İran'dan ABD'nin Dini Özgürlükler Raporu'na tepki: Gerçek dışı ve temelsiz

Çin ve İran, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'nda kendilerine yönelttiği suçlamalara tepki gösterdi. Çin'den "ABD'yi kendi işine bakması için uyarıyoruz' açıklaması gelirken, İran, raporun 'siyasi kazanımlar elde etme' niyetiyle hazırlandığı yorumunu yaptı.

Çin ve İran Dışişleri Bakanlığı, dün ABD Dışişleri'nin yayınladığı 2016 Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'nda yer alan ülkelerine yönelik eleştirilere tepki gösterdi.

'ABD'Lİ SİYASİLER ARASINDA İSLAMOFOBİ VE YABANCI DÜŞMANLIĞININ YAYGIN VE OLAĞAN BİR FENOMEN OLDUĞU AÇIK'

Suçlamalara yanıt veren İran Dışişleri Sözcüsü Behram Kasımi "İran raporu gerçek dışı, temelsiz ve tek taraflı olarak kabul ediyor. Bu rapor sadece belli siyasi kazanımlar elde etme niyetiyle hazırlanmış olabilir" dedi.

ABD'nin özellikle kendi ülkesinde Müslümanlara uygulanan ayrımcılığa odaklanması gerektiğini belirten Kasımi "ABD'li siyasiler arasında dini ve ırksal ayrımcılığın, İslamofobinin ve yabancı düşmanlığının yaygın ve olağan bir fenomen olduğu açık. ABD'deki Müslümanlar her gün polis ve güvenlik güçleri gibi resmi kurumlarda şiddete ve ayrımcılığa maruz kalıyor" ifadelerini kullandı.

ÇİN: ABD'NİN DE MÜKEMMEL BİR ÜLKE OLMADIĞINI GÖRÜYORUZ'

Eleştirilere yanıt veren Çin Dışişleri Sözcüsü Hua Chunying "Tüm etnik grup ve bölgelerden gelen Çin halkı dini inançları konusunda tam yetkilidir. Sözde rapor gerçekleri göz ardı ediyor. Biz ABD'nin de mükemmel bir ülke olmadığını görüyoruz. ABD'ye kendi işine bakmasını ısrarla tavisye ediyoruz" dedi

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'nda Türkiye, Çin, İran, Bahreyn, Pakistan ve Suudi Arabistan hükümetleri dini azınlıklara yönelik uygulamaları nedeniyle eleştirilmiş, İran'ın geçen yıl 20 dini azınlık mensubunu idam etmek için 'belirsiz dinden dönme kanunları' uyguladığı savunulmuştu.

Raporda ayrıca İran hükümetinin 'Bahaileri, Hristiyanları, Sünnileri ve diğer azınlıkları taciz etmeyi, sorgulamayı ve tutuklamayı sürdürdüğü belirtilmişti. Raporda ayrıca Tahran'ın anti-semitik dil kullandığı ve Yahudi Soykırımı'nı inkarı teşvik ettiği suçlamaları yer almıştı.

Raporda Çin de ülkedeki Hristiyanlara, Müslümanlara, Tibetli Budistlere ve Falun Gong kültü mensuplarına zulmetmekle suçlanıyordu.

Türkiye hakkında da Aleviliğe İslam'a aykırı bir mezhep muamelesi yapılmaya devam edilmesine, zorunlu din dersine, darbe girişiminden sonra Hıristiyanların gözaltına alınması ve oturma izni alamamasına yönelik eleştiriler raporda yer almıştı.