Çavuşoğlu, özetle şöyle konuştu:
"Yıllardan beni Sayın Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız, Amerikalılarla hangi platformda bir araya gelirlerse gelsinler hep şunu ifade ettiler: 'Bir terör örgütünü diğer bir terör örgütü ile ortadan kaldıramazsınız. Eninde sonunda o terör örgütü bumerang misali size dönüp size zarar verecektir.' Bize söz verdiler. 'Biz bunları silahlandırmıyoruz, vazgeçtik' dediler. 'Biz bunların asla sizin için tehdit olmasına müsaade etmeyeceğiz' dediler. Ama son 4-5 yıldan bu yana bir taraftan sözler söylendi. Diğer taraftan sahada bu sözler uygulanmadı tam aksi istikamette hareket edilerek Türkiye'yi adeta ablukaya almaya çalıştılar. Türkiye eski Türkiye değil. Türkiye eskiden olduğu gibi kendisine el verilen, buyrulan, kendisine ne söylenirse yapılan ve ona ram olan bir ülke değil. Türkiye kendisi için hazırlanan senaryolara boyun eğecek ülke değil. Türkiye devlet, hem de büyük bir devlettir. Bugün Türkiye Afrin operasyonuyla Zeytin Dalı Harekatı ile büyük devlet olmanın gereklerini yerine getiriyor. Bundan sonra da getirmeye devam edecek Allah'ın izniyle. Adama sormazlar mı 5 bin tır silahtan bahsediyoruz. Kime gitti bu silahlar? Ne için gitti bu silahlar? En sonunda ağızlarındaki baklayı çıkardılar. 30 bin kişilik bir sınır ordusu kuracaklarmış. Hadi oradan düpedüz Türkiye'yi bölüp, parçalamak için bir terör ordusu kurdunuz da biz de buna ram edeceğiz."
"Türkiye'de kendi evlerinde gibi ağırladığımız, 3.5 milyon Suriyeli kardeşlerimizin kendi evlerine güven içinde dönene kadar durmayacağız" diyen Çavuşoğlu, şunları ifade etti:
"Afrin'den sonra Münbiç'in de teröristlerden arındırılacağını ordumuzun Başkomutanı Sayın Cumhurbaşkanımız açıklamıştır. Irak sınırına kadar hiçbir terörist bırakmayana kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye El Bab'a da pazarlıkla girmedi, Afrin'e de pazarlıkla ilerlemiyor. Münbiç'e de gidecekse pazarlıkla gitmeyecek. Bunun altını çiziyoruz. Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti'nin kararlılığını, terörü bölgeden, sınırından kazımaya kararlı olduğunu ifade edelim. Cenabıhak'tan şehitlerimize rahmet diliyorum, askerlerimize güç kuvvet vermesini niyaz ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın sıklıkla vurguladığı gibi, 'Kimsesizlerin kimsesi olmak bizim için şereftir.' İşte bu şerefe layık olabilmek için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Büyük Türkiye, bizim tek idealimiz, vazgeçemeyeceğimiz sevdamız bu. Bu sevdaya tutulmuş tüm dava arkadaşlarımızı, hemşehrilerimi en derdin muhabbetle saygıyla selamlıyorum. Allah yardımcımız olsun diyorum."