Başbakan Yıldırım, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde (TOBB) düzenlenen TOBB 9. Ticaret ve Sanayi Şûrası'na katıldı.
Yıldırım, Türkiye'nin bulunduğu coğrafya itibarıyla tarih boyunca herkesin gözünün üzerinde olduğunu vurgulayarak, bunun sebebinin, Türkiye'nin doğuyla batı medeniyetleri arasında bir geçiş bölgesinde olması olduğunu bildirdi.
‘TÜRKİYE SON 6 YILDIR BUNUN BEDELİNİ ÖDÜYOR'
"Etrafımızda çok ciddi istikrarsızlıklar var, bu yönde gelişmeler var. Suriye, Irak ve bütün Ortadoğu'da, Karadeniz'in kuzeyinde yaşanan bu istikrarsızlıklardan en fazla etkilenen ülke Türkiye'dir. Türkiye son 6 yıldır bunun bedelini ödüyor. Maalesef birçok bakımdan bedelini ödüyor. Mülteciler, ilk önce canlarını kurtarmak için Türkiye'nin yolunu tutuyor. Biz geleneğimiz, tarihimiz, geçmişimiz itibarıyla kapımıza geleni geri çeviremeyiz. Bütün bu kardeşlerimizi, can güvenliği korkusuyla yerlerini yurtlarını terk eden bu insanları bağrımıza bastık, ekmeğimizi paylaştık.
‘SURİYE'DE BİR AN ÖNCE BU ANLAMSIZ SAVAŞIN SONA ERMESİ İÇİN TEMASLARIMIZ DEVAM EDİYOR'
‘BİZ ASLINDA SURİYE'NİN NORMALE DÖNMESİ İÇİN İŞİN BİR YERİNDEN BAŞLAMIŞ BULUNUYORUZ'
Fırat Kalkanı operasyonu hakkında bilgi veren Yıldırım, amacın "Türkiye'nin hudutlarının güvenliğini sağlamak ve bölgede yaşayan vatandaşların can ve mal emniyetini teminat altına almak" olduğunu açıkladı. Yıldırım, operasyon kapsamında bugüne kadar yaklaşık 1000 kilometrekarelik bir alanın terör unsurlarından tamamen temizlendiğini ve buraya asli unsur olan Suriyelilerin dönerek yerleşmeye başladığını söyledi.
Operasyon öncesi Cerablus'ta 200 sivilin yaşadığını, şimdi ise Türkiye'den buraya giden Suriyeli sığınmacılarla sayının 2 bin-2 bin 500'e ulaştığının altını çizen Yıldırım, "Biz aslında Suriye'nin normale dönmesi için işin bir yerinden başlamış bulunuyoruz. Diğer ülkelerin de aynı şekilde biran önce terör gruplarını ortadan kaldırarak, Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruyacak şekilde, bütün etnik yapıların birlikte yaşayacağı ve herkesin temsil edileceği bir yönetime ulaşması için gerekli sorumluluğu yerine getirmesini bekliyoruz" diye konuştu.
Bu konuda, Rusya, ABD ve İran'la aktif temasların sürdüğünü aktaran Yıldırım, "İnşallah burada da her türlü olumsuzluğa rağmen bir mesafe kat ederiz diye düşünüyoruz" ifadesini kullandı.
Son günlerde Musul'un IŞİD'den temizlenmesi konusunun gündemde olduğuna dikkat çeken Yıldırım, özellikle ABD'nin böyle bir faaliyet içinde olduğunu söyledi.
ABD'nin, bu ay içerisinde böyle bir operasyonu Irak merkezi hükümeti ve bölgedeki aşiretlerden oluşan milis gücüyle yapma amacında olduğunu dile getiren Yıldırım, bu konuda Türkiye'nin hassasiyetinin ise malum olduğunu vurguladı.
‘IRAK'TA 63 ÜLKEDEN ASKERİ UNSUR VAR'
Musul'da 2 milyon insan yaşadığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti: "Bu DEAŞ bir günde işgal etti. Bu insanlar evlerinden, yerlerinden, yurtlarından oldu. Tabii ki DEAŞ'ın temizlenmesi lazım, buna hiç şüphe yok. Zaten bizim Başika'da bulunan askeri birliğimiz, uzun zamandan beri oradaki DEAŞ unsurlarının temizlenmesi için bir yandan mücadele ediyor bir yandan da o bölgenin gerçek sahiplerinin eğitilmesi için bir faaliyet gösteriyor. Bütün bunlar yapılırken, bu operasyonun yaklaştığı bugünlerde Irak hükümetinden anlaşılmaz bir tepki geldiğini görüyoruz. Irak'ta 63 ülkeden askeri unsur var. 63 değişik ülkeden."
"Yeni Zelanda nere Irak nere?" sorusunu soran Başbakan Yıldırım, "Türkiye ile 350 kilometre hududu olan ve 30-35 senedir ülkemizin başını ağrıtan PKK terör örgütünün barındığı Irak'ta, Irak merkezi yönetimi bugüne kadar hiçbir tedbir almazken ve 63 değişik ülkeden burada terörle, DEAŞ'la mücadele adı altında askeri unsurlar bulunurken, bütün bunları bir kenara bırakıp, Türkiye'nin oradaki varlığına takılması abesle iştigaldir. Bunun hiçbir şekilde iyi niyetle izahı yoktur" açıklamasında bulundu.
‘IRAK HÜKÜMETİ, BAĞDAT NE SÖYLERSE SÖYLESİN…'
"Irak hükümeti, Bağdat ne söylerse söylesin, bölgedeki DEAŞ'la mücadele için, bölgedeki demografik yapının zorla değiştirilmemesi için Türk varlığı orada kalmaya devam edecek" diyen Yıldırım, amacın daha fazla insanlık dramı yaşanmaması, daha fazla kan akmaması ve bölgedeki oldu-bittilerin önüne geçilmesi olduğunu söyledi.
‘İLERİ GERİ LAFLAR ETMEK IRAK HÜKÜMETİNİN HADDİ DEĞİL
Başbakan Binali Yıldırım, "İrapta mahalli olmayan birçok ülke orada dolaşırken, tarihi derinliği ile bölgede her zaman olmuş Türkiye hakkında böyle ileri geri laflar etmek, Irak hükümetinin haddi değildir" diye konuştu.
‘BİZ DE BİZDEN SORULACAK HESABI ÖNCE ONLARDAN SORACAĞIZ'
"Yasama kendi işini yapacak, biz kendi işimizi yapacağız, Meclis de kendi işini yapacak" diyen Yıldırım, şunları kaydetti:
"Ama vatandaşa hesabı veren biziz, siyaset hesap veriyor. Onlar yanlış yapıyorsa, vatandaş onlara hesap sormaz, hesabı bizden sorar. Onun için biz de bizden sorulacak hesabı önce onlardan soracağız. Eğer, FETÖ ile mücadelede ortaya koyduğumuz standartların, esas ve usullerin dışında keyfi karar verenler varsa, bunları da tek tek ele alıp gereğini yapacağız, bu kadar açık söylüyorum."
Başbakan Binali Yıldırım, "TOBB'dan, siz sanayicilerden özellikle bir ricam var, bir istirhamım var. Cazibe merkezi olarak tanımladığımız 23 ilden oluşan bölgeye yönelik bir hamle başlatmanızı istiyorum. Hepimiz elimizi taşın altına koyacağız. 'El eli yıkar, el de döner yüzü yıkar' diye bir tabir var. Dolayısıyla o bölgelerde mutlaka pozitif ayrımcılık yapacağız, yatırım yapacağız, karşılığını biz vereceğiz, hiç merak etmeyin" dedi.
‘FETÖ'CÜLERİN PROPAGANDALARINA RAĞMEN…'
Bir müjde vermek istediğini ifade eden Yıldırım, Türkiye'nin, dünyanın en büyük havalimanını yaptığını, dünyanın da bunu gördüğünü söyledi. Önceki gün Kanada'da Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü'nün Genel Kurulu'nun yapıldığını aktaran Yıldırım, Türkiye'nin BM'ye üye 172 ülkeden 156'sının oyunu alarak konsey üyeliğine seçildiğine dikkati çekti. Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘ONLARIN CANINA OKUYACAĞIZ'
FETÖ'de 3 yapı bulunduğunu, bunların ibadet, ticaret ve ihanet edenler olduğunu anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Birinci hedefimiz ihanet edenler. Onların canına okuyacağız, hiç kaçarı yok. Ticaret edenler eğer bu ticaretlerini milletin malını, çoluğunun çocuğunun rızkını eğer bu terör örgütüne aktarmışsa onlar da bunun hesabını kuruşuna kadar verecek, orada da af yok. Ama ibadet amaçlı bu yardımları yapanlar, arka plandaki tezgahtan haberi olmayan masum vatandaşlarımız ki bunlar büyük bir çoğunluğu oluşturuyor. Bunların bir günahı yok, onlarla alışverişimiz yok. Hiç endişelenmesinler, müsterih olsunlar. Bunların yaptığı en büyük kötülük, kutsallarımızı aşındırdılar. Bizim değerlerimizi, hepimizin üzerine titrediği değerlerimizi ortadan kaldırdılar. Bu konuda başından beri söylüyoruz, hata yapmamak, hiç hata yapmamak mümkün değil. Niye? Örgüt kapalı, kayıt dışı. Saydam değil. İlişkileri ancak araştırınca buluyorsunuz. Fakat dedik ki en az hatayla yapacağız, kılı kırk yaracağız, yaşla kurunun bir arada yanmasının önüne geçeceğiz. İntikamla değil, adaletle davranacağız. Bunların hepsini yapıyoruz. Ancak uygulamalarda görüyoruz ki, burada da dile getirildi yanlışlar oluyor. Bunları düzeltmek de mümkün. Bunu da yapacağız. İşte bu toplantılar, bu konuşmaların amacından biri de budur."
Yıldırım, konuşacak, söylenecek çok şeyin olduğunu belirterek, "Ama şimdi konuşma zamanı değil, laf üstüne laf değil taş üzerine taş koyma zamanıdır, çalışmak, üretmek, sanayicimizin, esnafımızın, tüccarımızın, ihracatçımızın yanında olma zamanıdır" diye konuştu.
Atıl yatırımlara geçit vermemenin önemine değinen Yıldırım, önceliklerin iyi belirleneceğini, tekrardan kaçınılacağını ve birbirini tamamlayan yatırımlara yol verileceğini söyledi.
Toplantının hayırlı olması temennisinde bulunan, kapanışa da gelmeye çalışacağını ifade eden Başbakan Yıldırım, "Arkadaşlarımız burada sizinle çalışmaya devam edecek. Öğlen yemek arası yok, sandviç verilecek, tasarruf burada başladı" sözleriyle konuşmasını tamamladı. Yıldırım'ın sözleri salondakilerin gülüşmelerine neden oldu.