korktuklarını bilmiyorum ancak benimle görüşmek istemiyorlar" diyen Şin, "Dilekçenin büyükelçiye iletilmesini rica ettim ama olumlu yanıt alamadım. Sadece babamla görüşmeyi talep ediyorum. Yapılan işkenceler, kesilen parmak ve çekilen tırnaklar için tazminat istemiyorum. Sadece babamı görmek istiyorum. Ve bu basit talebi yerine getiremiyorlarsa Kuzey Kore'de sorun var demek" diye ekledi.