00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
10 dk
HABERLER
12:00
6 dk
HABERLER
15:00
4 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
12 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
11 dk
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:02
4 dk
ANKARA FARKI
İran'ın İsrail'i vurması ne anlama geliyor?
15:01
55 dk
HABERLER
16:00
6 dk
EKSEN
Ceyda Karan'la Eksen
16:06
84 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:30
1 dk
SESLİ HABER
Ukraynalı esirden itiraf: Azov yıllarca provokasyon düzenledi
17:39
2 dk
SESLİ HABER
Rus diplomat: Bunu izlemek utanç verici
17:53
3 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
SESLİ HABER
Ukrayna’da seferberlik düzenlemesi: Batı’dan endişelendik
18:15
3 dk
SESLİ HABER
İngiltere, yasadışı göçmenleri Ermenistan’a göndermeye hazırlanıyor
18:25
2 dk
SESLİ HABER
ABD'de Rusya korkusu: B planı yok
18:36
2 dk
SESLİ HABER
İran, İsrail'e düzenlediği saldırıda bu silahları kullandı
18:47
3 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
SESLİ HABER
Koruma talep eden Zelenskiy'ye ABD'den ret
19:10
2 dk
SESLİ HABER
Biden’dan Netanyahu’ya uyarı: Katılamayız
19:19
1 dk
SESLİ HABER
ABD’li yetkili: İsrail vurabilir
19:43
1 dk
SESLİ HABER
Bush'un danışmanı: Ukrayna'daki çatışma önlenebilirdi
20:04
2 dk
SESLİ HABER
Batı basını: İsrail erteledi
20:28
1 dk
SESLİ HABER
‘Saldırı, ülkedeki birlik beraberliği pekiştirdi’
20:51
2 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

'ABD'nin Rakka ile hedefi, Suriye'nin doğusunda nüfuz alanı'

Abone ol
Ali Örnek'e göre Trump yönetimi, Suriye'de aslında Obama planını uyguluyor. Güneydoğu hattında Yeni Suriye ordusu ile kuzeydoğu hattında da SDG/YPG'nin seferber edildiğini belirten Örnek, bu iki unsurun ABD tarafından Şam'ın kontrolünde olmayacak bölgenin ‘vekil güçleri' olarak seçildiğini söylüyor.

ABD askeri ve YPG - Sputnik Türkiye
'ABD ile Türkiye arasında esas kriz Rakka'nın IŞİD'den alınmasından sonra patlak verebilir'
Ortadoğu'daki emperyalist paylaşım savaşı sonunda dünün müttefiklerini birbirine düşürürken, Suriye sahasında da önemli gelişmeler yaşanıyor. Suriye ordusu Rusya ve müttefiklerinin desteğiyle ülkenin doğusunda IŞİD'la mücadelede önemli ilerlemeler kaydederken, kuşatma altındaki Deyr ez Zor'u kurtarmaya çalışıyor. ABD öncülüğündeki koalisyon ise Suriye'nin kuzey doğusu ile güney doğu hattında DSG/YPG ve ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) grupları aracılığıyla nüfuz bölgesi tesis etmeye çalışıyor.

Körfez'deki kriz eşliğinde Suriye sahasındaki gelişmeleri Ortadoğu uzmanı gazeteci Ali Örnek ile konuştuk.

'ABD, OBAMA DÖNEMİNDE ASKERİ MÜDAHALEDEN VAZGEÇTİ'

Ali Örnek'e göre Ortadoğu'da son dönemdeki gelişmeleri anlamak için geçmiş gelmişmelere bakmak gerikyor. ABD yönetiminin bugün Suriye'de attığı adımlarda eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde alınmış kararların etkili olduğunu vurgulayan Örnek, bunun da doğrudan asker müdahale yerine vekil güçlerle ilerleme anlamına geldiğinin altını çizdi.

YPG - Sputnik Türkiye
GÖRÜŞ
ABD ve YPG'den IŞİD emirlerine karşı Rakka'da ortak hava indirme operasyonu
Örnek ABD'yi bugünkü politikalara taşıyan sürecin perde arkasını şöyle anlattı: "2013'te Şam'ın Doğu Guta banliyösünde kimyasal saldırı olduğunda, ABD yönetimi bir askeri müdahaleyi masaya yatırmıştı. New York Times'in Eylül 2013'te yayınladığı bir haber vardı ve Obama'nın neden Suriye'ye doğrudan müdahaleden vazgeçtiğini anlatıyordu. Beyaz Saray'da istihbarat yetkilileri, ulusal güvenlik yetkilileri ve dönemin genelkurmay başkanı toplantı yapıyor. Toplantıda Dışişleri Suriye'ye doğrudan bir müdahale için baskı yaparken, Obama plana ikna olmuyor."

'SURİYE'YE RUSYA'NIN SAĞLADIĞI HAVA SAVUNMA SİSTEMİNİN DEVRE DIŞI BIRAKILMASI GEREKİR'

"Daha sonra Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey bir sunum yapıyor ve ‘Suriye'ye yönelik doğrudan bir müdahalenin uçuşa yasak bölge ve en az 70 bin ABD askeri gerektiriyor. 24 saat Suriye'nin üzerinde uçuş yapmamız gerekir ve Suriye'ye Rusya'nın sağladığı hava savunma sisteminin devre dışı bırakılması gerekir. Bu da ABD'yi çok daha büyük bir savaşın içine çekebilir ve sanıldığından daha büyük bir problem olabilir ABD için' diyor. Bu konuşmanın Obama yönetimi üzerinde büyük bir etkisi oluyor ve o zamanki CIA Başkanı (David) Petraeus görüşmede 'muhalifleri silahlandıralım ve burada bize doğrudan bağlı bir grup yaratalım' diyor. Bu plana Dempsey de destek veriyor."

ABD'NİN VEKİL ARAYIŞI

Başbakan Binali Yıldırım - Sputnik Türkiye
Yıldırım'dan Rakka açıklaması: Güvenliğimize tehdit olursa cevap verilir
Obama döneminde alınan kararın ardından ABD'nin sahada doğrudan bir vekil arayışına girdiğini ve ilk olarak Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye üzerinden politika yürüttüğünü anımsatan Örnek, "ABD yönlendirdiği vekillerin, kendisini zora sokabilecek bir savaşın içine çekebileceğini fark ediyor" diyerek şu saptamalarda bulundu: "ABD daha doğrudan nüfuz edebileceği aktör arayışına girildi. PYD ile Kobani sonrası ilişki kuruldu. Daha doğrudan vekil arayışının güneydeki karşılığı, bugün burada Yeni Suriye Ordusu'nu oluşturan güçler oldu. ABD bu güçleri koruyarak, IŞİD'e karşı bir savaş planı yürütüyor kendince."

'ABD KOBANİ'NİN DÜŞECEĞİNİ SÖYLÜYORDU VE BELLİ Kİ YPG İLE PAZARLIKLAR YÜRÜTTÜLER'

"Kuzey'de ise ilginç bir şekilde YPG ile görüşmeler başlıyor aynı dönemde. İlk olarak Paris'te PYD ile görüşüyorlar ve daha sonraki süreçte IŞİD'in Kobani saldırısı başlıyor. ABD yönetimi ilk başta Kobani'nin düşeceğini söylüyorlardı ve belli ki o dönem YPG ile bir pazarlık yürüttüler. IŞİD artık Türkiye sınırına kadar yaklaşmıştı ve Kobani'yi ve oradaki YPG gücünü tümüyle izole etmek üzereydi. Daha sonra YPG sahada ABD'nin planlarına daha uyumlu bir özne olarak ortaya çıktı."

Kobani direnişinin YPG'nin ABD ile ilişkileri açısından bir dönem noktası olduğunu vurgulayan Ali Örnek, "Güney'deki ABD politikalarına da baktığımız zaman, bunun kapsamlı bir plan olduğunu görüyoruz. Bu IŞİD'i geriletme ve daha sonra nihai olarak yok etme planını Obama 2013 ve 2015'te açıkça ilan etti. Bu plan temel olarak IŞİD ile mücadele adı altında, Suriye yönetimi ile açıkça savaşıyormuş görüntüsü vermeden, Suriye topraklarının bir kısmını Suriye idaresinde ayrıma girişimi olarak şekillendi."

ABD'NİN İRAN TEHDİDİNE KARŞI 'BARİYER PLANI'

Diğer yandan Katar-Türkiye ekseni ile bağlantılı ve El Kaide çıkışlı Ahrar-u Şam yani, şimdiki adıyla Nusra Cephesi gibi grupların 2013'te çok ciddi krizler yarattığını ve bu durumun Suudi Arabistan'ın Katar'ın Suriye'yi ele geçirmeye çalıştığını düşünmesine yol açtığını belirten Örnek, ABD'nin de Suudilere bu konuda destek verdiğini ifade etti.

Rakka'ya ilerleyen Demokratik Suriye Güçleri / DSG - Sputnik Türkiye
DSG: Güçlerimiz Rakka'ya girdi
"Dolayısıyla 2013'te Suudiler bir neşter attılar ve Ürdün'deki yeni Suriye Ordusu yaratılması hikâyesi böyle başladı" diyen Örnek, şöyle konuştu: "Suriye'nin güneyinde Ürdün sınırından başlayarak, ABD destekli Özgür Suriye Ordusu güçleri Deyr el Zor'un güneyindeki Elbu Kemal'e kadar, yani Irak sınırının ortalarına kadar olan alanı kontrol etmeye çalışıyor. Bu alana baktığımızda, elimizde 'ABD yönetimi, Amman ile Bağdat arasında bir Suudi nüfuz bölgesi yaratmaya çalışıyor' verisi var ve bunlar ABD basınında yazılıp çizildi, hatta bunun için Blackwater ile anlaşıldığı, bu bölgenin sözde İran tehdidine karşı bir bariyer oluşturacağı gibi söylemler vardı."

'TRUMP YÖNETİMİNİN İRAN'I DAHA FAZLA HEDEFE ALAN YENİ YÖNELİMİNİN BİR YANSIMASI'

Bunun Trump yönetiminin İran'ı daha fazla hedefe alan yeni yöneliminin bir yansıması olduğunu görüyoruz. Bunun İran tarafından da net olarak anlaşıldığı ortada çünkü Suriye ordusunun da güney Suriye'deki operasyonlarında yanında yer alan grupların Iraklı, çoğunluğu Şiilerden oluşan ve İran destekli milis güçleri olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla güneydeki mücadele basit bir köy savaşı gibi gözükse de, arkasında bir tarafta ABD, Suudi Arabistan, İsrail ve Ürdün'ün olduğu, diğer tarafta ise Suriye, Rusya ve İran'ın olduğu bir mücadele görüyoruz. Rusya güneydeki operasyonda Suriye Ordusu'nun operasyonunu destekliyordu ancak sahadaki gelişmeler, Rus hava kuvvetlerinin buralarda sorti uçuşları yapması, zaman zaman ABD destekli grupları vurmaları, hatta son olarak Rus güçlerinin çatışma bölgesinin kuzeyindeki Rus ordusu varlığı bize Rusya'nın da bu planı onayladığını ve Suriye ve İran'ı bu açıdan desteklediğini gösteriyor."

'PYD/YPG'NİN SÖYLEMİ SUUDİLER GİBİ'

ABD askeri ve YPG - Sputnik Türkiye
Rakka operasyonuna ABD helikopterleri ve deniz piyadeleri de katılıyor
Suriye sahasındaki bir öznenin açıklamalarında uygun gördüğü ifadelerin, onun hangi eksene yakınlık gösterdiğinin göstergesi olduğunu belirten Örnek, PYD'nin söylem bazında ABD ve Suudiler ile uzlaştığı ve bu durumun Kürtlerin sahadaki tutumuna da yansıdığını şu sözlerle izah etti: "Suudi Arabistan'ın sahip olmak istediği etki alanının ABD basınında en büyük meşrulaştırıcı aracı İran'ın yayılmacılık yaptığı ve bunun engellenmesi olduğudur. Benzer bir retoriğin PYD, YPG ve YPG bağlantılı Asayiş güçleri tarafından benimsendiğini görüyoruz. Asayiş güçleri, yaptıkları toplantılarda İran yayılmacılığına karşı Kürt güçlerinin önlem alacağını söyledi. Ortada bir tuhaflık var çünkü İran destekli güçler herhangi bir şekilde Suriye'ye girmiş değiller. Girdikleri durumda da YPG bölgesiyle bir alakaları olmayacak, çünkü YPG bölgesi biraz daha kuzeyde kalıyor. Şam yönetimine tabi olacak olan bu birliklerin olası bir şekilde Suriye'ye girmesi daha çok IŞİD tarafından 3 yıldır kuşatılan Deyr el Zor'un kurtarılması için olacaktır ve burası bir Kürt bölgesi değil."

‘YPG, RAKKA OPERASYONUYLA SURİYE ORDUSUNU KUŞATMA NİYETİNDE'

Trump'ın Obama'nın 'geriletme ve yok etme' stratejisi üzerinden hareket ettiğini fakat stratejinin ilk ayağı olan geriletmenin tuhaf bir şekilde icra edildiğine dikkat çeken Örnek, ABD'nin IŞİD'i Suriye'nin belirli alanlarına itmeye çalıştığının altını çizdi.

YPG'nin Rakka operasyonunda attığı adımların aslında ‘mantık dışı' olduğunu vurgulayan Örnek, şu açıklamalarda bulundu: "Rakka operasyonuna baktığımızda, YPG oradaki Arap müttefikleri ile birlikte adım adım hareket etti. Bu adımlar kentin izolasyonunu içeriyor ama kenti doğudan değil de batıdan kuşatmayı tercih ettiler. Bu adım YPG için mantıklı bir adım değil çünkü IŞİD'in asıl gücü, Irak ve Suriye arasındaki birliklerin çok mobilize olması ve sürekli gereken yerlere güç kaydırmasından geliyor. Eğer Rakka'yı doğu yönünden kuşatmazsanız, bu mobilizasyonlara son dakikaya kadar izin vermiş olursunuz. Bu da sizin batıda IŞİD'i geriletmeye çalışan birliklerinizin güvenliğini tehdit eder. Bu da burada askeri bir stratejinin belirlenmediğini gösteriyor ve öncelik askeri gereksinimler değil."

'YPG IŞİD'İN AKIŞINI ENGELLEMEK YERİNE, SURİYE ORDUSUNUN RAKKA'YA İLERLEMESİNİ HEDEFLEYEN KUŞATMA HAREKATI YAPIYOR'

Rakka - Sputnik Türkiye
Suriye ordusu IŞİD'den Rakka'da 6 köyü geri aldı
"Öncelik askeri gereksinimler olsa, ilk başta YPG'nin yapması gereken şey Deyr el Zor'a, Rakka'nın güneyine doğru bir hamle yapılmasıydı. Zaten YPG şu anda Deyr el Zor'a 50 kilometre mesafede ve ilerlediği takdirde IŞİD'in Irak sınırında sürekli YPG ya da Suriye ordusu ile savaşmak için adam sevk etme gücünde büyük bir düşüş olurdu. Bunu yapmak yerine batıdan aşağı inmeyi tercih ettiler ve Rakka'ya da batıdan yaklaşıyorlar. Aynı zamanda Suriye Ordusu'na bağlı bir güç Halep'ten yola çıkarak o tarafa doğru ilerliyor. Dolayısıyla aslında YPG IŞİD'in akışını engellemek yerine, Suriye Ordusu'nun Rakka'ya ilerlemesini hedefleyen bir kuşatma harekâtı yapıyor."

'TÜRKİYE'NİN HAVA SALDIRILARI, ABD'NİN ELİNİ GÜÇLENDİRİYOR'

Rakka operasyonunun planlayıcısının ABD olduğunu ve operasyonu planlarken kendi isteklerini ön plana çıkardığını ifade eden Örnek, PYD'nin de bu planın uygulayıcısı olduğunu söyledi ve Türkiye'nin Kürtlere yönelik müdahalelerinin PYD'yi ABD'ye yaklaştırdığını ekledi: "ABD Rakka operasyonunu planlarken, 2015'teki IŞİD'i geriletme adı altında Suriye'nin bir kısmını, özellikle doğusunu Suriye'nin kontrolünden çıkarma planı olarak tasarladı ve YPG'de bu planın bir parçası. YPG'nin Rojava'da bir devrim yapmaya çalıştığı, komünal toplumlar üretmeye çalıştığı gibi söylemler, maalesef bu gerçeği gizlemeye yetmiyor. Bu bir ABD planı çünkü ABD'li komutanlar tarafından bu planın taktikleri belirleniyor, ABD buna göre hava gücü veriyor ve YPG'ye silah yardımı yapıyor."

'TÜRKİYE'NİN YPG'YE YÖNELİK SALDIRILARI, ABD'NİN ELİNİ GÜÇLENDİRİYOR'

"Bu açıdan baktığımızda da Türkiye'nin YPG'ye yönelik, komuta merkezlerine yaptığı saldırı gibi durumlar, ABD'nin tamamen elini güçlendirmiş durumda ve ABD'nin çıkarına hizmet ediyor. Ortada YPG'nin karşısında, 'ABD'nin her dediğini yapmazsak, Türkiye bizi yutar' tablosu çıkıyor. Sonuç itibariyle YPG, tümüyle Rakka operasyonunu Şam yönetimi ve Rusya'nın koordinasyonu dışında gerçekleştiriyor. SDG sözcülerinden bir tanesi, yaptığı açıklamada Rakka operasyonunu daha önce Rusya teklif etti ve kabul etmedik' dedi. Dolayısıyla burada bir siyasi tercih yapılmış durumda."

'KATAR VE İRAN'IN BASRA KÖRFEZİ'NDE EKONOMİK ORTAKLIĞI VAR'

Diğer yandan Ali Örnek, Trump yönetiminin Obama'dan farklı bir retorikle ve eylemlerle İran'ı hedef tahtasına oturtan bir yeni yönelim içerisinde olduğunu ve bunun Körfez'deki yansımasının Katar ve Suudi Arabistan arasındaki güncel kriz olduğu görüşünde.

Demokratik Suriye Güçleri (DSG) - Sputnik Türkiye
GÖRÜŞ
DSG: Rakka beklenenden erken düşebilir
Katar'ın tam olarak İran karşıtı bir blokta yer almadığını anımsatan Örnek, Suudilerin ise Trump ile İran'a müdahale şansı elde ettiklerini ifade etti: "Suriye sahasında güneyde, ABD'nin Amman ve Bağdat arasında bir fır hattı yaratma planı var ve bu plan İran'a karşı olarak lanse ediliyor. Katar çok büyük bir doğalgaz zenginliğine sahip. Dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz üreticisi ve bu saha İran ile ortak bir saha. İran'ın Basra Körfezi'nde işlettiği Güney Pars doğalgaz sahası aynı zamanda Katar'ın Kuzey Saha'sı olarak adlandırdığı en büyük sahadır. Dolayısıyla Katar, Suriye veya başka bazı bölgelerde İran ile karşı karşıya gelmiş olsa da İran'a yönelik topyekûn bir saldırganlığın dışına düşüyor. Çünkü ekonomik olarak Basra Körfezi kendisini tehdit ediyor. Bu açıdan Suudilerin tuzu daha kuru ve Suudiler tarihsel olarak her dönem ABD'nin İran'a müdahale etmesi için bastırdılar fakat hiçbir zaman istediklerini elde edemediler. Oysa şimdi Trump ile birlikte bunun gerçekleşebileceğini tekrar düşünüyorlar."

'İRAN KENDİNİ SAVUNUYOR, SUUDİLER İSE GÜÇ İÇİN SALDIRIYOR'

Peki bölgede sıklıkla dile getirilen 'İran'ın Şii eksen kurduğu endişesi'… Bu söylemin sahada hakikaten karşılığı var mı? Ali Örnek bu söylemin kısmen gerçek olduğunu çünkü İran'ın Ortadoğu'da elinde çok güçlü kozlar geçtiğini belirtirken, İran ve Suudi Arabistan'ın tutumlarının farklılığını ise şu sözlerle izah etti: "Bunların çoğu İran'ın ideolojik ve siyasal olarak etrafında tuttuğu Şii kökenli hareketler. Lübnan'da Hizbullah, Irak'ta bazı Şii güçler ve ABD'nin Irak işgali o bölgede İran'ın elinin güçlenmesine yardım etti. Bunların ne kadar doğrudan İran'ın vekili olduğu da ayrı tartışma konusu."

'İRAN KENDİNİ SAVUNMAYA ÇALIŞIRKEN, SUUDİ ARABİSTAN BÖLGEDE EGEMENLİK KURMA PEŞİNDE'

Suriye ordusu- Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad - Sputnik Türkiye
Suriye jetleri, Rakka'nın batısındaki IŞİD hedeflerini vurdu
"Lübnan Hizbullahı tarihi bir hareket ve İran'ın vekilliği sıfatına indirgenemeyecek kadar komplike bir yapı. Aynı zamanda Irak'ta İran'ın Şiiler üzerinde ne kadar etkisinin olduğu da tartışmalı. (eski Irak Başbakanı Nuri) Maliki'nin devrilmesi, (Ayetullah Ali) Sistani'nin çıkıp ara ara İran karşıtı açıklamalar yapması bunun göstergeleri. İran İslam Devrimi'nden beri ABD'nin doğrudan saldırılarının hedefi oldu ve kendilerine ait bir savunma politikası belirlemeye başladılar. İsrail ve Amerikan yönetimi sürekli İran'ı vurmakla tehdit ediyor ve bu yönde açıklamaları var. Dolayısıyla İran'ın yaptığı mantık olarak Suudi Arabistan'dan farklı bir şey. İran kendisini savunmaya çalışırken, Suudi Arabistan bölgede egemenlik kurma peşinde ve İran'ı yok etmeye çalışıyor."

'SUUDİ KOALİSYONU YAKINDA DAĞILACAKTIR'

Suudilerin Katar'ı kolaylıkla yıldırabileceğini düşündüğünü, bunda haklı da olabileceğini belirten Örnek, yine de Suudilerin İran ile hesaplaşma başladığında çok farklı yönlere savrulabileceğine dikkat çekti.

Örnek, Suudi Arabistan koalisyonuna katılan ülkelerin her birinin İran-Katar cephesi ile farklı sebeplerle sorunları olduğunu anımsatarak birliğin de ömrünün çok uzun olmayacağı öngörüsünde bulundu: "İran zayıf düşerse Suudi Arabistan, İsrail ve şu anda İran'ın gücünden çekinen birçok Arap ülkesini kendisine saldırırken bulabilir. Katar'ın doğrudan İran' ı hedef tahtasına oturtan bir stratejiden çıkarı yok ve bu yüzde de Katar, Suudi Arabistan'ın Trump'ın ziyareti ile başlayan stratejisinde kendine yer bulamıyor ve bu süreçte Katar'ı zorla terbiye etmeye çalışıyorlar."

'TRUMP'IN KATAR'I SUÇLAMASI SONRASI KATAR'IN YAPABİLECEĞİ ÇOK BİR ŞEY YOK'

"Burada Suudi Arabistan'ın eli çok güçlü, özellikle Trump'ın Katar'ı suçlayan açıklamalarından sonra Katar'ın yapabileceği bir şey yok. Mesela Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) İran ile adalar sorunu var Körfez'de ama BAE'nin Katar ile olan tarihi husumeti ve Suudi koalisyonuna katılması aslında Katar'ın Libya'da BAE'nin çıkarlarını sabote etmesinden geçiyor. Elbette başka bazı nedenler de vardır. Mısır da aynı şekilde, Türkiye Katar'ın Müslüman Kardeşler ve El Kaide bağlantılı gruplara Libya'da yaptığı yardımın, ülkesindeki terör faaliyetlerini arttırdığını düşünüyor."

'MISIR SUUDİLERE YAKLAŞIYOR AMA SURİYE MÜDAHALESİNE KARŞI ÇIKTI'

Rakka'ya ilerleyen Demokratik Suriye Güçleri / DSG - Sputnik Türkiye
'Rakka zaferi, YPG’yi meşrulaştırır’
"Katar bilindiği gibi Müslüman Kardeşler'in hamisi. Dolayısıyla Mısır Suudilere yaklaşıyor ama öte yandan Mısır Suriye müdahalesine BMGK geçici üyesi olarak karşı çıktı. Aynı Mısır Suriye'ye asker gönderdi ve Rusya ile işbirliğini artrııyor, ulusal güvenlik çıkarları açısından. Yine aynı şekilde BAE Libya'da Rusya'yı arkasına almaya çalışıyor. Bazı raporlarda 2 milyar dolarlık bir silah alımından bahsediliyor. Rusya bunu henüz doğrulamadı ama BAE Libya'da BM tarafından da tanınan Tobruk hükümetini silahlandırdı. Öte yandan Suudiler bütün Yemen'i kontrolleri altına almaya çalışırken, BAE bütün Yemen'i değil güneyi parçalayarak konuyu bitirme görüşünde."

'BU CEPHE İLERLEYEN GÜNLERDE DAĞILMAYA MAHKUM GİBİ GÖRÜNÜYOR'

"BAE yanlısı Aden Valisi önce ayrılıkçı açıklamalar yaptı, sonra aynı kaynaklar Suudi Arabistan'ı El Kaide ile müttefik olmakla suçladı. Daha sonra da Suudi yanlısı Hadi hükümeti Yemen valisini görevden aldı. Suudi Arabistan ortada güçlü bir özne olarak görünüyor ama İran karşıtı büyük bir koalisyonu oluşturacak ve buna liderlik edecek ne askeri, ne ekonomik ne siyasi ne de ideolojik bir birikimi var. Askeri olarak zaten Yemen'deki fiyaskoları her şeyi ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla bu cephe ilerleyen günlerde dağılmaya mahkum gibi görünüyor."

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала