İngiltere'nin önde gelen üniversitelerinden başkent Londra'daki London School of Economics'te (LSE) düzenlenen bir konferansa katılan Gannuşi, ülkesindeki devrim sonrası süreç ile partisi Nahda'nın değişimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İslam dininin farklı birçok yorumlanış şekli olabileceğine ve demokrasiyle uyumlu olduğuna sıkça vurgu yapan Gannuşi, şöyle konuştu: "Aynı anda hem Müslüman hem Arap hem de demokrat olmak mümkün. Arap halklarını, IŞİD ile diktatör yöneticiler arasında bir seçime zorlamak yanlış. Biz aşırılığın her türlüsüne karşıyız.
Partimizin ve hareketimizin asıl amacı da İslam'ın demokrasiye ters düşmediğini kanıtlamak. IŞİD 'demokrasi haram' diyor ancak biz helal olduğunu söylüyoruz."
Gannuşi, bir katılımcının sorusu üzerine, Türkiye'de 16 Nisan'da yapılan referandumu da değerlendirdi.
Bu yönetim sistemi değişikliğine ilişkin görüşlerini paylaşan Gannuşi, "Türkiye bağımsız bir devlet ve kendi modelini benimsemekte sonuna kadar özgür. Türklerin kendilerine özgü bir İslam algısı ve kendi toplumsal gerçeklikleri var. Biz sadece onların deneyimlerinden faydalanabiliriz. Türkiye'nin olumlu deneyimlerinden istifade edebiliriz ancak biz Tunus'ta parlamenter sistemi tercih ediyoruz" ifadelerini kullandı.