‘NEFRETİN YAYILMASINA SEBEP OLMAYA ELVERİŞLİ FİİLLER'
Dilekçede, söz konusu fiillerin toplumda nefretin yayılmasına zemin hazırladığı ifade edilerek şu görüşlere yer verildi:
"Ülkemiz, dünyanın en vahşi ve acımasız terör örgütlerinin saldırılarıyla karşı karşıyadır. İhbar ettiğimiz fiiller, toplumda nefretin yayılmasına sebep olmaya elverişli fiillerdir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatlarına ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin tavsiye kararlarına göre nefret suçları, toplumu oluşturan bireylerin bir arada yaşamalarının gerektirdiği asgari hoşgörü şartını hedef almaktadır.
Teröre karşı mücadelemizde başarılı olmamız, milli birlik ve beraberliğimizi korumamıza bağlıdır. İhbar dilekçemize konu ettiğimiz fiiller, birlik ve beraberliğimize kastetmektedir. Terörün amacı, toplumun birliğini bozmak, ayrıştırmak, birbirine düşürmek ve toplumu umutsuzluğa sevk etmektir. Türk toplumu, dünyaya emsal gösterilmeyi hak eden sağ duyusuyla, her terör eyleminden sonra kenetlenmiş ve teröristlerin amaçlarına ulaşmalarını önlemiştir. 1 Ocak 2017 tarihinde İstanbul'da yaşanan terör eylemi sonrasında ise, maalesef az sayıda olmayan bazı kendini bilmez kişiler, terör kurbanları üzerinden toplumu ayrıştırıcı söylemlerde bulunmuşlardır. Böyle bir katliamdan sonra toplumumuzun dayanışma refleksinin sorgulanmasına sebebiyet verecek söz konusu paylaşımlar, büyük ölçüde, yılbaşı öncesinde yeni yıl üzerinden yaratılan ayrıştırıcı eylem ve söylemlerin sonucudur.
Başka terör olaylarında sosyal medya ve diğer mecralarda terörü destekleyen paylaşımlara karşı gösterilen hassas takibin (sahte hesapların arkasındaki gerçek isimlerin bulunması, gerçek adreslerin takibi vs.) toplumu bölmeye, birbirine düşürmeye, terör örgütlerinin istismar edeceği bir ortam oluşturmaya ve umutsuzluğa sevk etmeye yönelik bu fiillerle ilgili de gösterileceğinden şüphe etmiyoruz."