İbrahim Karagül, "Erdoğan-Putin zirvesi düğüm çözer. ABD "Koridor"dan asla vazgeçmedi. Bizi PKK ve DEAŞ'la vuranlar, Rusya ile yeni bir kriz istiyor" başlığıyla yayımlanan yazısında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün gerçekleştireceği görüşmeye dair yorumlarda bulundu.
— İdlib meselesi ve Afrin operasyonu dahil, Türkiye'nin bölgesel kaygılarını hafifletecek bütün girişimler Erdoğan-Putin zirveleriyle somutlaştı ve sahaya yansıtıldı. Türkiye'nin bir güç olarak öne çıkması, Atlantik çevresi, dünyanın yeni yükselen ve merkez güçleriyle kurduğu karmaşık ilişkiler ağını yürütebilme yeteneği ile birebir ilgiliydi. Rusya ile ilişkiler bu anlamda Türkiye'nin elini güçlendirdi, güneyden gelen tehditleri hafifletmesinde çok ciddi rol oynadı. Suriye savaşı Suriyelilerle ilgili, Şam rejimiyle ilgili bir savaş değildi. 1991 Körfez Savaşı'ndan beri devam eden bölgesel planlamanın parçasıydı. 2003 Irak işgali bunun en önemli adımıydı. Ardından başlatılan Suriye krizi, savaşı Türkiye'ye taşımanın en önemli adımıydı. Bütün bunlar Türkiye'nin yanılgılarıyla, zorlanmasıyla, içeriden meşruiyet kazandırma projeleriyle yürütüldü.
'BİZİ PKK VE DEAŞ'LA VURDULAR'
Karagül şöyle devam etti:
— Bu haritanın Türkiye'yi de içine aldığı netleşti. Müttefiklerimizin DEAŞ ve PKK ile ülkemizi vurması, sınırımızın güneyinde yüzlerce kilometrelik "Türkiye Cephesi" kurması, bunu bütün pervasızlıkla ve açıklıkla yapması, Türkiye'nin güvenlik önceliklerini yeniden düşünmesine ve belirlemesine yol açtı. İşte ülkemizin bu tehditleri savuşturmasında Rusya ile yakınlık etkili oldu. ABD'ye, İsrail'e ve bölgedeki müttefiklerine kaysaydık, Fırat Kalkanı, Afrin müdahalesi, İdlib operasyonu mümkün olmayacaktı. Türkiye'deki baskın ABD lobiciliği zihinleri ne kadar bulandırırsa bulandırsın, Erdoğan-Putin'in yakın anlayışı, Türkiye'nin güvenlik kaygıları için en önemli süreçtir, en belirgin sonuçlar bu görüşmelerde alınmıştır.
'ERDOĞAN VE PUTİN, BÖLGENİN GELECEĞİ İÇİN GÜVENCEDİR'
— ABD Suriye konusunda Türkiye'ye hiçbir taahhüdünü yerine getirmedi. ABD, bu bölgede Türkiye'yi vuran, tehdit eden her tasarrufun başındadır. Yine öyle olacak, Münbiç ve Fırat'ın Doğu'sundaki tehditlerin ortadan kaldırılması için hiçbir yardımı dokunmayacak. Tam aksine zarar vermeye devam edecek. Şu anki bütün manevralar yeni bir oyalama taktiğinden başka bir şey olmadığını da yakında göreceğiz.
— Ankara-Moskova arasındaki güvenin güçlü tutulması bizim için esastır. Erdoğan-Putin bu bölgede bütün düğümleri çözecek iki liderdir. Sadece Suriye'de değil, diğer bölgesel konularda da somut sonuç alabilecek iki lider. Bu yüzden Erdoğan'ın Moskova ziyareti çok önemli. Özellikle de ABD ile yeni süreç işletilirken.