Gazeteci Kaplan: Yarım net kuralı kalsaydı, 400 bin gencin sınavı geçersiz olacaktı

Gazeteci Pervin Kaplan, Seyr-i Sabah programında lise ve üniversiteye giriş sınavlarındaki yarım net şartını değerlendirdi. Kaplan, temel sorularda yarım net yapma zorunluluğu yüzünden 400 bin gencin diğer sorularının geçersiz sayılmasını getireceğini, bu yüzden de bu şartın kaldırılmasının doğru karar olduğunu dile getirdi.

Türkiye'de öğrenciler her haziran ayında olduğu gibi yoğun bir sınav maratonundan geçiyor. Liseye giriş ve üniversite sınavları birçok tartışmayı da beraberinde getiriyor. Deneyimli gazeteci Pervin Kaplan, Seyr-i Sabah programında açılan kontenjanlardan sınav sistemindeki değişikliklere, soruların zorluk seviyesinden çalınması girişimlerine kadar birçok noktayı değerlendirdi:

‘ÜNİVERSİTE KONTENJANLARI BOŞ KALABİLİR'

"Üniversite sınavlarında şimdiye dek hiç uygulanmayan bir kural hayata geçirilecekti: 4 test olacak. Temel yeterlilik testi ilk oturum. Bunu geçen, 150 puan alan ön lisans, 180 alan lisans alacaktı. Ama puanların hesaplanabilmesi için öğrencilerin Türkçe ve matematikten yarım net çıkarmaları gerekiyordu. İki testten de yarımşar net alınmasında ısrar edilirse 120 bin aday barajı geçemez ve üniversite kontenjanları boş kalır tezini savundum. Bir sınav yapılmıştı Milli Savunma Üniversitesi için. 300 bin kişi girmişti. Bu sınavda bahsettiğim kural uygulandı. 50 bin aday Türkçe ve matematikten yarım net çıkaramadığı için puanları hesaplanamadı.

Aslında vahim bir tablo nasıl liseyi bitirecek çocuklar yarım net çıkaramıyor? Peki bu adaylar nasıl mezun oluyorlar liseden? Esas vahim tablo bu. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) esas bu tablodan korktu. 12 yıl boyunca okuyan çocuklar bu sınava giriyorlar. Bunların 400 bini Türkçe ve matematikten yarım net çıkaramayacaktı. Bu sınav iki aşamalıydı. İlk bölüm çok kolaydı herkes yaptı. Ancak ikinci bölüm sayısaldı. Bütün öğretmenler şu ana kadar yapılmış en zor sınav olarak duyurdular bunu. Tam yaptığını söyleyen öğrenci şu ana kadar çıkmış değil. Sıralama sınavı, adından da anlaşılabileceği gibi öğrencileri sıralamak için yapılır. İçinde kolaydan çok zora kadar birçok çeşit soru bulunur. Bir milyon öğrenci girdi. Mevcut okulların yarıdan fazlası meslek lisesi ve imam hatip lisesi. Anadolu lisesi ve fen liseleri kontenjanı 78 bindi. Geçen yıl sınav çok kolaydı, 17 bin tam not çıktı. Geçen yıl doğum tarihi kriter olarak çıktı. Bu sene bu kadar zor yapınca çocuklar şaşırdı. Puanlar belli bir yerde toplanacak.

Soruların çalınmaya çalışılması tam bir skandal: Sayısal bölümde İstanbul'da 3 öğretmen gözetmen olarak görev alan öğretmenler sınava girmeyen öğrenci adına hazırlanmış kitapçıktan fotoğraf çekiyorlar. Bu soruları paylaşıyorlar sınav devam ederken… Daha önce de sınavlarda şaibe ve soru işaretleri oldu. Birilerine verildi mi sorusuna evet ya da hayır deme şansımız yok. Gözetmenler gözaltına alınıp serbest bırakıldı, ardından soruşturma açıldı. Devlet memuru oldukları için soruşturma izni alınması gerekiyordu. Bakanlık izin verince soruşturma yürüyecek. Çok vahim bir durum. Bir öğretmen nasıl böyle şey yapar? Arkasında örgüt mü var diye düşünüyor herkes.

'ÜLKENİN EN TEMEL SORUNU EĞİTİM'

Doğru dürüst sınavlar için umutlu olmak isterim. Ama ülkenin en temel sorunu eğitim. Eğitimin en büyük sorunu da alanının en büyük uzmanlarının yönetici konumda olmaması. Eğitimdeki değişiklikler için proje ve pilot uygulaması yapılmıyor. Bakan da 'Bu sınav çocukların psikolojisini bozuyor' diyerek yeni sınav getiriyor. Yeni gelen daha çok bozuyor. Sonra 'Evine en yakın okula gireceksin, sınavları kaldırdık' diyorlar. Yazdan beri çalışan çocuklar ne olacak? Her şey soru işareti. Bu sınavın sonuçları seçimden sonraya kalır demiştim. Çünkü sınav sonuçlarıyla birlikte yerleştirme kriterlerini bilmiyoruz, onlar ortaya çıkacaktı. O zaman da çok büyük tartışma çıkacak."