Darbeci general Semih Terzi'nin, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmek için Diyarbakır'dan beraberinde getirdiği ekipte yer alan ancak Ankara'da durumu fark edince darbe girişiminin önlenmesi için çaba harcayan Yüzbaşı Ahmet Kemal Yılmaz'ın tanık olarak ifadesi alındı.
HaberTürk'ten Fevzi Çakır'ın aktardığına göre, tanık Yüzbaşı Yılmaz'ın ifadesi özetle şöyle:
'TERLİKLE UĞRAŞMAYIN'
15 Temmuz 2016'da tabur komutanı olan Fatih Şahin (Ömer Halisdemir'e ilk kurşunu sıkan), ‘Saat 19.30 sularında operasyona çıkacak şekilde hazırlanın, Ankara'ya gidiyoruz, terlikle havluyla uğraşmayın' dedi. Bu tuhafıma gitti çünkü daha önce operasyon yapacak şekilde Ankara'ya hiç gitmedik. Ankara'da operasyon yapacak taburumuz vardı. Emirden sonra malzemeleri hazırlayarak, uçağa götürecek kamyona yükledik. Bu sırada İstanbul'da köprülerde hareketlilik olduğunu, Ankara'nın üzerinde F-16'ların uçtuğunu öğrendik. O saatlerde uçak kaçırıldığı haberi yayıldı. Amerika'daki 11 Eylül saldırısı gibi bir saldırı olabileceği ihtimalini konuşurken, Fatih Şahin gülümseyerek ‘İhtilal yapıldı' dedi. Fakat kimse inanmadığı için üzerinde durmadık. Daha sonra internete, darbe girişimi haberleri düşmeye başladı. Bu durumu Şahin'in tahmin etmesine çok şaşırdım. Daha sonra otobüse binip Diyarbakır havaalanına gittik. Yolda radyodan Başbakan'ın (Binali Yıldırım) açıklamasını duyunca, ‘Bu paralelcilerin darbesi' dedim.
Bu esnada Deniz Üsteğmen Mihrali Atmaca (Ömer Halisdemir'e son iki kuruşunu sıkan) ‘Komutanım biz şimdi paralelcilerle çatışmaya mı gidiyoruz?' dedi. ‘Evet Mihrali hazırlığını ona göre yap' dedim. Bu esnada konuşmalarını duyan binbaşı Fatih Şahin'in yüzü bembeyaz oldu. Ondan ciddi şekilde şüphelenmeye başladım.
- 'TERZİ'Yİ GÖRÜNCE RAHATLADIM AMA…'
- Uçağa 24 kişi bindik. Semih Terzi ve emir astsubayı Ahmet Kara da uçağa bindi. Terzi'yi görünce rahatladım. Sevdiğim, inandığım bir komutandı. Daha önce kendisinin komutasında 7 ay kadar çalıştım. Uçak havalandıktan sonra Şahin beni yanına çağırıp Semih Terzi'nin karşısına oturttu. Fatih de yanıma oturdu. Bana, ‘Aşağıya indiğimiz zaman temasa girebiliriz, hazır mısın?' dedi. Bu bende şüphe uyandırdı. Çünkü hiçbir Özel Kuvvet mensubuna ‘Çatışmaya hazır mısın?' diye sorulmaz. Bu soruya ‘Evet hazırız' dedim.
'BENİ İSTEMEDİ'
Astsubay Başçavuş İsmail Çınar, ‘Durum nedir, kim hangi tarafta, biz ne yapacağız?' türünde bir şeyler sordu. ‘Hiç kimsenin tarafında değiliz, kendi tarafımızdayız. Bize ateş edilirse, kendimizi savunmak için askere, polise, sivile ateş etmeyeceğiz. Yerdeyken durum netleşir, gerekli emri veririm' dedim. Şahin, beni tekrar yanına çağırıp, ‘Yere indiğimiz zaman helikopterle gideceğiz, bir helikopter varsa, 14 kişi bineceğiz, birden fazla varsa hep beraber gideceğiz, bu nedenle ilk etapta 14 kişi belirle' dedi. Olaya yakın olabilmek için ‘Ben geleyim' dedim, Fatih, ‘Sen gelme, iki keskin nişancı ve bir muharebecini ver' diyerek Terzi'nin korunması için adam istedi.
'HELİKOPTERE BİNMEYİN'
- Helikopterler havalandıktan sonra cep telefonumdan internete girip neler olduğunu araştırmaya başladım. Diyarbakır'daki ekibin en kıdemlisi olan Fatih İpek Yüzbaşı görüşmek istedi. Bana, ‘F-16'lar bir Sikorsky vurdu, helikoptere binmeyin' deyince ben de bindiğimizi söyledim. Telaşlandı, ‘Neden bindiler?' dedi. Mihrali Üsteğmen'e ulaşmaya çalıştım, telefonları kapalı olduğu için ulaşamadım. Sırayla helikoptere binen personeli aradım. Erhan Almaz'a ulaştım. Mihrali, Erhan Almaz'a ‘Semih Terzi vuruldu, onu vuran askeri personel de vuruldu. Karargâhın emniyetini almayın, karargâhtan biraz açılın, durumu daha netleştiremedim. Nizamiyeden gelen olursa direnmeyin, ben seni arayacağım' demiş.
'ASKERİ PERSONEL VURULDU'
- Erhan Almaz, telefonu Mihrali'ye verdi. Mihrali, Terzi'nin vurulduğunu, onu vuran askeri personelin de (Ömer Halisdemir) vurulduğunu söyledi.
