Trump ilk kez BM kürsüsünde: Mecbur bırakılırsak Kuzey Kore'yi yok etmekten başka seçeneğimiz kalmaz

BM Genel Kurulu'na ilk kez hitap eden ABD Başkanı Trump, 'Önce Amerika' mesajıyla başladığı sözlerini 'haydut devletlerle' sürdürdü. Konuşmasını '5 ülkeye bölen' Trump, Kuzey Kore'yi uyardı, İran ve Suriye'yi teröre destekle suçladı, Venezüella ve Küba'nın 'başını' ise sosyalizm 'yaktı.' Trump, Rusya ve Türkiye'ye de teşekkür etti.

ABD Başkanı olarak BM Genel Kurulu'na ilk kez hitap eden Donald Trump hedef tahtasına yine Kuzey Kore, İran ve Venezüella'yı oturttu. "BM'de temsil edilen haydut rejimler teröre destek vermekle kalmıyor, insanlığın gördüğü en yıkıcı silahlarla diğer ulusları ve kendi halklarını tehdit ediyor" diyen Trump, konuya Kuzey Kore ile giriş yaptı.

Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ile önceki gün yaptığı görüşmeyi anlatırken Kuzey Kore lideri Kim Jong-un için 'Roket Adam' ifadesini kullanan Trump, Kim'e yine bu lakapla hitap etti. Kuzey Kore'nin kendi halkını öldürdüğünü ve insanlara işkence ettiğini savunan ve böylesi bir rejimle ticaret yapan ülkeleri eleştiren Trump 'sabrının bir sınırı olduğu' mesajı verdi.

'ROKET ADAM İNTİHAR GÖREVİNDE'

"ABD güçlü ve sabırlıdır ama kendini korumak zorunda bırakılırsak Kuzey Kore'yi yok etmekten başka seçeneğimiz kalmaz" diyen Trump, "Roket Adam kendisi ve rejim için intihar görevinde. ABD hazır, istekli ve muktedir ama buna gerek kalmamasını umuyoruz" ifadelerini kullandı.

Kuzey Kore'nin BM Elçisi Ja Song-nam, Trump'ın konuşması öncesi salondan ayrıldı.

© REUTERS / Eduardo Munoz

'ÇİN VE RUSYA'YA TEŞEKKÜR EDİYORUZ AMA DAHA FAZLASI YAPILMALI'

Bununla birlikte BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Kuzey Kore'nin karşısında yer alan Çin ve Rusya'ya da teşekkür eden Trump, yine de bunun yeterli olmadığını ve daha fazlasının yapılması gerektiğini vurguladı.

'İRAN LİDERLERİNDEN EN ÇOK KENDİ HALKI ÇEKİYOR'

Öte yandan İran da Trump'ın eleştirilerinden nasibini aldı. İran hükümetinin zengin bir tarih ve kültürü olan ülkeyi 'haydut devlet' haline getirdiğini savunan Trump "İran liderlerinden en çok çeken aslında yine kendi halkı" dedi. İran'ı 'masum Müslümanları öldürüp barışçıl Arap ve İsrailli komşularına saldıran' teröristler ve Hizbullah'a destekle suçlayan Trump, konuyu yine Temmuz 2015'te imzalanan nihai nükleer anlaşmaya getirdi. "İran anlaşması ABD'nin imza attığı en kötü ve en tek taraflı anlaşmalardan biri. Doğruyu söylemek gerekirse ABD için tam bir utanç kaynağı" diyen Trump, Tahran'dan tutuklu ABD'lileri de serbest bırakmasını istedi.

'BASKICI REJİMLER HAYATTA KALAMAZ, İRAN'IN TERÖRE DESTEĞİ KOMŞULARININ KARARLIĞIYLA UYUŞMUYOR'

"Baskıcı rejimler sonsuza kadar hayatta kalamaz" diye konuşan Trump, İran'ın 'terör desteğinin', komşularının terörle mücadele kararlığıyla ters düştüğünü savundu. Suudi Arabistan'da geçen yıl 50'den fazla Arap ve Müslüman ulusun liderlerine hitap ettiğini hatırlatan Trump "Tüm ulusların teröristler ve onlara ilham kaynağı olan İslami aşırıcılıkla savaşmak için mutabık kaldık" dedi.

'RADİKAL İSLAMİ TERÖRÜ DURDURACAĞIZ'

Konuşmasının bu bölümünde 'radikal İslami terör' ifadesini kullanan Trump şöyle devam etti: "Radikal İslami terörü durduracağız çünkü ülkemizi, aslında tüm dünyayı paramparça etmesine izin veremeyiz."

First Lady Melania Trump ve Beyaz Saray Genel Sekreteri John Kelly

© AP Photo / Mary Altaffer

'ASKERİ OPERASYONLARIN BELİRLEYİCİSİ ARTIK GÜVENLİK ÇIKARLARIMIZ'

Bu noktada Ortadoğu'daki durumu değerlendirmeye koyulan Trump, geçen ay açıkladığı yeni Afganistan stratejisini hatırlattı ve konuşmasının başında da söylediği gibi kendi çıkarlarının öncelikli olacağının altını çizdi: "Artık askeri operasyonların ne kadar süreceğini ve boyutunu, politikacıların çizdiği rastgele çizelgeler değil güvenlik çıkarlarımız belirleyecek."

Nitekim konuşmasının başında da başkanlığı dönemindeki önceliğinin ABD olduğunu vurgulayan Trump şunları söylemişti: "ABD Başkanı olarak her zaman Amerika'yı ön planda tutacağım. Siz de kendi ülkelerinizin liderleri olarak kendi ülkelerinizi her zaman ön planda tutmalısınız. ABD'nin hiçbir şey elde edemediği anlaşmalara girmeyeceğiz."

'ÖZELLİKLE ÜRDÜN, TÜRKİYE VE LÜBNAN'A TEŞEKKÜRLER'

Bu arada lafı Suriye ve Irak'a getirdikten sonra Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı da 'atlamayan' Trump, Esad'ın yine 'kendi halkına karşı kimyasal silah kullandığını öne sürdü. Bölgedeki insani yardım çalışmalarıyla ilgili de BM'ye minnettarlığını dile getiren Trump "Özellikle Ürdün, Türkiye ve Lübnan'a, Suriye'deki çatışmadan kaçanlara ev sahipliği yaptıkları için teşekkür ediyoruz" dedi.

'SORUN SOSYALİZMİN KÖTÜ UYGULANMASI DEĞİL, SOSYALİZM HER YERE YIKIM GÖTÜRDÜ'

Trump, Venezülla'ya ise ayrı bir sayfa açtı. Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun kendi halkına deyim yerindeyse eziyet ettiğini ve gücünü kötüye kullandığını savunan Trump şöyle devam etti: "Kesinlikle kabul edilemez. Durup izleyecek değiliz. Sorumluluk sahibi bir komşu ve dost olarak bizim ve diğerlerinin bir amacımız var: Özgürlüklerini, ülkelerini ve demokrasilerini geri kazanmaya yardımcı olmak. (…) Venezüella hükümeti otoriter yönetimi dayatmaya devam ederse başka adımlar da atabiliriz."

Bununla birlikte Venezüella'daki asıl problemi de 'çözen' Trump'ın "Sorun sosyalizmin kötü uygulanması değil bağlılıkla uygulanması" sözleri salonda bir süre sessizliğe neden olurken daha sonra bazı ülke temsilcilerinden alkış aldı. Sovyetler Birliği, Venezüella ve Küba'yı örnek gösteren Trump "Gerçek sosyalizm veya komünizmin benimsendiği yerlerde yıkım ve başarısızlık yaşanmıştır" dedi.

'KÜBA'YA YAPTIRIMLAR KALKMAYACAK'

Küba olan ilişkilere de değinen Trump "Küba hükümeti bir takım temel reformlar yapmadığı sürece yaptırımları kaldırmayacağız" ifadesini kullandı.

© REUTERS / Shannon Stapleton