Kommersant'tan Türk-Rus zirvesi analizi: Suriye'ye ABD'siz güvenlik vaat edildi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Moskova'da gerçekleştirdiği zirveyi analiz eden Kommersant gazetesi, Suriye'ye ABD'siz güvenlik vaat edildiğini yazdı.

Kremlin'deki müzakerelerin, ABD'nin varlığını sona erdirme kararı aldığı dönemde Moskova ve Ankara'nın Suriye'de çözüm için başrolde oynama kararlığını ortaya koyduğunu belirten Kommersant, üçüncü garantörün İran olacağını vurguladı.

'YENİ ÜÇLÜ ZİRVE İÇİN MUTABAKAT SAĞLANDI'

Erdoğan'ın ziyaretinin Rusya, Türkiye ve İran'ın inisiyatifiyle 23-24 Ocak 2017 tarihlerinde Suriyeli taraflar arasında başlayan barış müzakerelerinin ikinci yıldönümünde gerçekleşmesinin sembolik önem taşıdığına dikkat çeken Rus gazetesi, Putin ve Erdoğan'ın yeni üçlü zirve konusunda mutabakat sağladığının altını çizdi.

Kommersant, dünkü zirvenin öncesinde İdlib'deki Heyet Tahrir uş-Şam militanlarının Türkiye destekli güçleri ciddi şekilde bastırarak Moskova, Şam ve Ankara'ya meydan okuduğunu da anımsattı.

'İDLİB'E ASKERİ HAREKÂTIN KOŞULLARI FORMÜLE EDİLMEDİ'

Bundan dolayı liderlerin İdlib'deki teröristlere yönelik olası askeri harekâtın koşulları üzerinde mutabakat sağlayıp sağlamayacağının merak konusu olduğunu yazan gazete, "Putin, Erdoğan'ı överek Türkiye'nin İdlib'deki terör tehdidinin ortadan kaldırılması için çok çalıştığını söyledi. Bununla birlikte Rus lider, Rusya'nın Suriye ordusuyla düzenlemek istediğini askeri harekâtın koşullarının nihai olarak formüle edilmediğini, Rusya ve Türkiye savunma bakanlarını 'ek müşterek önlemler' geliştirmeye devam edeceğini belirtti" ifadelerine yer verdi.

'BATI'NIN SURİYE ANAYASA KOMİTESİYLE İLGİLİ TUTUMU ŞAŞIRTTI'

Zirvenin bir diğer önemli gündem maddesi olan Suriye anayasa komitesi kurulması konusuna da değinen Kommersant, Putin'in şu sözlerini aktardı: "Rusya ve Türkiye, listelerle ilgili çalışmaları tamamladı ve buna nokta koymaya hazırlanırken Fransa, Almanya ve İngiltere'nin BM daimi temsilcilerinin BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e mektup yazarak dönemin BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın konuyla ilgili açıklamayı kabul etmemesi gerektiği yönünde telkinde bulunduğunu duyduk. Şaşırdık ancak sabredeceğiz ve onlarla çalışmayı sürdüreceğiz."