'Bavyera seçimleri, Merkel'i siyasi sonuna götüren yolu biraz daha kısalttı'

Bavyera seçimlerinde Hristiyan Sosyal Birlik'in (CSU) 1962 yılından beri ilk kez eyalet parlamentosundaki çoğunluğunu kaybetmesi ve CSU ile Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) ciddi oy kaybetmesinin ardından, Almanya'nın üçlü koalisyon hükümetinin geleceği sorgulanıyor.

Berlin'de Başbakan Angela Merkel'in Hristiyan Demokrat Birlik'i (CDU), Bavyera'daki kardeş partisi CSU ve SPD'den oluşan üçlü koalisyon hükümeti, Bavyera seçimlerinde ağır darbe aldı. CSU lideri ve İçişleri Bakanı Horst Seehofer'in sığınmacılar ve göç konusunda Merkel'le alenen kapışması ters tepmiş gözükse de, hükümet ortaklarının Bavyera gibi çok önemli bir eyalette erimesi şansölye için kötü haber. Siyasi analistler, bu kötü sonucun, Merkel'i siyasi sonuna götüren yolu biraz daha kısalttığı görüşünü dile getirdi.

Die Welt gazetesi şu değerlendirmeyi yaptı:

"Almanya'nın siyasi hayatı artık sakin akan uzun bir nehir olmaktan çıktı. CSU'nun aldığı kötü sonuç, bu manzarayı bozdu. Kardeş partiler CDU ile CSU arasında başından beri kırılmalara yol açan mülteci politikası, bu izdivacı sona erdirdi. Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder mülteci politikasını koz olarak kullanıp Başbakan Angela Merkel'i istifaya, olmazsa politika değişikliğine zorlayabileceğini sanmakla yanıldı. Sosyal Demokrat Parti'nin beşinci sıraya düşmesi ve CSU'nun oylarındaki 10 puanlık gerileme Berlin'deki büyük koalisyon hükümetine karşı yapılmış bir oylamadır."

Frankfurter Allgemeine Zeitung, CSU'nun Bavyera'daki saltanatının sona erdiği ve koalisyon ortağı aramak zorunda olduğunu belirterek şöyle devam etti:

"Eyalet Başbakanı Markus Söder'in koalisyon ortağı olarak Hür Seçmenleri tercih edeceği anlaşılıyor. Ortalık yatıştıktan sonra, Almanya'nın bir koalisyonlar ülkesi olduğu ve öyle kalacağı bir kez daha idrak edilmiş olacak. İlk kez Bavyera meclisine giren Almanya için Alternatif'in (AfD) sistem eleştirisi doğrultusunda her şeye karşı çıkmakla birlikte uzun vadede koalisyon ortağı olmak istemesi de tarihin cilvesi olarak bir kenara yazılmalıdır."

Berliner Morgenpost gazetesi Bavyera eyalet seçimlerinin federal koalisyon hükümeti üzerindeki muhtemel etkilerini şöyle öngördü:

"İki ortağının büyük oy kaybına uğraması kötü başlangıç yapan Berlin'deki büyük koalisyonun işini daha da zorlaştırdı. Büyük koalisyonu kerhen onaylayan Sosyal Demokratların büyük bölümü şimdi sesini yükseltecektir. SPD lideri Andrea Nahles'i zor günler bekliyor. SPD'yi daha da küçülten büyük koalisyondan bir an önce ayrılma baskısı artıyor. Merkel ile partisi CDU da zor durumda. Bavyera sonuçlarının şok dalgaları Merkel'in partisini epey sarsacaktır. Kardeş parti CSU'nun aldığı kötü sonuç Merkel'i siyasi sonuna götüren yolu biraz daha kısaltmış oldu."

Bavyera seçiminde CSU yüzde 37 oyla ilk sırada yer almasına karşın, 4 yıl önceki seçimlere göre 10 puan kaybetti. Yeşiller yüzde 18 oy alıp ikinci olarak büyük bir çıkış yaptı. Esasında bağımsız adayların oluşturduğu Hür Seçmenler Partisi yüzde 11 oy aldı. Aşırı sağcı AfD ise yüzde 10 oranında oy alarak ilk kez eyalet parlamentosuna girdi. SPD ise Bavyera'da yüzde 10'dan az oyla sadece 5. sırada yer alabildi. Afd'nin Bavyera'ya özgü türevini andıran Hür Seçmenler'in yükselişi dikkat çekerken BBC Almanya Muhabiri Jenny Hill, "Almanya'da olan sadece aşırı sağın yükselişi değil. Seçmenler daha küçük ve yeni hareketlere yöneliyor" değerlendirmesini yaptı.

Nahles, Bavyera hezimetinden, hükümet ortakları arasında yaşanan tartışmaları sorumlu tutarken SPD'nin hükümetten çekilebileceği yönünde spekülasyonlar yapılıyor. Alman siyasetinin gidişatı, büyük oranda, bu kez 28 Ekim'de Hessen eyaletinde yapılacak seçime bağlı.