Ölü Göl, şarkı söyleyen kum tepeleri ve 'yerli Stonehenge': Kazakistan'ın gizemli yerleri
Ölü Göl, şarkı söyleyen kum tepeleri ve 'yerli Stonehenge': Kazakistan'ın gizemli yerleri
Sputnik Türkiye
Asya ile Avrupa arasında önemli bir köprü konumunda bulunan Kazakistan, tarihi yapıları ve kültürel güzellikleriyle gezilip görülmeye değer bir ülke... 03.10.2018, Sputnik Türkiye
Asya ile Avrupa arasında önemli bir köprü konumunda bulunan Kazakistan, tarihi yapıları ve kültürel güzellikleriyle gezilip görülmeye değer bir ülke. Kazakistan aynı zamanda gizem sevenler için de ideal bir yer.
Kazakistan'da bilim insanlarının henüz açıklama getiremediği tuhaf, bir o kadar da nefes kesen manzaralar, Sputnik’in seçkisinde.
Kazakistan'ın Almatı bölgesindeki Gerasimovka köyü çevresinde yerli halkın uzakta kalmayı tercih ettiği Ölü Göl yer alıyor. Gölün bu korkutan ismi, neredeyse her yıl sularında insanların boğularak ölmeleri, içinde ne balık ne de başka deniz canlılarının yaşamasından kaynaklanıyor. Çok sıcak havada bile Ölü Göl'ün suları buz gibi soğuk kalıyor.
Kazakistan'ın şarkı söyleyen kumları, ülkenin güneydoğu bölgesinde Almatı'ya araçla birkaç saat uzakta bulunan Altın Emel Ulusal Parkı içinde yer alıyor. Parktaki kum tepelerinin yüksekliği 150 metreyi, uzunlukları 1,5 kilometreyi bulabiliyor. Ancak tepelerin yükseklikleri ve biçimleri rüzgârın yönüne de gücüne göre durmaksızın değişiyor. Rüzgâr ve kumların ürettiği ses ise zaman zaman 105 desibele dek çıkabiliyor.
Orta Asya'nın batısında Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan arasında yer alan Üstyurt Platosu, sert güzelliğiyle nefes kesiyor. Eski çağlarda Üstyurt platosunun üzerinden başta Büyük İpek Yolu olmak üzere Asya ile Avrupa'yı bağlayan önemli ticaret güzergahları geçiyordu. Üstyurt'ta çekilen görüntüler bilim kurgu filmlerini aratmayacak cinsten.
Aral Gölü'nün kuzeybatısında yer alan ve tabiatı koruma alanı olarak belirlenen Barsakelmes adasını kaplayan kumlar. Yerli halk arasında anlatılan bu bölge ile ilgili birçok efsane ve gizemli hikaye mevcut. Adanın adı Kazakça'da 'gidenlerin geri dönemediği bir yer' anlamına gelir. Bu bölgede zamanın farklı hızlarda aktığı söyleniyor. 90'lı yılların başında bu adada keşif gezisi yapan araştırmacı ekibi kayboldu.
Talas Aladağı’nın güney batısında bulunan Kazıkurt dağı, Çimkent şehri’nden 35 km uzaklıktadır. Bu dağ halk arasında “Kutsal Kazıkurt' (Kazıkurt-Kazlılık Evliya) olarak adlandırılmaktadır.Tufan zamanındaki Cudi dağı, Kazak efsanelerinde ise Kazıkurt olarak geçmektedir. Orta Asya halklarının bazı efsanelerinde eski zamanlarda Kazıkurt dağının yeryüzündeki en yüksek dağ olduğu söyleniyor.
Batı Kazakistan'ın Mangistau eyaletindeki yeraltı camisi, kireç kanyonları ve küre şeklindeki konkresyonlar, çok sayıda yabancı ve yerli turistin ilgisini çekiyor. Tupkaragan yarım adasındaki Şakpak Ata kanyonunda bulunan yeraltı camisi, bölgenin kutsal, tarihi ve kültürel değerlerden birini oluşturuyor.UNESCO Dünya Kültür listesine aday olan ve kaya üzerinde yapılan caminin, tarihi kaynaklara göre 10. yüzyıla ait Sufi camisi olduğu biliniyor. İç ve dış cephesinde at, boğa, insan ve çiçek desenlerinin yer aldığı cami, imamın odası dahil olmak üzere 5 odadan oluşuyor.
Doğu Kazakistan'daki büyük kara parçasında bulunan 1500 yıllık bir taş anıt. Sahip olduğu 4 metre boyu ve yapısıyla ünlü Stonehenge'i andıran bu yapıtın, yaklaşık 300 dönümlük bir alanın üzerine Hunlar tarafından inşa edildiği söyleniyor.
