AK Parti tarafından yeniden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilen Menderes Türel, Sözcü'den Özlem Gürses'in sorularını yanıtladı.
Türel, daha çok AK Parti ve MHP'li siyasilerce kullanılan 'beka' ve 'zillet' tanımlamalarıyla ilgili olarak da şunları söyledi:
Bu beka konusu bugünün meselesi değil, bin yıllık tarihimizde bu her zaman var olan bir sorun. Biz her zaman bu hassasiyeti korumak zorunda olan bir devlet ve milletiz… Türkiye üzerinde ameliyat yapmak isteyen bu küresel güçlere bin yıldır milli birlik, beraberliğimiz ile cevap veriyoruz. Aramıza hainleri, bölücüleri sokmaya çalışan bir anlayışı kabul edemeyiz. Bizim söylemeye çalıştığımız bu. Vatandaşımız rencide oluyor ise kastımız iyi anlaşılmamıştır.
Bu sefer yine AK Parti diyecek. Bakın, Antalya'ya biz 10 bin km. raylı sistem yaptık, benden sonra 1 cm. yapılamadı. Ben 11 katlı köprülü kavşak yaptım, benden sonra 1 tane yapılamadı.
- İktidar kaynak vermeyince nasıl olacak?
Diğer başarılı, nadir de olsa muhalefet belediyelerinde nasıl olduysa öyle… Yan gelip yatıp ideolojilerin arkasına sığınarak şu kadar oyum garanti derseniz olmaz tabii. Proje üretmezseniz kaynak da bulamazsınız. Proje üretirseniz kaynak her yerde.
'DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜYÜZ'
- Siz nasıl bir Antalya hayal ediyorsunuz?
2004'te ben bir kaç şehir yazdım seçim kataloğuma, Barcelona, Paris, New York, Dubai filan var… Ben bir iddiayı ortaya koymak için yazdım bu kentleri, çünkü bizden fersah fersah öndelerdi. Oysa bizim zenginliklerimiz çok daha fazla. Ve dedim ki "Antalya'yı buralardan daha değerli bir kent yapacağım."
- Evet, hatırlıyorum…
- Modern dünya yaklaşımınız önemlidir diye düşünüyorum…
Turizm barış sektörüdür. Barış ne demek? Huzurlu demek, güvenli demek… Antalya'ya bakıyorsunuz, dünyada büyük bir siyasi kriz yaşayan Filistinli kardeşimiz ile İsrailli vatandaş yan yana bir havuzun içinde yüzüyorlar! Mesele bu. Antalyalıların bu özgürlüğü en güzel şekilde yaşamaları bizim en büyük hedefimiz. Herkes dilediğince özgürce Antalya'da yaşar ve bunun da teminatı biziz.
'HEPSİ BENİM DOSTUM'
- Dünyada bir kentin medeniyet ölçüsü bir kadının gece yarısı tek başına evine güvenle yürüyebilmesi ile ölçülür…
Antalya'da bunun çok örneği var! İnanınız bu doğal hayatın bir parçasıdır şehrimizde.
- Antalya'da kaç ilçe var, kaçı CHP belediyesi?
- Hiç bugüne kadar bir kriziniz, sıkıntınız oldu mu birlikte çalışırken?
Ben bütün ilçe belediye başkanlarımızla çok iyi görüşürüm, hepsi de çok iyi dostumdur, çok da iyi anlaşırım. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama ortak bir amaca hizmet etmek için omuz omuza çalışacaksınız. Antalya dünya cenneti bir şehir, bu güzelim şehri siyasetin kısır çekişmelerine kurban edemeyiz, etmemeliyiz.
- Siz CHP'lilerden oy alıyor musunuz?
Anketlere baktığımızda büyük bir potansiyelimiz olduğunu görüyoruz. Çünkü ben Antalya'da kimseyi ayırt etmeden hizmet ediyorum. Bakın en son Hatay'da CHP'li aday "Oy yoksa hizmet de yok" diye kampanya yapıyor. Antalya'da bu asla olmaz bu çok yanlış bir yaklaşım. Ben en önemli projelerimi en az oy aldığım Konyaaltı'nda yaptım, sahil projesi, Yaşam Antalya Parkı, bizim çılgın projemiz Boğa Çayı projesi, teleferik… Ama Kepez'e tarihimizin en büyük yatırımıyla raylı sistemi getirdim, en çok oy aldığım yer.
- Hiç sokakta "CHP'li olsaydınız size oy verirdik" diyen oluyor mu?
- Yani diyorsunuz ki ne sokakta, ne de sizin yönetim anlayışınızda böyle bir ayrılık, gayrılık yok…
Hiç yok hem de! Bizim Meclis listelerimizde çok seslilik var. 3-4 hafta önce CHP'de siyaset yapan arkadaşlarımız şimdi bizim AK Parti listelerinde Antalya'da. DYP'de ANAP'ta geçmişte DP'de siyaset yapmış birçok arkadaşımızı da bizim listelerimizde görebilirsiniz. Biz Türkiye'yi ötekileştirmemek üzere belediyecilik yapıyoruz. Aleviler de var listemizde, Sünniler de… Hatta Alanya'da bir de gayrı Müslimimiz var; Paulina Müftüoğlu Hanım, Finlandiyalı bir Türk vatandaşı. Konyaaltı'da da Arinna Yılmaz Hanım, Rus kökenli bir vatandaşımız bizim listemizde vardı ama diploması Rusya'dan yetişmedi.
'KASTIMIZ ANLAŞILMADI'
- Bu kadar çok sesli, çok renkli bir kent yönetimi var madem… Bu beka işi, zillet lafı nereden çıktı?
Bu beka konusu bugünün meselesi değil, bin yıllık tarihimizde bu her zaman var olan bir sorun. Biz her zaman bu hassasiyeti korumak zorunda olan bir devlet ve milletiz… Türkiye üzerinde ameliyat yapmak isteyen bu küresel güçlere bin yıldır milli birlik, beraberliğimiz ile cevap veriyoruz. Aramıza hainleri, bölücüleri sokmaya çalışan bir anlayışı kabul edemeyiz. Bizim söylemeye çalıştığımız bu. Vatandaşımız rencide oluyor ise kastımız iyi anlaşılmamıştır.
Tarihimiz boyunca uluslararası güçler siyasi partilerimizin içine bölücüleri, hainleri yerleştirmeye çalışmış. Bizim içimizde de FETÖ'cüler varmış, biz şimdi bunları temizledik, temizliyoruz… Bakın CHP'nin içine de bölücüler sızmaya çalışıyor, çalışacaktır da. Bizim mücadelemiz onlarla. Biz aslında bunu ifade ederek Atatürk'ün kurmuş olduğu CHP'nin içine bu kişilerin girmesini de engellemiş oluyoruz. Bekadan kastımız budur… Yoksa benim CHP'li çok seçmenim var, anlattım size, bizim seçmenimiz olmasa da bu milletin her bir bireyi vatanını milletini sever ve vatanı milleti için ölmeye hazırdır.
'ANTALYA'YI SİYASETLE DEĞİL, PROJEYLE YÖNETİYORUZ'
- CHP'li ile AKP'li belediye arasındaki fark nedir?
Bizim belediyecilik anlayışımız hizmet odaklı. Bizde ideolojik bir anlayış olamaz. Biz Atatürk'ün söylediği gibi ‘muasır medeniyet'i yakalamak için çok çalışan kadrolar olmak durumundayız.
- Rakibinizi nasıl buluyorsunuz?
Rakibimizle ilgilenmiyoruz! Şampiyon belli. Her geçen gün aradaki farkı açıyoruz.
- Anketlerde de öyle mi çıkıyor?
- Oysa ben "Kaybederseniz ne yapacaksınız?" diyecektim…
O soru boşa çıktı o zaman! Öyle bir ihtimali düşünmüyorum. Ama tabii halkımızın takdiri. Ha eğer emeklilik hayalimi soruyorsanız, kitap yazmak ve müzik yapmak olacak. 4-5 bestem var, birisi anneme, birisi eşime, onları değerlendirmek istiyorum. Ben popüler müziğe Batılı aranjeler yapıyorum, mesela çok sevdiğim bir arabesk şarkıyı caz motifleriyle çalıyorum. Bir gün beklerim Özlem Hanım, özel bir müzik akşamına, benim piyanom iyidir.
'20 KATRİLYONLUK YATIRIM YAPACAĞIZ'
- 2 dönem Antalya'yı yönettiniz, bir dönem Meclis'te temsil ettiniz. Sizin açınızdan kent için yapacak bir şey kaldı mı?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi Antalya dünyanın en güzel yeri, burada ne yapsak az… Dünya markası bir şehre, 10 yıllık bir öngörüde 359 vizyon proje tasarladık.
- Bir ekibiniz mi var?
Her projeyi o alanda uluslararası düzeyde konusunun uzmanlarıyla çalışıyoruz. Mesela bu cam piramidin
karşısında Meltem Mahallesi girişinde TOKİ bir rezidans yapacaktı, yarım katrilyon değerinde bir alandır bu. Bunu dev bir millet bahçesi yapmak üzere istedik ve aldık. Vatandaşlarımız Meltem Sitesi'nden denize kadar yaya olarak kesintisiz ulaşabilecekler. Burada ODTÜ Mimarlık Fakültesi'nden kürsü başkanı değerli bir hocamızla çalışıyoruz. Sinema stüdyoları projesini 30 sene önce Universal Studios'u çizen Andy Grant isimli bir uluslararası mimarla yapıyoruz.
Kesinlikle yok. 3 katrilyonun üzerinde bir bütçemiz var. Hepsinin finansmanı içinde. 20 katrilyonluk yatırım yapacağız. Yap-işlet-devret modeliyle. Muhalefet bizim batık bir belediye olduğumuzu iddia ediyor maalesef, sanırım olur da kazanırlarsa "enkaz devraldık" demenin yolunu yapıyorlar.
'MAL VARLIĞIMI İNTERNET SİTEME KOYUYORUM'
- Mansur Yavaş mal varlığını açıkladı… Siz?
Geç kalmış kendisi! Ben her seçimden önce internet sitemize koyuyorum zaten, 10 gün kala yine koyacağım. 5 sene önceki ile 10 sene önceki ile de karşılaştırabilirsiniz. Şeffaf belediyecilik adına ne yapılması gerekiyorsa biz yıllardır yapıyoruz. Benim en sevdiğim sıfatı Antalyalılar söyledi bana; "Antalya'nın hizmetkarı" diyorlar… Bu da bana yeter! Bizim gönül belediyeciliği dediğimiz; "Hizmet gereklilik, gönül almak yeterlilik" yaklaşımı bu. Halkın gönlüne girmenin yolunu bulmazsanız memleketi altınla kaplasanız bir şey ifade etmez.
SÖZCÜ OKURLARINA ÖZEL ÇAĞRI
31 Mart mahallemizin seçimi. Siyaset değil, projeler, hizmetler yarışsın. O nedenle gelecekte Antalyamızı çok iyi yerlere taşıyacak kişileri, Sözcü okuyucularının çok iyi analiz etmesini rica ediyorum. Unutmayın, oy verdiğiniz kişiye 5 yıl tahammül etmek demokrasinin gereğidir. Vatanını, milletini çok sevdiğini bildiğim Sözcü okuyucularının bu düşünceyle sandığa gideceğini umuyorum. Tümüne saygılar sunuyorum.
