"Bir ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) ne kadar yüksekse o ülke o kadar zengin demektir. Bu GSYH'nin artışına büyüme diyoruz. O da bir sene içinde yaptığımız faaliyetlerle yarattığımız gelir.
Hazırladığım raporda niye bu dönemleri ele aldım?
2014 ağustos ayında Türkiye, ilk defa halk tarafından cumhurbaşkanını seçti. Ondan önce mecliste seçiliyordu. Seçilen cumhurbaşkanı, ‘Halkımız parlamenter demokrasiyi yani meclisle yönetimini bekleme odasına almıştır. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktır. 400 milletvekilini verin 7 Haziran seçimlerinden önce bunu düzeltelim' dedi. Yani fiili başkanlık dönemi başlamış oldu. Zaten o dönemden itibaren normalde Abdullah Gül gibi, Ahmet Necdet Sezer gibi ya da Fahri Korutürk gibi cumhurbaşkanlığı yapması gerekirken, halk tarafından seçilmesine rağmen farklı bir cumhurbaşkanlığı tablosuyla karşı karşıya kaldık. O günden bugüne Türkiye'nin ekonomisine bunun ne kadar yararı ya da zararı olduğunu ölçmeye çalıştım."
‘FİİLİ BAŞKANLIKTA PASTAYI BÜYÜTMEDE BAŞARISIZ OLMUŞUZ'
1946'da, Türkiye'nin çok farklı bir demokrasiye geçtiğini belirten Öztrak, "2014 yılına kadar, yani bu fiili başkanlık dönemine kadar çok farklı bir demokrasiyle idare ediyoruz. Bu dönemde her yıl Türkiye'nin milli gelirine 14 milyar dolar ilave edilmiş. Ancak 2014'ten sonraki geçen iki yılda her yıl yaklaşık 38 milyar dolar milli gelirimiz azalmış. Bu şu demek: Fiili başkanlıkta pastayı büyütmede başarısız olmuşuz. İşsizlik rakamlarına dönüp baktığımızda 2016 sonuna kadar işsiz sayımız 770 bin kişiye yakın artmış. Demek ki işsizliği azaltmaktada başarısız olmuşuz. Enflasyon 59 ay sonra ilk defa yeniden çift haneli rakamlara gelmiş. Yine bu fiili başkanlık döneminde enflasyon konusunda da başarısız olmuşuz" dedi.
‘GETİRİLMEK İSTENEN SİSTEM, IRAK'TA SADDAM'IN UYGULAMIŞ OLDUĞU SİSTEM'
"Getirilmek istenen sistem bugün Suriye'deki (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esad'ın uygulamış olduğu sistem, Irak'ta (Irak'ın asılan lideri) Saddam'ın uygulamış olduğu sistem, Libya'da (Libya'nın linç edilerek öldürülen lideri Muammer) Kaddafi'nin uyguladığı sistem, Mısır'da bundan önceki dönemde uygulanan sistem" diyen Öztrak, bu sistemlerin sonucunda ülkelerde büyük altüst oluşlar yaşandığını hatırlattı:
"Bu sistem sonucunda ciddi iç savaşlar çıktı. Ve bu tek adama dayalı parti rejiminin ülkelerde çok ciddi tahribatlar yaptığı görüldü. Hepsi Ortadoğu'nun başarısız devletler ligine düştü. Şu an yönetilemez haldeler.
Türkiye 1946'dan bu yana uygulamış olduğu parlamenter demokrasiyle dünyanın süper ligi olan G20 ekonomileri arasına girdi. Tek adam rejimine geçilirse bu ivmeden uzaklaşacağız. Hukukun üstünlüğü daha fazla tehlikeye girecek. Ayrıca ekonomi yönetilebilir olmaktan çıkacak.
Türkiye bugüne kadar tecrübe etmediği ciddi bir karanlık tünele girme tehlikesiyle karşı karşıyadır ve tünelin ucu hiçbir şekilde görünmemektedir. Dolasıyla bildiğimiz yoldan gitmekte fayda vardır. O bildiğimiz yolda parlamenter demokrasidir. Dünyadaki gelişmiş ekonomilere baktığınızda 10'undan 8'inde parlamenter demokrasi var."