KARAÇAM: OLAYIN KÖKENİNE İNMEDEN BU SORUN ÇÖZÜLEMEZ
"Cinayet gibi kaza mı diyelim cinayet mi diyelim bilemiyorum. Bazıları bunu geçiştiriyor, başka taraflara çekmeye çalışıyor. Ama eldeki verilere göre maalesef bu bir cinayet. İddiaya göre çarpışmanın olduğu bölgede sinyalizasyonun olmadığı, haberleşmenin telefon ve telsizle yapıldığı söyleniyor. Siz yüksek hızlı tren hattı yapıyorsunuz. Bir hafta önce mecliste TCDD genel müdürü bizim bütün hatlarımız sensörlerle kontrol ediliyor diye açıklama yapıyor. Bir hafta sonra bu önemli hatta sinyalizasyonun olmadığı iddia ediliyor. İki tren kafa kafaya çarpışıyor. Buna kaza demek bana göre mümkün değil. Dünyanın en güvenli ulaşım sistemi demiryoludur. Bugün Çin'de Japonya'da Avrupa'da saatte 400 kilometrenin üzerine çıkan hızlarda gidiliyor ve kaza olmuyor. Ülkemizde 16 yılda 17 ölümlü tren kazası meydana geldi.
Kamu olarak siz insanlara biz burayı açtık ve çalışıyor güveni veriyorsunuz. Ama çalışmıyor. Denetim de yapılmıyor. Bir hafta önce açıklama yapan Demiryolları genel müdürünün kazanın olduğu anda görevini bırakması gerekiyor. Ama maalesef üç kişi gözaltına alınıyor, bunlardan bir de makasçı.
Telsizle haberleşirken hat kesildi pili bitti, makasçı makası değiştirmek için yolda düştü. Ne olacak? Sinyalizasyon olduğunda bunun üç dört kat önlemini alıyorsunuz. Biri çalışmayınca diğeri devreye giriyor. Bir sorun olduğunda treni otomatik olarak durduruyor. Makinist o treni görmeden tren durmuş olmalı. 100 kilometre hızla giden ivmelenmiş bir treni makinist yüzlerce metre gitmeden durduramaz. Bu bir araba değil. Ani frende arka vagonlar öne doğru itecek ve çok daha büyük kazalar olabilir."
KOCABIYIK: TCDD İKİ AYRI KURUM OLMAMALI
Demiryolları artık işletmecilik ve altyapı olarak ikiye ayrıldı. Tren bir yerden diğerine giderken iki ayrı kurum tarafından işletilerek gidiyor. Tren işletmeciliği ve raylar ayrı bir kurum. Çok başlılık en önemli hatalardan biri. Demiryolları yakın zamana kadar kamusal hizmet sunmakla yükümlüydü. Ayrışmadan sonra bu yükümlülük ortadan kalktı. Artık yolcu değil müşteri, kamu yararı değil kar zarar hesabı olarak bakılıyor. Herkes kendi çıkarını öne çıkarıyor.
İkinci planda sinyal sisteminin olmaması hatası geliyor: 250 kilometre hız yapıyoruz diye övünüyorsunuz ve bu projede tren işletmeciliğini telsiz veya telefonla yapıyorsunuz. Bu akıl alır gibi değil. Telsiz arızaları demiryollarında çok olur. Tabi ki 100 yıl öncesinin tren seferlerinin az olduğu zamanlarda yavaş trenlerin olduğu yerde mümkün. Ama bugün değil.
Bu hatlar Nisan'da teslim edildi. Sinyalin çalışmadığını bile bile teslim aldılar. Yok makasçı yok makinist demesin kimse. Bu sorumluluk kamu otoritesinin sorumluluğudur. Bu hızlı tren projesi 16-17 senelik proje ve hala bitmedi. Bitiremiyorsunuz ve 250 kilometre hız yapıyorsunuz dilerek mega proje olarak açıklıyorsunuz. Kaza yapınca da Allah'ın takdiri, makinist hata yapmış veya kılavuz makine orada ne arıyor diyorsunuz.
Ben 30 sene çalıştım demiryollarında. Girdiğimde 45 bindi, sonrasında 17 bine düştü. Bir kişi 30 sene önceye göre 3 kat iş yapıyor. Aynı zamanda hatlar yaygınlaşıyor. Yaygınlaşmanın gerektirdiği kaliteli nitelikli eleman istihdamı yapılmıyor. Benim zamanımda bir makinist eğitimi 6 yıl sürerdi ve bu eğitimi kurum kendi yapardı. Şimdi eğitim bir sene sürüyor. Şimdi lokomotif kullanmayı otomobil kullanmak gibi düşünüp ehliyet kursu açılması planlanıyor. Nitelikli eğitim sadece kurum tarafından verilebilir
Projeler bitmeden kesinlikle açılmaması lazım. Aynı sorun Marmaray'da da gündeme geldi. Gebze Halkalı arasında işletme açılacak ama orada da sinyalizasyon sorunu var. Daha iki gün önce orada sinyal sistemi çöktü. Sendika ve meslek odalarının görüşleri çok önemli. Bunlar dikkate alınmalı. Buraların talepler değerlendirilmeli. Meslek odalarının denetimi hayati önemdedir."