TÜRKİYE'NİN VENEZÜELLA VE İRAN'A YÖNELİK DESTEK VEREN TUTUMU
ABD'nin iki önemli çıkış yaptığı bu dönemde Türkiye'den, ABD'nin hedefindeki her iki ülkeyle ilişkilerin geliştirilmesi ve işbirliği niyetinin beyan edildiği iki açıklama geldi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Venezüella'da gerçekleşen devlet başkanlığı ile eyalet ve belediye meclis seçimlerinin huzur ve barış ortamı içinde sonuçlanmış olmasından büyük memnuniyet duyulduğu ifade edildi. Açıklamada "Seçim sonuçlarının, Venezuela'da barış ve istikrarın daha da güçlenmesine ve Venezuela halkının refahının artmasına vesile olmasını temenni ediyoruz. Türkiye bu yeni dönemde, Venezuela ile ilişkilerini her alanda geliştirmek için çaba göstermeyi ve dost Venezuela halkı ile hükümetini desteklemeyi sürdürecektir" ifadelerine yer verildi. Bunun yanı sıra Türkiye, kısa bir süre önce ABD'nin İran ile P5+1 ülkeleri olan ABD, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya arasında 2015'te imzalanan nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesinin ardından da tepki ortaya koymuştu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin İran kararını "Devletler imzaladıkları anlaşmanın arkasında durmalı. ABD'nin tek başına bu kararı alması doğru bir adım değil" sözleriyle eleştirmişti.
Söz konusu bağlam göz önünde bulundurulduğunda iki önemli soru gündeme geliyor. Bunlardan birincisi, Türkiye'nin İran ve Venezüella ile ekonomi ve politik ilişkiler nasıl olacağı. İkincisi de, Türkiye'nin Venezüella ve İran'a yönelik destek pozisyonunun ABD ile ilişkilerine bir şekilde yansıyıp yansımayacağı…Türkiye'nin ABD'nin hedef tahtasındaki her iki ülkeyle ilişkilerinin olası geleceğini Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek, Sputnik'e değerlendirdirdi.
ABD'nin dış politika hamlelerinin kendisini yalnızlaştıracağının altını çizen Perinçek "Amerika Birleşik Devletleri, aslında kendisine yaptırım uyguluyor, kendisine ambargo hazırlıyor. İran'a ambargo… Venezüella'ya ambargo… Rusya'ya ambargo…Çin'e yarım ambargo uygulama çabası…Bütün bunların ardından ABD, İran'a yaptırım uygulanmasını kabul etmeyen, İran'a yaptırım uygulamayan ülkelere de yaptırım uygulayacağını da söylüyor. Bunun sonu ne? ABD'nin bu yaptırım uyguladığı ve yaptırımla tehdit ettiği ülkeleri üst üste koyduğumuzda; bakıyoruz ki ABD aslında yapayalnız kalır duruma geliyor. Yani ABD'nin yaptırım uyguladığı ülkelere hiç bir zarar gelmez; tersine kendisi bu hamlelerinden zarar gören taraf olur" dedi.
ABD'nin önemli ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu söyleyen Perinçek "ABD ekonomisi halihazırda çok büyük zorluklarla karşı karşıya. Üstüne bir de her tarafa ambargo ve yaptırım uygulamaya kalkan ABD; Almanya, Fransa ve İngiltere gibi eski Atlantik müttefiklerini de hızla kaybediyor. Sonuçta ABD kendi kendine yaptırım ve ambargo uygulayan bir ülke haline geldi. Onun için ABD yaptırımlarından korkacak bir şey yok. Belki de dünyanın kurtuluşu ABD'nin bu yaptırımlarından geçiyor" diye konuştu.
‘TÜRKİYE'NİN İRAN'LA İLİŞKİLERİ DAHA DA KUVVETLENİR'
Süreci, Türkiye açısından da değerlendiren Perinçek "Vatan Partisi, hem ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'a karşı tehditlerine hem de ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesine anında tepki gösterdi ve bu hamlelerin İran'a yönelik bir tehdit olduğunun altını çizdi. Daha önce de açıkladığımız üzere, iktidar olacağız ve buradan ilan ediyoruz ki Amerika'nın İran'a uygulamaya kalktığı ve kalkacağı hiçbir yaptırımı kabul etmeyeceğiz. Türkiye ile İran arasındaki ticaret ve kültürel alışveriş ABD'nin bu yaptırımlarının ardından da daha da kuvvetlenecek. İran bizim önemli bir ticaret ortağımız. Aynı zamanda enerji güvenliğimizi Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya'dan sağlıyoruz. ABD ne yaparsa yapsın Vatan Partisi iktidarı boyunca bizim bu ülkelerle dostluğumuza hiç bir şekilde halel gelmeyecek. Sürecin sonunda tam tersine Türk-Amerikan ilişkileri soğuyacak; Türkiye'nin bölge ülkeleri ve Batı Asya ülkeleriyle birliği güçlenecektir. Türkiye'nin Asya, Avrasya ülkeleriyle iş birliği daha da sağlamlaşır ve bu süreç Türkiye'nin Şanghay İşbirliği Örgütü'nde yerini almasıyla sonuçlanır" ifadelerini kullandı.
Venezüella seçimlerinde de "kaybedenin ABD olduğuna" işaret eden Perinçek "Venezüella seçimlerinde devrim, bağımsızlık ve halk kazanmıştır; kaybeden yine Amerika Birleşik Devletleri olmuştur. Amerika, bu seçimden sonra seçimleri tanımadığını söyleyenlerin başında yer aldı. Ancak burada da Amerika kendi kendisine zarar veren bir sürece girmiş oldu. Şimdi ABD, Venezüella'ya karşı tehditler yöneltiyor ve bu ülkeye de yaptırım uygulayacağının söylüyor. Güney Amerika bir zamanlar ABD'nin arka bahçesiydi; şimdi ABD, o ülkeleri de kaybediyor. Böylelikle de Güney Amerika ve Avrasya arasındaki birliği pekiştirmiş olacak" diye konuştu.
Perinçek "Biz iktidara gelecek olan Vatan Partisi olarak Venezüella ve İran'ın bizim kardeş ülkelerimiz olduğunu ilan ediyoruz. Bu ülkelerle ilişkilerimiz sağlam temellere sahiptir, emperyalizme karşı bağımsızlık temelindedir. ABD'nin hiçbir tehdidi, yaptırım veya ambargosu bizim Venezüella veya İran'la ilişkilerimizi zayıflatamaz veya bu ülkelerle ticaretimize zarar veremez. Biz bu ülkelerle beraber olmaya ve bu ülkelerle birlikte dünyanın barışçıl geleceğini kurmaya mecburuz" ifadelerini kullandı.
‘ABD TEHDİTLERLE ÇÖZÜME ULAŞAMAYACAK'
ABD'nin tehditlerinin Türkiye için hükümsüz olduğuna işaret eden Perinçek "Artık Türkiye'nin yönü belli. Hiçbir güç veya Amerikan komplo, Türkiye'nin yönünü değiştiremez. Türkiye'nin bundan sonra yeri, komşularıyla birliktedir. Yine Türkiye, dünyadaki konumunu hızla Avrasya olarak belirliyor. Bizim birinci ticaret ortağımız Çin, ikinci ticaret ortağımız Rusya, üçüncü ticaret ortağımız Almanya'dır. Çin'le, Hindistan'la ve Orta Asya cumhuriyetleri ve bütün Asya ülkeleriyle ilişkilerimizi geliştireceğimiz bir sürece girmiş bulunuyoruz. O açıdan da Amerika'nın tehditleri yersiz, boş ve beyhudedir. Bu tehditlerden ABD'nin sonuç alması mümkün değildir. NATO zaten Türkiye'yi hedef alıyor ve Türkiye kesinlikle Vatan Partisi yönetiminde NATO'dan çıkacak ve başta İncirlik Üssü olmak üzere Türkiye'deki Amerikan üsleri Türk ordusunun kontrolüne geçecektir. Bu sürecin sonunda Türkiye, Batı Asya ülkelerinin güvendiği bir ülke haline gelecektir diye ekledi.
