‘Türkiye BM gözlemcilerini kabul etmek zorunda’

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un atıf yaptığı BM kararı, Suriye’ye giden yardımların denetlenmesini içeriyor. BM’de uzun yıllar görev yapan Metin Çorabatır, Ankara’nın insani yardım adı altında Suriye’ye silah gönderdiği iddialarını hatırlatarak ‘Türkiye, BM gözlemcilerinin olduğu bir kontrol noktasını kabul etmek zorunda” diyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, dün yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Suriye sınırında uluslararası denetimin sağlanması konusunu değerlendireceğine söz verdiğini söyledi. Birleşmiş Milletler’in (BM) 2165 sayılı kararına atıf yapan Lavrov, bu kararla uluslararası toplum tarafından iki kontrol noktasında gözlem yapılmasının öngörüldüğünü ve BM gözlemcilerinin yerleştirilmesi için çağrı yapıldığını belirtti.

Cihatçı ve silah akışının merkezlerinden biri olduğu belirtilen Türkiye-Suriye sınırında, BM gözlemcilerinin bulunduğu, uluslararası denetime açık bir kontrol noktası kurulması, Ankara tarafından kabul edilir mi?

BM’de önemli pozisyonlarda görev almış eski diplomat, İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, Türkiye’nin BM gözlemcilerinin bulunduğu bir kontrol noktasının açılmasını ‘kabul etmek zorunda’ olduğu görüşünde.

​‘TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK HATASI’

Çorabatır, Türkiye’nin mülteci kampları gibi yerleri uluslararası topluma kapatmasının en büyük hatalarından biri olduğunu düşünüyor:

“Bu kararın da (BM kararı) ötesinde, Türkiye’deki başarısız darbe girişimi, Türkiye ile Rusya arasında daha önce başlayan yakınlaşmanın Erdoğan’ın ziyaretiyle tepe noktasına varmasından sonra muhakkak bu konular ele alınıyor. Tabii şu an Türkiye’nin eli daha zayıf. Rusya’yla daha uzlaşmacı bir tavır almak zorunda. Türkiye bunların açılmasını, burada Birleşmiş Milletler gözlemcisinin bulunmasını da kabul etmek zorunda. Egemenliğine bir zarar gelmiş olacağını sanmıyorum. Türkiye orada bir esneklik gösterebilir. Zaten Türkiye’nin bana sorarsanız en büyük hatalarından birisi bu krizin başından beri, mülteci kamplarına ve diğer olumlu yaptığı şeylere uluslararası toplumu yanaştırmamış olmasıydı. Bu da gerçek veya gerçek dışı birtakım söylentilere yol açtı.”

‘KARARDA TÜRKİYE’NİN ADI GEÇMİYOR’

BM’nin ilgili kararında doğrudan Türkiye’nin adının geçmediğini ve Türkiye-Suriye sınırının işaret edilmediğini belirten Çorabatır, “Kararda Türkiye’ye atıf yok. Komşu ülkelere atıf var. Bütün tarafların insani yardım koridorlarını açık tutması gerektiği vurgulanıyor. Kuşatma altındaki bölgelerdeki sivil halka yardımın götürülmesi çağrısında bulunuyor. Üçüncü maddede de BM tarafından götürülecek yardımın, o ülkelerin denetçileri ve BM yetkilileri tarafından gerektiğinde açılıp bakılması gibi bir hüküm var. Yani özellikle Türkiye’ye yönelik bir şey yok” bilgilerini aktarıyor.

SİLAH TAŞINDIĞI SÖYLENEN YARDIM PAKETLERİNE DENETİM

ABD ve Rusya’nın üzerinde anlaştığı ender noktalardan birinin sağlanacak ateşkesin IŞİD, El Nusra  gibi terör örgütlerinin bulunduğu bölgeleri kapsamaması olduğunu
vurgulayan Çorabatır, Lavrov’un atıf yaptığı BM kararının ilgili maddesinin, Ankara’yla ilgili iddialarla bağlantılı olabileceğine işaret ediyor:

“Rusya, Türkiye’den bu terörist denen örgütlere yardım, belki insani yardım paketleri içinde silah ve mühimmat gönderildiği iddiasını öne sürüyordu. Direkt olarak Türkiye’ye atıfta bulunulmuyor ama bu yardımların BM örgütlerinin ve onların uygulayıcı sivil toplum ortaklarının yardımlarının denetlenmesi konusunda bir madde var.”