1.5 yaşında bir çocuğu olduğunu belirten Büşra şunu söyledi: "Bu kısacık ömründe çok acı çekti. Süt, gıda, giyim, bebek bezi yokluğu çekti. Şimdi her gürültüde ağlamaya başlıyor, özellikle de bu gürültü silah ve patlama sesine benziyorsa."
Şehir özgürleştirildikten sonra insanların normal gelecek fırsatını aldığını kaydeden Halep sakini, "Son 5 yıldır hep bunu umdum ve şehri terk etmedim. Allah bizi yarattı ve biz onun inayeti altındayız. Teröristler ruhumuzu fethedemez, onların gücü buna yetmez" diye konuştu.
'HAVADAN YAĞMUR GİBİ MERMİ YAĞIYORDU'
'KESKİN NİŞANCILAR YOLDAN GEÇENLERİ ÖLDÜRÜYORDU'
Tek çocuğunu kaybeden 37 yaşındaki Abdülmunim Hamdu, "Henüz 6 yaşındaydı. 1 gün öncesinde gezintiye çıktıydık. Canı döner çekti. Döner aldık yemeye başladık, ben de fotoğraflarını çekmeye başladım. Bir an dikkatini bir şey çekti ve semaya bakmaya başladı. Kameraya bakmasını söyledim. O da, "Ay ile konuşuyorum, yarın görüşürüz" diyerek güldü. Ertesi gün Bustan el Kasr mahallesindeki okuluna gitti. Bu mahalle ordu ile teröristler arasındaki sınırdaydı. Bara arabadan indi, yaya yoluna çıkarak bana baktı. Bakışıyla beni sevdiğini söyledi. Birkaç saniye sonra terörist keskin nişancı onu öldürdü" diye anlattı.
Abdülmunim, acısını aşmaya çalışıyor ve insanlara gerçeği, teröristlerin halka getirdiklerini anlatıyor. Çocuk ve vatanı için Halep basınında çalışıyor.