Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, ABD, NATO, Ortadoğu ve diğer birçok konu hakkında ne düşündüğü ve tavrı her zaman merak konusu. Ancak Rus lider aslında... 23.11.2017, Sputnik Türkiye
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, ABD, NATO, Ortadoğu ve diğer birçok konu hakkında ne düşündüğü ve tavrı her zaman merak konusu. Ancak Rus lider aslında çeşitli mecralarda tutumunu her zaman ortaya koyuyor. Sputnik, Putin’in dünya görüşünü gözler önüne seren sözlerini derledi.
Putin, Haziran 2016’da St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda “ABD büyük bir güç. Belki de günümüzde var olan tek süper güç. Bunu kabul ediyoruz ve onlarla çalışmaya hazırız. İşlerimize karışmalarına, hayatlarımızı nasıl yaşamamız gerektiğini söylemelerine ve Avrupa’nın bizimle ilişkiler geliştirmesini önlemesine de ihtiyacımız yok” ifadelerini kullanmıştı.
Putin, Haziran 2017’deki Direkt Hat programında Rusya’nın başka ülkelere müdahale ettiği suçlamalarına da “Elinize bir dünya küresi alın, onu çevirin ve rastgele, herhangi bir noktaya parmağınızı koyun. Orada da mutlaka onların müdahalesi ve çıkarları olduğunu garanti edebilirim. ABD’liler ne istiyor? Herkesin kayıtsızca onlara boyun eğmesini mi? Bizim kendi fikirlerimiz var ve bunları açıkça ifade ediyoruz. Bu bir tür gizli sabotaj değil” sözleriyle karşılık vermişti.
Putin, Ekim 2016’daki ‘Rusya Çağırıyor’ yatırım forumunda Avrupa hakkında da “Washington’ın dış ve iç politika çıkarlarına hizmet etmek Avrupa ülkelerine bir fayda mı sağlıyor? Bundan pek emin değilim. Ciddi politikanın gerçek amacı bu mu? Kendilerini büyük güç olarak nitelendirmek istiyorlarsa, ülkelerin üstlenmesi gereken rol bu mu?” görüşünü paylaşmıştı.
Rus lider, ekim ayındaki Valday Tartışma Kulübü’nde Katalonya’nın İspanya’dan bağımsızlık talebine ilişkin de “Bir zamanlar AB, Avrupa’daki birçok devletin çöküşünü olumlu karşıladı, bu arada sevinç şarkılarını da gizlemedi. Kısa vadeli çıkarlar ve Washington’daki ‘büyük birader’i mutlu etmek için, neden bu kadar düşüncesizce, koşulsuz şartsız Kosova’nın ayrılışını destekledi, Avrupa kıtası ve dünyanın geri kalanında benzer süreçleri provoke etti?” yorumunda bulunmuştu.
Putin, ABD’li yönetmen Oliver Stone’a Haziran 2017’de kendi hakkındaki belgesel için verdiği röportajda, NATO’yla ilgili düşüncelerini aktarmıştı. Putin “Artık Sovyetler Birliği yok, Doğu Bloku yok ve bence NATO, varlığını haklı kılmak için dışarıdan bir düşmana ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle de sürekli bir düşman arayışı ve aslında olmayan karşıtları yaratmak için provokasyonlar gerçekleştiriliyor. NATO, bugün ABD’nin dış politikasının bir aracı. İttifak’ta artık partnerler değil, vasal devletler var” ifadelerini kullanmıştı.
Putin, ekim ayında gerçekleştirilen Valday Tartışma Kulübü toplantısında Ortadoğu ile ilgili “Böyleyi rejim değişikliği veya dışarıdan güç kullanımıyla yeniden şekillendirmeye, bir model oluşturmaya yönelik girişimler var. Bazıları, aşırıcılıkla mücadele etmek yerine kaosun hakim olmasını istiyor” açıklamasını yapmıştı.
Putin’in Valday Tartışma Kulübü toplantısında Kuzey Kore hakkında da önemli açıklamalarda bulunmuştu. Rus lider “Kuzey Kore’nin nükleer denemelerini elbette kınıyor ve BM Güvenlik Konseyi’nin tüm kararlarına uyuyoruz. Ancak bu sorunun çözümü için diyalog kullanılmalı, askeri tehditlerle Kuzey Kore köşeye sıkıştırılmaya çalışılmamalı, alaycı isimler takılıp küçük düşürücü söylemler kullanılmamalı. Pyongyang yönetimini sevseniz de sevmeseniz de Kuzey Kore’nin bağımsız bir devlet olduğunu kabul etmelisiniz” ifadelerini kullanmıştı.
Putin, Mart 2014’te Novo Ogarevo’da yaptığı bir basın açıklamasında eski Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in görevden alınmasına ilişkin şunları söylemişti: “Kiev’de olanlar, iktidarın silahlı ve anayasaya aykırı biçimde ele geçirilmesi, yani darbe. Bunu kimse tartışmıyor. Mesele ise şu: Neden böyle bir yönteme ihtiyaç duyuldu? Yanukoviç zaten görevinden vazgeçmişti ve seçimlerin tekrar edilmesinden başka şansı yoktu. Ülkeyi kaosa sürüklemek neden? Bir güç gösterisi mi? Bu aptalca bir karardı ve karşı etki yarattı. Ülkenin doğusundaki istikrarsızlığa neden olanın bu eylemler olduğunu düşünüyorum.”
Putin, haziranda gerçekleştirilen G20 zirvesinde Kiev hakkında şu açıklamalarda bulunmuştu: “Rusya ve Ukrayna halklarının çıkarları aynı. Farklı olan Ukrayna hükümeti ve elitlerinin amaçları. Yurtdışında tüketim için ihraç edebildikleri tek şey, Rusofobi ve iki ülke arasındaki siyasi bölünme. Batı’daki birileri bu iki ülkenin asla müttefik olmaması gerektiğini düşünüyor. Ukrayna da bu görüşü ihraç etmekte başarılı oldu.”
Putin, Oliver Stone’a verdiği röportajda Rusya’daki siyasi sistem konusunda da açıklamalar yapmıştı: “Monarşi, değişerek Çarlık’tan Sovyet dönemine geçen bir mirastı. Ancak 1990’lı yılların başlarında yeni Rusya’nın gelişim aşaması için zemin oluşturan olaylar gerçekleşti. Elbette ki ABD’deki, Almanya’daki, Fransa’daki aynı yönetim modeli, aynı yapıları alabileceğimizi düşünemezsiniz. Toplum, her yaşayan organizma gibi aşama aşama, organik bir şekilde gelişmelidir. Normal gelişim süreci budur.”
Putin, Rusya’nın dünyadaki rolünden Şubat 2017’de Almanya’nın Münih kentinde yaptığı bir açıklamada şöyle bahsetmişti: “Rusya bin yıllık bir tarihe sahip bir ülke ve her zaman bağımsız dış politika ilkesini tercih etmiştir. Bugün de bu geleneğe ihanet etmeyeceğiz. Ayrıca dünyanın değiştiğinin farkındayız ve potansiyelimiz ile imkânlarımızı gerçekçi bir şekilde anlayabiliyoruz. Yalnızca belirli bir kesim için değil, herkes için güvenlik ve refah sağlayacak adil ve demokratik bir dünya inşa etmek amacıyla sorumluluk sahibi ve bağımsız partnerlerle etkileşim kurmak istiyoruz.”
